Acıbadem'deki Türk Telekom binasını işgal girişimi davası

- FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminde Acıbadem’deki Türk Telekom binası işgal edilmeye çalışırken çıkan olaylarda, Acıbadem Mahallesi Muhtarı Mete Sertbaş dahil 6 kişinin şehit edilmesine ilişkin 41 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşması tamamlandı - Tutuklu sanık Çetin: - “Mehmet...

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Acıbadem’deki Türk Telekom binası işgal edilmeye çalışırken çıkan olaylarda, Acıbadem Mahallesi Muhtarı Mete Sertbaş dahil 6 kişinin şehit edilmesine ilişkin 41 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşması tamamlandı.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında oluşturulan binada görülen duruşmada, tutuklu sanık er Sinan Çetin, savunmasını tamamladı.

Çetin, 15 Temmuz’da askerliğinin bitmesine 5 gün kaldığını ifade ederek, darbe girişimine bilerek veya bilmeyerek de olsa iştirak etmediğini söyledi.

Komutan şoförü olduğunu ve askerliği boyunca şoförlük yaptığını anlatan Çetin, cezaevine girdikten iki ay sonra annesini kaybettiğini dile getirdi.

Sinan Çetin, FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Maltepe 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı Hareket Eğitim Şube Müdürü olarak görev yapan ve olay günü etkisiz hale getirilen eski yüzbaşı Mehmet Karabekir’in şoförlüğünü yaptığını belirterek, Türk Telekom binasına kadar gittikleri süreçte Karabekir ve beraberindeki rütbelilerin eylemlerini anlattı.

Darbe gecesi saat 21.45 sularında tugaydan zırhlı birliklerle çıkış yaptıklarını anlatan Çetin, "Tugaydan çıktığımız sırada tugay komutanı Özkan Aydoğdu, yüzbaşı Mehmet Karabekir’e Türk bayrağı vererek ‘Gazanız mübarek olsun’ dedi. Ne olduğunu anlayamamıştım. Mehmet Karabekir’e nereye gideceğimizi sordum. O da, 'Acıbadem’deki Türk Telekom’a gideceğiz' dedi. Zırhlı araçlarla neden gittiğimizi sorduğumda ise askeriyeyi ilgilendiren gizli evrakların olduğunu, bu evrakları almaya gideceklerini ve gelen birliklerin ise kendilerinin güvenliğini sağlayacağını söylemişti.” ifadelerini kullandı.


- "Ben burada muhtarı bile vurdum"

Sanık Çetin, yol boyunca askeri araçların emniyet şeridinde ilerlediğini ve çakarlarının ise açık olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Bir süre ilerlediğimizde bir araç bizi durdurdu. Yüzbaşı Mehmet Karabekir araçtan iner inmez bu araca ateş açtı. Bir adam bacağından vurulmuştu, sonra başka biri arkadan bize ateş açtı. Ben bu kişilerin polis olduğunu daha sonra öğrendim. Yüzbaşı Mehmet Karabekir ile üsteğmen Şerif Özbay, arkadan gelen kişilere doğru ateş açtılar. Ben de havaya doğru tek el ateş ettim. Araçlarla ilerlemeye devam ettik. Türk Telekom binasına geldiğimizde beyaz sivil araç yolu kesmişti. Mehmet Karabekir’in emriyle bu araca ateş açıldı. Etrafta bazı kişiler vardı. Mehmet Karabekir, ‘Ben burada muhtarı bile vurdum. Gidin sizi de vururum’ diye bağırıyordu.”

“Kimseye ateş etmedim” diyen Çetin, eski yüzbaşı Karabekir’in bütün askerlere ateş etmeleri emrini verdiğini savundu.

Çetin, Memduh isimli bir askerin mühimmatlarının azaldığını söylemesi üzerin Karabekir’in “Mühimmatı boşa harcamayın. Hedef gözetmeksizin yaklaşan kim olursa ateş edin. İhanet eden, kaçan olursa ben vururum.” şeklinde emir verdiğini duyduğunu iddia etti.



- “Tanımıyorsan sık kafasına”

Karabekir’in telefonundan sürekli mesajlar yazdığını, telefonunu ise araçta şarj ettiğini dile getiren Çetin, “Komutanın telefonunda ‘Yurtta Sulh Biziz’ grubundan mesajlar geliyordu. Telefonunun kilidi olduğu için ileti şeklinde ekranda görünüyordu ama mesajları okuyamıyordum. Beni ilgilendirmediği için açıkçası pek ilgilenmedim.” dedi.

