"AH CANDAŞ TOLGA IŞIK AH! SANA NE DİYEYİM ŞİMDİ!"
"Çanak Anten" başlıklı yazısıyla Güneydoğu'da infiale yol açan Posta yazarı Candaş Tolga Işık'a bir tepki daha!
Sana ne diyeyim Candaş Tolga?
Ah Candaş Tolga Işık ah!
Sana ne diyeyim şimdi!
“Güneydoğu’da çanak anten terörü!” başlıklı yazını okuduğumda tüylerim diken diken oldu. İçinden geldiğim halkı aşağılayan o cümlelerin yürek coğrafyamı tarumar etti.
Benim bölgemin insanlarını ensest ilişkiler içinde olan, ona buna tecavüze yeltenen eğitimsiz insanlar olarak tanımlaman paramparça etti yüreğimi. Sana ne çok kızdığımı tahmin edemezsin. Beyaz TV’ye bağlandığımda bir toplantı için Urfa’da bulunuyordum.
Bir yanda seni tanıyor olmanın getirdiği hatır-gönül ilişkisi, öbür yanda halkıma yönelttiğin ağır hakaret arasında gidip gelirken, seni hak ettiğin bir dilde eleştirirken bile içimde biriken o öfke patlamalarını kontrol etmeye çalıştığımı bilmeni isterim.
Çünkü seni tanıyordum. Tanıdığım sen ile o yazıdaki sen birbirinize uymuyordunuz.
Üslubun her zamanki gibi sevimsiz, herkese ayar veren, herkesi hizaya getirici türden bir üsluptu, ama duruşun farklıydı bu kez.
Yazın ırkçılık kokuyordu, aşağılayıcıydı, hakeratamizdi. Oysa sen tanıdığım sen ırkçı ve Kürt düşmanı biri değildin.
Değilsin, biliyorum. Ama sen de kabul et ki, o yazın, baştan sona densiz ve pespaye bir yazı. Baştan sona tahkir ve tezyif içeren bir yazı...
Ama o beş belası üslubun yok mu, kibirli ve şımarık üslubun, işte sonunda başına açtı belayı.
Benim bölgemin insanlarının tamamına yakınını dile dolamışsın, tamamına yönelik gözlemlerde bulunmuşsun. Yazıya başlarken köy köy dolaştığını belirtmişsin. Yüzde doksanlardan söz etmişsin. Eğitimsizlikten dem vurmuşsun.
Kitabın, gazetenin ve yiyeceğin girmediği o evlere giren çanak antenler sayesinde porno kanalların 24 saat izlendiğine göndermede bulunarak 80 yaşındaki dedenin de bilmem kaç yaşındaki çocuğun da cinsel sapkınlıklarla malul olduğunu vurgulamışsın. Genel ifadeler kullanmışsın ‘bölge’ diyerek...
Bak şu ifadeler aynen sana ait: “Eğitim seviyesinin ve sosyal hayatın adeta yerlerde süründüğü bölgede, 70 yaşındaki adam torununa gelinine, 14 yaşındaki çocuk minicik bebeğe, öz abisi kızkardeşine, komşunun karısına-kızına tecavüze yelteniyor...”
Nerede? Bölgede.
Köy köy dolaştığını söylediğin bölgede, yüzde doksan diyerek rakam verdiğin bölgede. Köy köy dolaştığını söyledikten sonra okuyanlar bu sözlerinden ne anlarlar söyler misin?
Bir de “töre”yi dolamışsın diline yetmezmiş gibi... Bütün bu ensenst ilişkiler ve tecavüzlerin üstünün “töre”yle örtüldüğünü belirtmişsin. Konuşmaya cesaret edenin de canından olduğunu hatırlatmışsın...
“Köy köy dolaştığını” yazmamış olsan belki her toplumda münferit sapkınlık olarak karşımıza çıkan böyle bir örnek beni de, benim gibi milyonlarca Kürt vatandaşımızı da bu denli incitmezdi. Çünkü her toplumda bu tür sapkınlıklar olabilir. Ama bu sapkınlıkları münhasıran “bölge” dediğin, “köy köy dolaştığını” söylediğin benim halkımın yaşadığı yerlere aitmiş gibi gösteren o sorunlu üslubun, seni niyetinden bağımsız bir tepkinin odağına yerleştirmişe benziyor.
O yazın her türlü tepkiyi hak ediyor.
Fırsatını bulmuşken dizilere ahlaksız diyerek çeki düzen veren RTÜK üzerinden Hükümete verip veriştirmeyi de ihmal etmemişsin. Huyun kurusun, ne yapıp edip, her şeyi Hükümete bağlamayı marifet biliyorsun.
O yazın densiz bir yazı. Her türlü eleştiriyi fazlasıyla hak eden bir yazı. “Özür diliyorum” derken bile yanlış anlaşıldığını söyleyen o kibirli üslubundan vazgeç.
O yazından başka türlü bir sonuç çıkmazdı.
Böyle bir niyetle yazmadığını söyleyip özür diliyorsan elbette bu bir erdemliliktir, ama o yazından başka bir algılamanın ortaya çıkmayacağını kabul ederek “yanlış anlaşılma” gibi bir de okuyanları suçlayan yaklaşım tarzlarından uzaklaş artık.
Bölgemin insanlarından rica ediyorum. Lütfen yanlış tepkiler vermeyiniz! Ölümle tehdit ve şiddet çağrıları bize yakışmaz! Bunun üzerinden Türk-Kürt kutuplaşması yaratacak siyasi atraksiyonlara da kimse yeltenmesin!
Candaş’ı daha esaslı bir özür dilemeye, Kürtleri de tepkilerini koyarken sağduyulu ve olgun davranmaya çağırıyorum!
Mehmet Metiner / Star Gazetesi