ADI BEKİ,ÇAPSIZIN TEKİ! RUHAT MENGİ'YE SATAŞTI,CEVABINI BUGÜN ALDI!..
Ahmet Hakan ile girdiği polemikte "En iyisi senin muhatap düzeyin Ruhat Mengi kalsın" diyen Başbakanlık eski sözcüsü,Radikal yeni yazarı Mehmet Akif Beki'ye Ruhat Mengi'nin cevabı ağır oldu.İşte o yazı...
Adı Beki, çapsızın teki!
Saygısız ve zavallı tiplerin, tetikçilerin ne dediği, ne düşündüğü hiç önemli değildir benim için, yazılarını da okumam kaza ile bu mesleğe girmişlerse... Takdir edildiğini iyi bildikleri adımı kullanarak ilgi uyandırır hale getirebileceklerini, "berbat"lıktan kurtarabileceklerini sandıkları yazılarını ya bir tanıdık bildirir bazen, ya bir okuyucu...
Çoğu kez güler geçerim, anacağım beni "Meyva veren ağaç taşlanır", "İt ürür, kervan yürür" özdeyişlerini tekrarlayarak yetiştirmiştir, şerbetliyim o nedenle, umursamam.
Son günlerde bu sınıfa giren tiplerin saldırı yazıları arttı, siyasi patronlarından emri alıyor ve "tetikçilik" görevlerini eksiksiz yerine getiriyorlar (internete döşendikleri, her satırı düşmanlık ve haset kokan abuk sabuk karalama yazıları yetmiyormuş gibi... Yemezler.)
Malum Ruhat Mengi'nin yazılarına ve programlarına olan toplum güvenini somut şekilde izlemekteler. Bu kadın gerçekleri en açık, en anlaşılır şekilde ve en uzman kişilerin bilimsel desteğiyle millete anlatıyor, sık sık "emrinde bulundukları siyasi gücün" keyfini de kaçırıyor. Acaba sinirini bozmaya çalışsalar performansını etkileyebilirler mi? Acaba... Acaba... Çırpınıyorlar.
EMİR BÜYÜK YERDEN Mİ?
Bunlardan biri hafta içinde "Benim kendilerine yandaş medya dediğimi, oysa asıl benim 'yandaş' olduğumu" yazmıştı. "Utanmazlık" filan diyordu, utanmazın ta kendisi.
"Neye yandaş", onu da söyleseydi bari... Söyleseydi de her demokratik ülkede "yandaş medya" deyiminin sadece "görevini unutarak iktidar yalakalığı yapanlar" için kullanıldığını, "muhalefet yandaşı basın" diye bir tanımın basın terminolojisinde olamayacağını, olmadığını öğretseydik.
Sebep de, programıma "iktidarı savunacak kimseyi" çağırmıyor muşum... Sor bakalım; başta "kadınlar" olmak üzere AKP milletvekilleri kaç kez çağrılmış ve "kendilerine yasaklandığı" ya da partileriyle bağlantılı olaylar, baskılar, yolsuzluklar konusunda "söyleyecek sözleri olmadığı" için gelememişler. Sor bakalım yazdığın gazetenin genel yayın yönetmeni kaç kez davet edilmiş, sor "bu hafta da çağrılmış mı?".. Diğer yandaş meslektaşlarına da sor kaç kez davet edildiler?
Acaba çanak soru sorulmadığı için mi, yoksa karşılarına çok bilgili uzmanlar çıkacağından emin oldukları için mi?
"MUHATAP DÜZEYİ" ÖNEMLİDİR!
Başbakan Erdoğan'ın emir eri; zekası ve birikimi ile bırakın danışmanlığı "bir karganın kılavuzluğu"ndan öte gidemeyecek, bu nedenle de kılavuzluğunu yaptığı/yapacağı kişilerin "burnunu tehlikeye (!) sokacak" biri olan Akif Beki de kendisiyle hiçbir ilgim olmadığı halde, durup dururken ortada hiçbir neden yokken beni hedef alarak "tetikçinin teki" olduğunu göstermiş. Seçim acısı bozuk psikolojisini daha da bozmuş besbelli.
Ahmet Hakan'a bulaşırken kalitesiz mürekkebi hedefiyle yetinmeyip benim üstüme de sıçramış. Aklınca hem kılavuzluktan yatay geçiş yaptığı köşe yazarlığında adını duyurmak için iki ünlü yazara saldıracak, hem de "bir taşla iki kuş vurarak" daha çok göze girecek. Düşünün, yetişkin bir insanın bu "adanmışlığı" göz yaşartıcı değil midir?