Yüzbaşı Emre Eryüz isimli birinin Mehmet Karabekir’le telefondan kısa bir görüşme yaptığını anlatan Çetin, “Telefondan Emre denilen kişinin sesini duyabiliyordum. Sanırım bir albay varmış ve emir komutanın kendisinde olduğunu söyleyerek askerleri çekmeye çalışıyormuş. Emre de, Mehmet Karabekir’e ne yapması gerektiğini soruyordu. Mehmet Karabekir de, tanıyıp tanımadığını sordu. Sonra, ‘Tanımıyorsan sık kafasına’ dedi ve telefonu kapattı.” şeklinde konuştu.

Çetin, 13 ve 14 Temmuz’da 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'na siyah renkli bir aracın geldiğini ve eski tugay komutanı Özkan Aydoğdu’nun bu kişilerle görüştüğünü ve Aydoğdu’nun emriyle bu kişileri Harp Akademileri Komutanlığı’na götürdüğünü sözlerine ekledi.



- Vatandaşı ‘terörist’ olarak görmüş

Söz alan tutuklu sanık eski uzman erbaş Hasan Övez, kendisinin de içinde bulunduğu bazı askerlerin Kahramanmaraş’a gitmek için görevlendirildiğini ve bu görevlendirmeyi tebliğ edenin ise Şerif Özbay olduğunu söyledi.

Eski teğmen Şerif Özbay’ın, elindeki listeye göre kendisinin de içinde bulunduğu askerlere mühimmat verdiğini ifade eden Övez, mühimmatların gelişigüzel dağıtıldığına dikkati çekti.

Zırhlı araçlarla tugaydan çıktıktan sonra gittikleri güzergah boyunca bazı vatandaşların ve polisin kendilerini selamladığını kaydeden Övez, komutanlarının kendilerini terör saldırısı bahanesiyle kışladan çıkarttıklarını ileri sürdü.

Vatanını ve milletini sevdiği için darbeci olamayacağını savunan Övez, komutanları tarafından darbe girişimi içine çekildiklerini iddia etti.

Türk Telekom'un binasına geldiklerinde Mehmet Karabekir ve Şerif Özbay’ın emriyle binanın çevre emniyetini aldıklarını dile getiren Övez, şunları söyledi:

“Bir asker yanımıza gelerek yüzbaşının birini vurduğunu söyledi. Vurulanın muhtar olduğunu öğrendik. Yüzbaşı yanımıza gelerek ‘ne diyorsam o yapılacak’ dedi. Bağrışmalar gelmeye başladı. Silah sesleri geldi. Bir sivil araç, askeri araçları önünü kesti. Yüzbaşı durmadan ‘Vurun, durmayın’ diyordu. Bir vatandaş yüzbaşıya doğru dönerek kollarını açtı ve ‘vur’ dedi. Yüzbaşı, direkt silahını çekerek adamı karnından vurdu. Vatandaş, yüzü koyun yere düştü, titremeye başladı. Ben vurulan adamı kaldırmaya çalışırken yüzbaşı, bana, ‘O vatan haini bir terörist. Git işine bak.’ diye bağırdı.”



- “Kafalarına sıkın…”

Savunmasını tamamlayan tutuklu sanık eski astsubay Serkan Aplak, Türk Telekom binasına gittikleri sırada vatandaşın tepkisiyle karşılaştıklarını belirterek, darbe girişimini ise buradaki güvenlik görevlilerinden öğrendiğini öne sürdü.

Karabekir’in komutasındaki bütün askerlere ateş etme emri verdiğini anlatan Aplak, “Biz, binanın emniyetini sağlamak için gittik. Kimse bana 'darbe oluyor' gibi bir şey söylemedi. Askerlerin Mehmet Karabekir’in zorlamasıyla havaya ateş açtığını gördüm, ancak halka ateş edeni görmedim. Binaya gittiğimizde ise Mehmet Karabekir’in bağırarak ‘Gelenlerin hepsine sıkın, kafalarına sıkın…’ dediğini duydum.” ifadelerini kullandı.

Duruşma, tutuklu sanıkların savunmalarının tamamlanması için yarına ertelendi.​