Ahmet Davutoğlu'ndan cumhurbaşkanı adayı çıkışı

Altılı masanın cumhurbaşkanı adayıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, "Yeni Cumhurbaşkanı ya altı liderden biri olur, ya dışarıdan birisi olur. Ama ister içeriden, ister dışarıdan olsun, ilkeler konusunda onun taahhüdünü isteriz, yetmez, 6 lider o Cumhurbaşkanlığı döneminde garantör olur" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, partisinin 23. İl Başkanları toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı.

ERDOĞAN’IN SAYIŞTAY KONUŞMASI İÇİN ‘REZALET’ DEDİ

Gündeminin ilk sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sayıştay'ın kuruluş yıl dönümünde yaptığı konuşma olan Davutoğlu, “Neresinden bakarsanız bakın rezalet! Cumhurbaşkanı, Sayıştay'a ‘Açık aramaya kalkmayın' diyor. Sayıştay'ın işi zaten açık aramak. Bunu söylemesi suçtur. Ama dokunulmazlık zırhıyla korunuyor. Madem yetki sahibisiniz, o zaman dokunulmazlık zırhını da kaldırın” ifadelerini kullandı.

Altılı masa ve çok tartışılan Cumhurbaşkanı adayına dair çarpıcı açıklamalarda da bulunan Davutoğlu'nun açıklamalarından bazı satır başları şu şekilde:

“VİCDANLI OL SAYIN CUMHURBAŞKANI, VİCDANLI OL!”

“Açız diye bağırdı biri Kahta'da, Besni'de ve Anadolu'dan yükselen feryada, Ankara'da duyarsız bir ses, Ankara'da vicdanını kaybetmiş bir ses, Ankara'da kendi yakınları ve aileleri dışında hiçbir vatan evladına kulak vermeyen bir ses, onlara dönüp şöyle dedi: Aç kaldığını iddia edenler var, vicdanlı olun, vicdanlı olun. Cumhurbaşkanı'na da ben buradan sesleniyorum: Vicdanlı ol Sayın Cumhurbaşkanı, vicdanlı ol! Siz vicdandan koptuğunuz için bugün ülkeyi de, partinizi de, kendinizi de bir uçuruma doğru götürüyorsunuz.

“HALKIN SOFRASINDAN TOPLADIĞINI FAİZCİLERE VERİYOR!”

Vatandaşa ceza keseceksin, vergi cezaları vereceksin, trafik cezalarını artıracaksın, mazotu artıracaksın, her şeyi artıracaksın, kaşık kaşık halkın sofrasından topladığını kepçeyle faizcilere vereceksin, sonra da İslam'dan, manevi değerlerden söz edeceksin. Yazıklar olsun! Kur korumalı mevduat denen şeyin Hazine'ye 4 aylık maliyeti 120 milyar Türk Lirası! Ne yaptı bu 120 milyar lirayı cebine koyan faizci zümre? Ne yaptı? Bir mal mı üretti? Bir ter mi döktü? Bir ızdırap mı çekti? Ne yaptı? Oturdukları yerden, lükslerine lüks kattılar. Gelir adaletinin bu kadar bozulduğu bir dönem görülmemiştir!

“10 MADDELİK BİLDİRGE, ALTILI SÜRECİN ANAYASASI'DIR!”

Elimde şu döküman var, 10 maddeden oluşan döküman. Tüm genel başkanların imzası var. Neden böyle bir şeye ihtiyaç hissettik? 3 sebeple arkadaşlar. Bu halkımıza bir taahhüttür. Artık benim ağzımdan, diğer genel başkanların ağzından çıkan sözler değil, bu taahhüt bizi bağlar. Bu, altılı sürecin anayasasıdır. Ve biz bu anayasa ile kendimizi bağladık. Bunlar hem milletimize, hem de liderlerin birbirine taahhütüdür.

“BU YAKLAŞIM MESELENİN ÖZÜNÜ ANLAMAMIŞ OLMAKTIR”

Halen televizyonlara baktığımda temel soru, Cumhurbaşkanı kim olacak sorusu. Şunu zikredeyim açık yüreklilikle, tek adam yönetiminden şikayet ettikten sonra, “bu tek adam gidecek, başka bir tek adam gelecek” mantığıyla sadece Cumhurbaşkanı'nın ismini konuşuyor olmaları büyük bir zaaftır. Meselenin özünü anlamamış olmaktır. Biz böyle bakmıyoruz. Biz problemin zihniyetten geldiğini ve zihniyetin dönüşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kurtarıcı gibi gelen tek kişilerin nasıl bozuldukları, yozlaştıklarının tarihidir Cumhuriyet tarihi, demokrasi tarihi. Biz sistem kuracağız.

“ARTIK TÜRKİYE'DE BİR KİŞİYE YETKİ VERİLMEYECEK”

Bozulmanın, çürümenin, güç yozlaşmasının ne olduğunu gördük! İlkelerimizden taviz vermeyecek biri üzerinde uzlaşırsak, bu Cumhurbaşkanı'nın nasıl denetleneceği, parlamenter sisteme geçişe kadar 6 siyasi partinin nasıl etkin olacağının mekanizmasını kurarız, ondan sonra isim tespit ederiz. O mekanizma kurulmadan kimseye yetki verilmesine asla taraftar olmaz, buna izin de vermeyiz. Bir kişiye yetki yok!

“KİMSE RÜYA GÖRMESİN!”

Yeni Cumhurbaşkanı ya altı liderden biri olur, ya dışarıdan birisi olur. Ama ister içeriden, ister dışarıdan olsun, ilkeler konusunda onun taahhüdünü isteriz, yetmez, 6 lider o Cumhurbaşkanlığı döneminde garantör olur. Pasif izleyici olmaz. Soru kimin aday olacağı değil, nasıl bir zihniyetle ülkeyi yöneteceğimiz. Aday ilan ettiğimiz anda aday kendi başına kampanya yürütecek, seçildikten sonra da kendi başına hükümet icra edecekse bu altılı masanın ne kıymeti harbiyesi var? O zaman biz hepimiz bir kişiye altın tepside Cumhurbaşkanlığı sunmak için bu çabayı sarf ediyoruz öyle mi? Kimse rüya görmesin! Biz o masadayken, sadece bir aday belirlenmeyecek, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin kaderi belirlenecekse o kaderde söz sahibi oluruz ve bu konuda hiçbir kısıtlamayı kabul etmeyiz.

“BU, TÜRKİYE'YE İHANET ETMEKTİR”

Şunu da ifade etmek istiyorum; Anket kampanyalarıyla, PR çalışmalarıyla, bir takım isimler üzerinden yürütülen tartışmalar ve kampanyalarla Türkiye'nin kaderini bir adamdan alıp başka bir adama devretmek isteyen çıkarsa, bugünkü tek adama nasıl karşı çıktıysak, ona da aynı ölçüde karşı çıkar, mücadelemizi veririz. Bunu biz açık yüreklilikle her yerde söyleriz. İlkeler yerine şahısları öne çıkartmak, Türkiye'ye ihanet etmektir.