Abdülkadir Selvi'ye Saadet Partisi'nden tokat gibi cevap! Yeni Türkiye'nin boş yazarı!
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, önceki gün yayınlanan köşe yazısında Saadet Partisi'ni ve partinin yayın organı Milli gazeteye eleştirilerde bulunmuştu.
Köşe yazısında eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın dinlenmesini ele alan Selvi, Milli Gazete ve Saadet Partisi'in Erbakan'ın siyasi mirasını devam ettiremediğini iler sürmüştü.
Saadet Partisi Geneş Başkan Yardımcısı Birol Aydın, Selvi'nin bu iddialarına yanıt verdi. Aydın'ın Selvi'ye yanıtı Milli Gazetenin 1. sayfasında "Yeni Şafak gazetesinin yazarı Selvi'ye Saadet'ten tokat gibi cevap" "Yeni Türkiye'nin boş yazarı" başlıklarıyla yer aldı.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Birol Aydın, iktidarın Abdulkadir Selvi’yi algı yönetimi operasyonlarında görevlendirdiğini söyledi.
Aydın, “Hükümetin medyadaki önemli kalemşorlarından ve algı yönetimi operasyonlarında, verilen görevleri ustalıkla ifa eden Abdülkadir Selvi’nin, Yenişafak’ta dün (önceki gün) yayınlanan yazısının başlığı ‘Hani Erbakan Dinlenmemişti?’ idi. Paralel Yapı’nın Erbakan Hocamızı farklı isimler altında dinlediğini ve Milli Görüş camiasının buna sessiz kaldığını iddia ettiği yazısında kendisine yakışanı yaparak güzel bir tetikçilik örneği vermiş oldu” dedi.
Açıktan Dinleyip Sersemce Martaval Okuyanlar
Aydın, açıklamasında ‘Selvi işte, canım!’ deyip geçebilirdik diyerek kendilerinin sessiz kalmakla suçlanmasına da şu sorularla karşılık verdi: “Eğer Paralel Yapı, Erbakan Hocamızı dinlemiş ise hangi iktidar döneminde dinlemiştir? Bu dinlemeler neticesinde Erbakan Hocamız hakkında hangi hukuksuz bir veri elde edilebilmiştir? ‘Ne istediler de vermedik?’ denilen bir yapı ile 11 yıllık birliktelikte eğer varsa yapılan yanlışlar, bunlara iktidar sahipleri de ortak değil midir? Dün Ergenekon tutuklamalarında ‘savcı’, tutukluların serbest bırakılmasında ‘avukat’ oluverenlerin tutarsızlıklarını savunabilmek adına Selvi’nin verdiği mücadeleyi nasıl yorumlayacağız? Daha bugünkü (dünkü) yazısında 1 Mart 2003 tezkeresini iktidarın başarısı olarak takdim etme gafilliğine düşen Selvi, dönemin yöneticilerinin ‘At Pazarlıklarını’ ve ‘Ben şimdi işçinin, memurun maaşını nasıl öderim?’ serzenişlerini çabuk unutmuşa benzemiyor mu? Hocamızı gizlice dinleyip narkozdan kurtulamayanlarla, yıllardan beri açıktan dinledikleri halde narkozlu bir şekilde sersemce martaval okuyanlar arasında ne fark var ki?”
Kendisine başarılar diliyoruz!
Aydın, açıklamasının son kısmında “Sonuç olarak suskunluğumuz çaresizliğimizden değil, edebimizden” diyerek, Selvi’ye şu sözlerle seslendi: “Yeni Türkiye, diye diye bize ait her değerin içini boşaltan iktidara da ancak böyle köşeleri boş sözlerle dolduranlar yakışır. Abdülkadir Selvi’ye tutarsızlıkları ile siyasi tarihimize altın(!) harflerle yazılacak bir iktidarın savunucusu olma yolunda sabır, metanet ve aynı zamanda başarılar diliyoruz.”
İŞTE SELVİ'NİN TEPKİ ÇEKEN O YAZISI
Saadet Partisi Geneş Başkan Yardımcısı Birol Aydın, Selvi'nin bu iddialarına yanıt verdi. Aydın'ın Selvi'ye yanıtı Milli Gazetenin 1. sayfasında "Yeni Şafak gazetesinin yazarı Selvi'ye Saadet'ten tokat gibi cevap" "Yeni Türkiye'nin boş yazarı" başlıklarıyla yer aldı.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Birol Aydın, iktidarın Abdulkadir Selvi’yi algı yönetimi operasyonlarında görevlendirdiğini söyledi.
Aydın, “Hükümetin medyadaki önemli kalemşorlarından ve algı yönetimi operasyonlarında, verilen görevleri ustalıkla ifa eden Abdülkadir Selvi’nin, Yenişafak’ta dün (önceki gün) yayınlanan yazısının başlığı ‘Hani Erbakan Dinlenmemişti?’ idi. Paralel Yapı’nın Erbakan Hocamızı farklı isimler altında dinlediğini ve Milli Görüş camiasının buna sessiz kaldığını iddia ettiği yazısında kendisine yakışanı yaparak güzel bir tetikçilik örneği vermiş oldu” dedi.
Açıktan Dinleyip Sersemce Martaval Okuyanlar
Aydın, açıklamasında ‘Selvi işte, canım!’ deyip geçebilirdik diyerek kendilerinin sessiz kalmakla suçlanmasına da şu sorularla karşılık verdi: “Eğer Paralel Yapı, Erbakan Hocamızı dinlemiş ise hangi iktidar döneminde dinlemiştir? Bu dinlemeler neticesinde Erbakan Hocamız hakkında hangi hukuksuz bir veri elde edilebilmiştir? ‘Ne istediler de vermedik?’ denilen bir yapı ile 11 yıllık birliktelikte eğer varsa yapılan yanlışlar, bunlara iktidar sahipleri de ortak değil midir? Dün Ergenekon tutuklamalarında ‘savcı’, tutukluların serbest bırakılmasında ‘avukat’ oluverenlerin tutarsızlıklarını savunabilmek adına Selvi’nin verdiği mücadeleyi nasıl yorumlayacağız? Daha bugünkü (dünkü) yazısında 1 Mart 2003 tezkeresini iktidarın başarısı olarak takdim etme gafilliğine düşen Selvi, dönemin yöneticilerinin ‘At Pazarlıklarını’ ve ‘Ben şimdi işçinin, memurun maaşını nasıl öderim?’ serzenişlerini çabuk unutmuşa benzemiyor mu? Hocamızı gizlice dinleyip narkozdan kurtulamayanlarla, yıllardan beri açıktan dinledikleri halde narkozlu bir şekilde sersemce martaval okuyanlar arasında ne fark var ki?”
Kendisine başarılar diliyoruz!
Aydın, açıklamasının son kısmında “Sonuç olarak suskunluğumuz çaresizliğimizden değil, edebimizden” diyerek, Selvi’ye şu sözlerle seslendi: “Yeni Türkiye, diye diye bize ait her değerin içini boşaltan iktidara da ancak böyle köşeleri boş sözlerle dolduranlar yakışır. Abdülkadir Selvi’ye tutarsızlıkları ile siyasi tarihimize altın(!) harflerle yazılacak bir iktidarın savunucusu olma yolunda sabır, metanet ve aynı zamanda başarılar diliyoruz.”
İŞTE SELVİ'NİN TEPKİ ÇEKEN O YAZISI