Hakan'a "En iyisi senin muhatap düzeyin Ruhat Mengi kalsın" diyor. Ben de Hakan'a aynı öneride bulunacağım; muhatap düzeyinin çok önemli olduğu açıkça ortada, iyi korumak lazım. Her zaman Ruhat Mengi düzeyini tutturmak zordur ama o yine de çıtayı yüksek tutmaya çalışsın.
Aşağıya düşünce böyle çamura rastlayabiliyor insan, durup dururken canını sıkmanın alemi yok.
Ruhat Mengi/VATAN
Çoğu kez güler geçerim, anacağım beni "Meyva veren ağaç taşlanır", "İt ürür, kervan yürür" özdeyişlerini tekrarlayarak yetiştirmiştir, şerbetliyim o nedenle, umursamam.
Son günlerde bu sınıfa giren tiplerin saldırı yazıları arttı, siyasi patronlarından emri alıyor ve "tetikçilik" görevlerini eksiksiz yerine getiriyorlar (internete döşendikleri, her satırı düşmanlık ve haset kokan abuk sabuk karalama yazıları yetmiyormuş gibi... Yemezler.)
Malum Ruhat Mengi'nin yazılarına ve programlarına olan toplum güvenini somut şekilde izlemekteler. Bu kadın gerçekleri en açık, en anlaşılır şekilde ve en uzman kişilerin bilimsel desteğiyle millete anlatıyor, sık sık "emrinde bulundukları siyasi gücün" keyfini de kaçırıyor. Acaba sinirini bozmaya çalışsalar performansını etkileyebilirler mi? Acaba... Acaba... Çırpınıyorlar.
EMİR BÜYÜK YERDEN Mİ?
Bunlardan biri hafta içinde "Benim kendilerine yandaş medya dediğimi, oysa asıl benim 'yandaş' olduğumu" yazmıştı. "Utanmazlık" filan diyordu, utanmazın ta kendisi.
"Neye yandaş", onu da söyleseydi bari... Söyleseydi de her demokratik ülkede "yandaş medya" deyiminin sadece "görevini unutarak iktidar yalakalığı yapanlar" için kullanıldığını, "muhalefet yandaşı basın" diye bir tanımın basın terminolojisinde olamayacağını, olmadığını öğretseydik.
Sebep de, programıma "iktidarı savunacak kimseyi" çağırmıyor muşum... Sor bakalım; başta "kadınlar" olmak üzere AKP milletvekilleri kaç kez çağrılmış ve "kendilerine yasaklandığı" ya da partileriyle bağlantılı olaylar, baskılar, yolsuzluklar konusunda "söyleyecek sözleri olmadığı" için gelememişler. Sor bakalım yazdığın gazetenin genel yayın yönetmeni kaç kez davet edilmiş, sor "bu hafta da çağrılmış mı?".. Diğer yandaş meslektaşlarına da sor kaç kez davet edildiler?
Acaba çanak soru sorulmadığı için mi, yoksa karşılarına çok bilgili uzmanlar çıkacağından emin oldukları için mi?
"MUHATAP DÜZEYİ" ÖNEMLİDİR!
Başbakan Erdoğan'ın emir eri; zekası ve birikimi ile bırakın danışmanlığı "bir karganın kılavuzluğu"ndan öte gidemeyecek, bu nedenle de kılavuzluğunu yaptığı/yapacağı kişilerin "burnunu tehlikeye (!) sokacak" biri olan Akif Beki de kendisiyle hiçbir ilgim olmadığı halde, durup dururken ortada hiçbir neden yokken beni hedef alarak "tetikçinin teki" olduğunu göstermiş. Seçim acısı bozuk psikolojisini daha da bozmuş besbelli.
Ahmet Hakan'a bulaşırken kalitesiz mürekkebi hedefiyle yetinmeyip benim üstüme de sıçramış. Aklınca hem kılavuzluktan yatay geçiş yaptığı köşe yazarlığında adını duyurmak için iki ünlü yazara saldıracak, hem de "bir taşla iki kuş vurarak" daha çok göze girecek. Düşünün, yetişkin bir insanın bu "adanmışlığı" göz yaşartıcı değil midir?
Hakan'a "En iyisi senin muhatap düzeyin Ruhat Mengi kalsın" diyor. Ben de Hakan'a aynı öneride bulunacağım; muhatap düzeyinin çok önemli olduğu açıkça ortada, iyi korumak lazım. Her zaman Ruhat Mengi düzeyini tutturmak zordur ama o yine de çıtayı yüksek tutmaya çalışsın.
Aşağıya düşünce böyle çamura rastlayabiliyor insan, durup dururken canını sıkmanın alemi yok.
Ruhat Mengi/VATAN