Ahmet Altan son savunmasını verdi! 'Bizim darbeyle en ufak bir ilişkimiz yok'
FETÖ'nün medya ayağını oluşturmakla suçlanan Ahmet Altan "Benim silahım mı var ki darbe yapayım" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası tutuklanan gazeteci - yazar Ahmet Altan, akademisyen kardeşi Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davanın beşinci duruşmasının ikinci oturumu, Silivri'de devam ediyor..
16 Şubat'a dek sürecek duruşmanın ilk oturumunda Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu'nun Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkında verdiği "tahliye" kararının okunarak kayda geçirilmesini talep eden avukatlar Ergin Cinmen ve Sevgi Taş salondan atılmıştı.
Mahkeme Başkanı, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın sonraki oturumlarının Silivri'de görülmesine hükmetmişti. Duruşmada bugün savunmalara devam edildi..
Ahmet Altan savunmasında şunları söyledi:
"Ben bugün buraya yargılanmaya değil yargılamaya geldim. Binlerce masum insanı hapse atmak için yargıyı soğukkanlılıkla öldürenlerin işledikleri cinayetleri yargılayacağım. Benim cinayeti ortaya çıkaracak, katillerin kimliklerini belirleyecek, kullanılan kanlı ve kalleş silahları sergileyecek, olanları dünyaya anlatacak ve işlenen suçları kayda geçirecek bir gücüm var. Ölen ya da ölmekte olan bir yargı öyle korkunç kokar ki cehennem bile o kadar kötü kokmaz. Hukuk, yargı, adalet üçgeninde vurulabilecek, yaralanabilecek, ölebilecek tek zayıf halka yargıdır. Bu yüzden her zorbanın ilk hedefi yargı olur.
Bir yargı vurulduysa mutlaka ihanete uğramıştır. Hiçbir gerçek savcı, hiçbir gerçek yargıç, hiçbir gerçek hukukçu bu ihanete alet olmaz. Bugün Türkiye’de Mezarlıklar Müdürlüğü dışında düzgün çalışan tek bir müessese bile kalmadı. Çökmeyen hiçbir şey kalmadı.
HAKİMDEN SİYASİ SAVUNMA UYARISI
Bir adamın “mutlak iktidara” sahip olduğu her toplum eninde sonunda çöker. Hiçbir iktidar korku ve şiddetle uzun süre ayakta kalamaz. Talleyrand’ın dediği gibi “süngüyle her şeyi yapabilirsiniz ama üstüne oturamazsınız. Bizim darbeyle hiçbir ilgimiz olmadığını yıllarca bizi izlemiş olan istihbarat teşkilatı da, polis de, bu iddianameleri yazan savcılar da biliyorlar. Ben nasıl bir güce sahipsem subayları tasfiye ediyorum, yerine örgüt mensuplarını atıyorum, kritik pozisyonlara örgüt mensuplarını getiriyorum. Bunların hepsini ben yapıyorum. Sanki yazar değil, TSK Personel Dairesi Başkanıyım!
Mahkeme Başkanı, savunmasında iktidarı eleştiren Ahmet Altan'ı uyardı: Bu şekilde devam ederseniz mikrofonu kapatacağım.
Ahmet Altan savunmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'de ifade özgürlüğü olmadığını söylemişim. Aman Allah'ım, ne korkunç bir darbecilik! Savcı orada oturuyor, göstersin "darbenin olacağını beyan ettiğim" cümleyi. Gösteremez."
Mahkeme Başkanı, Ahmet Altan'ı bir kez daha uyardı: "Savunmanızı esas hakkında mütalaaya karşı beyan olarak sınırlamazsanız savunma hakkınızı kötüye kullandığınızı kabul edeceğim.
16 Şubat'a dek sürecek duruşmanın ilk oturumunda Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu'nun Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkında verdiği "tahliye" kararının okunarak kayda geçirilmesini talep eden avukatlar Ergin Cinmen ve Sevgi Taş salondan atılmıştı.
Mahkeme Başkanı, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın sonraki oturumlarının Silivri'de görülmesine hükmetmişti. Duruşmada bugün savunmalara devam edildi..
Ahmet Altan savunmasında şunları söyledi:
"Ben bugün buraya yargılanmaya değil yargılamaya geldim. Binlerce masum insanı hapse atmak için yargıyı soğukkanlılıkla öldürenlerin işledikleri cinayetleri yargılayacağım. Benim cinayeti ortaya çıkaracak, katillerin kimliklerini belirleyecek, kullanılan kanlı ve kalleş silahları sergileyecek, olanları dünyaya anlatacak ve işlenen suçları kayda geçirecek bir gücüm var. Ölen ya da ölmekte olan bir yargı öyle korkunç kokar ki cehennem bile o kadar kötü kokmaz. Hukuk, yargı, adalet üçgeninde vurulabilecek, yaralanabilecek, ölebilecek tek zayıf halka yargıdır. Bu yüzden her zorbanın ilk hedefi yargı olur.
Bir yargı vurulduysa mutlaka ihanete uğramıştır. Hiçbir gerçek savcı, hiçbir gerçek yargıç, hiçbir gerçek hukukçu bu ihanete alet olmaz. Bugün Türkiye’de Mezarlıklar Müdürlüğü dışında düzgün çalışan tek bir müessese bile kalmadı. Çökmeyen hiçbir şey kalmadı.
HAKİMDEN SİYASİ SAVUNMA UYARISI
Bir adamın “mutlak iktidara” sahip olduğu her toplum eninde sonunda çöker. Hiçbir iktidar korku ve şiddetle uzun süre ayakta kalamaz. Talleyrand’ın dediği gibi “süngüyle her şeyi yapabilirsiniz ama üstüne oturamazsınız. Bizim darbeyle hiçbir ilgimiz olmadığını yıllarca bizi izlemiş olan istihbarat teşkilatı da, polis de, bu iddianameleri yazan savcılar da biliyorlar. Ben nasıl bir güce sahipsem subayları tasfiye ediyorum, yerine örgüt mensuplarını atıyorum, kritik pozisyonlara örgüt mensuplarını getiriyorum. Bunların hepsini ben yapıyorum. Sanki yazar değil, TSK Personel Dairesi Başkanıyım!
Mahkeme Başkanı, savunmasında iktidarı eleştiren Ahmet Altan'ı uyardı: Bu şekilde devam ederseniz mikrofonu kapatacağım.
Ahmet Altan savunmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'de ifade özgürlüğü olmadığını söylemişim. Aman Allah'ım, ne korkunç bir darbecilik! Savcı orada oturuyor, göstersin "darbenin olacağını beyan ettiğim" cümleyi. Gösteremez."
Mahkeme Başkanı, Ahmet Altan'ı bir kez daha uyardı: "Savunmanızı esas hakkında mütalaaya karşı beyan olarak sınırlamazsanız savunma hakkınızı kötüye kullandığınızı kabul edeceğim.