Ahmet Hakan, Bülent Aydemir'e saydırdı: Teyit yok, araştırma yok, sorumsuzluk var!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan'ı çığa sebep olmakla itham eden, ardından da 'teyit etmedim' diyerek özür dileyen Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'e bir tepki de Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'dan geldi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan hakkında, ''İş makinaları ile yol açtırdı ve bu durum ikinci çığa sebep oldu'' ithamında bulunan Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'e tepkiler devam ediyor.

Aydemir'e bir tepki de Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'dan geldi. Hakan, Aydemir'in yaptığının sorumsuzluk olduğunu belirtti. Bu durumun içerisinden bir özür ile çıkıp çıkmayacağına bir soru işareti koyan Ahmet Hakan, sosyal medyada Aydemir'in iddialarına atlayanlara saydırdı.

İşte Ahmet Hakan'ın o ifadeleri:

Gazeteci Bülent Aydemir, bir iddiada bulundu televizyonda.
“İkinci çığ felaketine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan sebep oldu” demeye getiren korkunç bir iddia!

Teyit etmek? Yok. Suçladığı kişiyle görüşmek? Yok. Yeterince araştırmak? Yok. Sorumlu davranmak? Yok.

*

Peki ne var? Aldığı bir duyumu, ekrandan boca etmek var.

Başka da bir şey yok!

*

Çığ felaketinden yaralı olarak kurtulan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, hastane odasından bir açıklama yaparak...

İddiayı bütün unsurlarıyla birlikte net olarak yalanladı.

*

Gazeteci Bülent Aydemir de bunun üzerine...

“Pardon” dedi. “Özür dilerim” dedi. “Teyit etmedim” dedi. “Yanlış yaptım” dedi. “Zan altında bıraktım” dedi.

*

Sorumsuzca bir davranış, özürle kurtulur mu, kurtulmaz mı?

İşin bu kısmına girmek istemiyorum.

*

Fakat işin şu kısmına kesinlikle girmek istiyorum:

*

Sosyal medya denilen gayya kuyusunda...

“İkinci çığ felaketine Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanı sebep oldu” haberi, bazılarının çok ama çok hoşuna gitti.

Bayıldılar habere!

Yüklendikçe yüklendiler!

Paylaştıkça paylaştılar!

Gazladıkça gazladılar!

Bire bin kattıkça kattılar.

*

Gazeteci Bülent Aydemir, çark edip özür dileyince...

Öyle bir hayal kırıklığı yaşadılar ki...

Öyle bir elinden oyuncağı alınmış çocuk hırçınlığına büründüler ki...

Öyle bir şaşkına döndüler ki...


“Aslında haber doğru... Bülent Aydemir’e zorla özür diletildi...” falan diye tırlatma emareleri göstermeye başladılar.

*

Kıssadan hisse şudur:

Korkarım bu işler git gide psikolojinin konusu olmaya doğru gidiyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız