Abdurrahman Dilipak'tan şok "medya" yazısı: Köpekliğin alemi yok!
Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak bugünkü köşe yazısında medyanın dördüncü kuvvet olarak "demokrasinin bekçi köpeği" olduğu şeklindeki liberal tezleri ele aldı.
Yeni Akit gazetesi yazarı Dilipak, köşesinde medyanın dördüncü kuvvet olarak "demokrasinin bekçi köpeği" olduğu şeklindeki liberal tezleri ele aldığı yazısında, köpek cinsleri ve türleri üzerinden yaptığı analizini "Köpekliğin alemi yok. Ne demek istediğim çok açık değil mi, bakınız bugünkü Türkiye mediası." diyerek bitirdi.
İşte Dilipak'ın yazısından çarpıcı bölümler:
Romanya Profesyonel Gazeteciler Birliği Genel Sekreteri Benine Neagoe geçtiğimiz günlerde Dünya Basın Özgürlüğü münasebeti ile yaptığı bir açıklamada, "Demokrasinin 'BEKÇİ KÖPEĞİ' olarak tanımlanan medianın adeta 'SOKAK KÖPEĞİ'ne dönüştüğünü" ileri sürdü.
Media kimine göre yasama, yürütme, yargıdan sonra '4. Kuvvet', kimine göre parayı verenin düdüğü çaldığı 'sahibinin sesi' bir yayın organıdır.
Kimine göre media 'TASMALI KÖPEK'tir. Tasmasını çıkarmadığınız sürece sorun yok.. Ama ona o tasmayı takan ele dikkat etmek gerek. O tasmayı çıkaracak el de aynı el'dir ve o zaman o tasmalı köpek, sahibine değil, sahibinin hedef gösterdiği kişiye saldıracaktır.
İngiltere'de Basın Konseyine halk, "Dişsiz Bekçi Köpeği" adını vermiş.. Isıramaz. "Havlayıp dursun" demeye getiriyorlar.. Eğer bir tehdit varsa, köpeğin sahibi, kendisi gerekeni yapacaktır. Çünki söz konusu siyasi ya da ekonomik yarar, bir köpeğin insafına ya da dikkatine bırakılamaz.. Onun görevi tehdit kaynağını uyarmak ve tehdidin hedefini uyandırmaktır.
(...)
Kimileri için media köpeklerinin görevi "eşik bekçiliği" imiş. Bunlardan beklenen dezenformasyonlara karşı caydırıcılık, sorgulama, süzme.. Biri basın yoluyla sizin üzerinize gelmeye kalkarsa, sizin de bir basınınız olmuş oluyor. Ya da hakkınızdaki yalan - yanlış iddialara karşı, kendinizi savunabiliyor ya da karşı tarafa siz de aynı şekilde cevap verme imkanına sahip olmuş oluyorsunuz.. Yani karşınızdakilere, "benim de elim armut toplamıyor" demiş oluyorsunuz.. Ceket altından silah gösterir gibi medianızı gösteriyorsunuz..
Bir de "Laptod jurnalism" dedikleri "kucak köpeği / süsköpeği" mediası vardır. Tüyleri ondüleli, parfüm kokulu, kucakta dolaşan, cici giysileri olan sosyete mediası gibi bir şey. Sahibine övgüler düzen, onun gücünü ve zenginliğini teşhir eden, "Meddah media". Bunların genleri ile oynanmıştır.. Cinsiyetleri de tam belli değildir..
"Saldırı köpekleri" ayrı bir kategori. Bunları afyonlayabilirsiniz. Brifingleyebilir, eklemlenebilir. Yemleyebilir, besleyebilir, itlaf edebilirsiniz.. Bunların kimilerinin elinde her türlü dosya ve kaset olabilir, ama kendileri hakkında da efendilerinin elinde her türlü kaset ve dosya bulunur.. Onun için efendilerine pek dişleri geçmez..
"Köpek köpeği ısırmaz" diye bir söz vardır. Kimileri kendileri köpek besler, kimileri kiralar. Köpek her zaman köpekliğini yapar.. "Media tetikçiliği" diye bir şey var.. Media'yı "Truva atı" olarak görenler, kullananlar. Kimi için media trampen tahtasıdır, kimi için "topyekûn savaş" için bir "Amiral gemisi", kimi için "saldırı üssü", kimi için "kalkan", kimi için "caydırıcı bir silah"..
Köpekler mahalleyi sahiplenir gibi görünse de, zaman olur mahalleliye de saldırır.. Köpeklerin arzı ihlas ettikleri kendilerine yal ve kemik veren efendileridir.. Ve köpekler sürü halinde dolaştıkları zaman genelde daha tehlikeli olurlar.. Bazan efendilerine de saldırırlar..
Bizim geleneğimizde "haberci", "güvercin"dir. Ya da "hüd hüd kuşu", "posta beygiri" vardır. "Posta güvercin"i vardır.. Her ikisi de saldırgan bir kimlik ifade etmez.. "köpeklik" çatışmayı ifade eder aslında..
Basın kendi kendini kutsar kutsamasına da, öyle kamu yararı filan işin kandırmacası. Tek bir kamu yararı vardır, o ulusun, kendi lider, örgüt, ideoloji ve siyasi düşüncenin, inancının hakim olmasından geçer. Ötekiler ya cahildir ya da hain.. Basın özgür de başkaları özgür değil mi? Özgürlük, başkalarının hak ve hürriyetlerine yönelik açık ve yakın bir tehdit oluşturmayı, onların itibarına yönelik düşmanca tavırları meşrulaştırabilir mi? Mafianın da, yabancı ülkelerin 6. Kol faaliyetleri için örgütledikleri medialar ve STK'lar da olabilir.. Media bu anlamda meşruiyet için bir iksir ya da büyülü bir sözcük mü? Tamam elbette medianın genişletilmiş özgürlük ve artırılmış tazammun yükümlülüğü olacaktır. Ama bütün bunlar bir meşruiyet zemininde sözkonusu olacaktır.
Köpekliğin alemi yok. Ne demek istediğim çok açık değil mi, bakınız bugünkü Türkiye mediası.
İşte Dilipak'ın yazısından çarpıcı bölümler:
Romanya Profesyonel Gazeteciler Birliği Genel Sekreteri Benine Neagoe geçtiğimiz günlerde Dünya Basın Özgürlüğü münasebeti ile yaptığı bir açıklamada, "Demokrasinin 'BEKÇİ KÖPEĞİ' olarak tanımlanan medianın adeta 'SOKAK KÖPEĞİ'ne dönüştüğünü" ileri sürdü.
Media kimine göre yasama, yürütme, yargıdan sonra '4. Kuvvet', kimine göre parayı verenin düdüğü çaldığı 'sahibinin sesi' bir yayın organıdır.
Kimine göre media 'TASMALI KÖPEK'tir. Tasmasını çıkarmadığınız sürece sorun yok.. Ama ona o tasmayı takan ele dikkat etmek gerek. O tasmayı çıkaracak el de aynı el'dir ve o zaman o tasmalı köpek, sahibine değil, sahibinin hedef gösterdiği kişiye saldıracaktır.
İngiltere'de Basın Konseyine halk, "Dişsiz Bekçi Köpeği" adını vermiş.. Isıramaz. "Havlayıp dursun" demeye getiriyorlar.. Eğer bir tehdit varsa, köpeğin sahibi, kendisi gerekeni yapacaktır. Çünki söz konusu siyasi ya da ekonomik yarar, bir köpeğin insafına ya da dikkatine bırakılamaz.. Onun görevi tehdit kaynağını uyarmak ve tehdidin hedefini uyandırmaktır.
(...)
Kimileri için media köpeklerinin görevi "eşik bekçiliği" imiş. Bunlardan beklenen dezenformasyonlara karşı caydırıcılık, sorgulama, süzme.. Biri basın yoluyla sizin üzerinize gelmeye kalkarsa, sizin de bir basınınız olmuş oluyor. Ya da hakkınızdaki yalan - yanlış iddialara karşı, kendinizi savunabiliyor ya da karşı tarafa siz de aynı şekilde cevap verme imkanına sahip olmuş oluyorsunuz.. Yani karşınızdakilere, "benim de elim armut toplamıyor" demiş oluyorsunuz.. Ceket altından silah gösterir gibi medianızı gösteriyorsunuz..
Bir de "Laptod jurnalism" dedikleri "kucak köpeği / süsköpeği" mediası vardır. Tüyleri ondüleli, parfüm kokulu, kucakta dolaşan, cici giysileri olan sosyete mediası gibi bir şey. Sahibine övgüler düzen, onun gücünü ve zenginliğini teşhir eden, "Meddah media". Bunların genleri ile oynanmıştır.. Cinsiyetleri de tam belli değildir..
"Saldırı köpekleri" ayrı bir kategori. Bunları afyonlayabilirsiniz. Brifingleyebilir, eklemlenebilir. Yemleyebilir, besleyebilir, itlaf edebilirsiniz.. Bunların kimilerinin elinde her türlü dosya ve kaset olabilir, ama kendileri hakkında da efendilerinin elinde her türlü kaset ve dosya bulunur.. Onun için efendilerine pek dişleri geçmez..
"Köpek köpeği ısırmaz" diye bir söz vardır. Kimileri kendileri köpek besler, kimileri kiralar. Köpek her zaman köpekliğini yapar.. "Media tetikçiliği" diye bir şey var.. Media'yı "Truva atı" olarak görenler, kullananlar. Kimi için media trampen tahtasıdır, kimi için "topyekûn savaş" için bir "Amiral gemisi", kimi için "saldırı üssü", kimi için "kalkan", kimi için "caydırıcı bir silah"..
Köpekler mahalleyi sahiplenir gibi görünse de, zaman olur mahalleliye de saldırır.. Köpeklerin arzı ihlas ettikleri kendilerine yal ve kemik veren efendileridir.. Ve köpekler sürü halinde dolaştıkları zaman genelde daha tehlikeli olurlar.. Bazan efendilerine de saldırırlar..
Bizim geleneğimizde "haberci", "güvercin"dir. Ya da "hüd hüd kuşu", "posta beygiri" vardır. "Posta güvercin"i vardır.. Her ikisi de saldırgan bir kimlik ifade etmez.. "köpeklik" çatışmayı ifade eder aslında..
Basın kendi kendini kutsar kutsamasına da, öyle kamu yararı filan işin kandırmacası. Tek bir kamu yararı vardır, o ulusun, kendi lider, örgüt, ideoloji ve siyasi düşüncenin, inancının hakim olmasından geçer. Ötekiler ya cahildir ya da hain.. Basın özgür de başkaları özgür değil mi? Özgürlük, başkalarının hak ve hürriyetlerine yönelik açık ve yakın bir tehdit oluşturmayı, onların itibarına yönelik düşmanca tavırları meşrulaştırabilir mi? Mafianın da, yabancı ülkelerin 6. Kol faaliyetleri için örgütledikleri medialar ve STK'lar da olabilir.. Media bu anlamda meşruiyet için bir iksir ya da büyülü bir sözcük mü? Tamam elbette medianın genişletilmiş özgürlük ve artırılmış tazammun yükümlülüğü olacaktır. Ama bütün bunlar bir meşruiyet zemininde sözkonusu olacaktır.
Köpekliğin alemi yok. Ne demek istediğim çok açık değil mi, bakınız bugünkü Türkiye mediası.