Abdülkadir Selvi'den yeni dönemin ipuçları! "Profile değil, Erdoğan’a bakın; yoksa enseyi karartırsınız"
Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında Başbakan Ahmet Davutoğlu sonrası AK Parti'de yeni dönemin adını ilan etti.
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun AKP'yi olağanüstü kongreye götürme kararı almasının ardından gündeme gelen "Yeni başbakan kim olacak?" sorusuna cevap aradı. "Başbakanlık için kamuoyunun bildiği isimler konuşuluyor" diyen Selvi, "Başbakan Davutoğlu ile görüştükten sonra Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüşmüştü. Eyüp Sultan’ı ziyaretinde Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş kendisine eşlik etmişti. Her üçü de başbakanlık potansiyeli olan isimler" ifadesini kullandı. Selvi, adaylar arasında ismi geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadına işaret ederek, "Siz siz olun Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın içinde yer almadığı bir denklem kurmayın. Berat Albayrak geçiş sürecinde kendini geriye çekmeyi başardı" yorumu yaptı.
Selvi'nin Hürriyet'te "Yeni dönemin ipuçları" başlığıyla yayımlanan (9 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
12 gün sonra yeni başbakan belli olacak.
Her bir ismin kendine has kişisel özellikleri var. Ancak bu yarışta, eşitler arasından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek perspektifinde kiminle çalışmak istediği yer alıyorsa, o seçilecek.
Bu arada yeni başbakan profiliyle ilgili değerlendirmeler olumlu karşılanmadı. Aydın Ünal yıllarca Erdoğan’ın konuşmalarını kaleme alan, Erdoğan’ın zihin dünyasını en iyi bilenlerden.
Siyasette hep yüksek standardı hedef almış birisi olan Erdoğan, başbakanlık için düşük profilli biri olmasını ister mi?
Zaten Aydın Ünal bunu o maksatla söylemedi.
Yeni süreçte Cumhurbaşkanı ile başbakan ilişkisini modellemeye çalıştı.
Ama iletişimde ne söylediğiniz değil, nasıl anlaşıldığı önemli.
Çoğu zaman algı, olgunun önüne geçebiliyor. O nedenle rahatsızlığa yol açan profil meselesi hızla gündemden kaldırıldı.
22 Mayıs’taki kongrede AK Parti liderini seçmeyecek.
AK Parti’nin lideri belli.
Recep Tayyip Erdoğan.
Yeni dönemde iki ayrı güç dengesi oluşturulmayacak.
‘Güçlü Cumhurbaşkanı-Güçlü Başbakan’ modeli rafa kaldırıldı.
AK Parti’de yeni dönem iki sütun üzerinde inşa edilecek.
Güçlü AK Parti.
Uyumlu hükümet.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir grup AK Parti milletvekiliyle Külliye’deki kahvaltıda, “Parti başarılı olursa hükümet de olur, Başbakan’da olur. Cumhurbaşkanı da seçilir. O nedenle parti çok önemli” demişti.
Kongrede AK Parti vitrini ve hükümet yenilenecek. MKYK ve Kabine’de önemli ölçüde değişiklik yapılması bekleniyor.
Hem MKYK’ya hem de Bakanlar Kurulu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan damgasını vurmuştu. Ama Başbakan Davutoğlu’nun da bir alanı vardı. Bu kez uyum ve sadakat esaslı bir parti yönetimi ve kabine gündemde.
Başbakanlık için kamuoyunun bildiği isimler konuşuluyor. Başbakan Davutoğlu ile görüştükten sonra Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüşmüştü.
Eyüp Sultan’ı ziyaretinde Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş kendisine eşlik etmişti. Her üçü de başbakanlık potansiyeli olan isimler. Ama siz siz olun Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın içinde yer almadığı bir denklem kurmayın. Berat Albayrak geçiş sürecinde kendini geriye çekmeyi başardı.
Bu süreçte Cumhurbaşkanı görüşmelerini sürdürecek ama henüz bir ismi işaret etmiş değil.
Türkiye’de başbakan istifa etti. İktidar partisi olağanüstü kongrede genel başkanını seçecek. Bunlar siyaseten çok riskli süreçler. Buna rağmen bir tedirginlik ya da kriz beklentisi yok. Çünkü herkes biliyor ki AK Parti’nin güçlü bir lideri var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan herhangi bir istikrarsızlığa meydan vermeden kongre sürecinin başarıyla tamamlanıp, yeni başbakanın seçilmesini sağlar. Erdoğan’ın güçlü liderliği Türkiye’de istikrarın teminatı oldu.
Dümende Erdoğan olduğu için AK Parti gemisinin karaya oturmayacağı kanaati hâkim. Burada Başbakan Davutoğlu’nun hakkını teslim etmek gerekiyor. En küçük derneklerde dahi insanların koltuklara yapıştığı bir dünyada başbakanlık gibi bir koltuğu elinin tersiyle itti.
Yedirmedi. Geçiş sürecinde AK Parti ve Türkiye’nin zarar görmemesi için elinden geleni ortaya koydu.
Temiz bir başbakanlık yaptı. Ama onu daha da büyüten vedasıydı.
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı, Davutoğlu’nun dışişleri bakanı olduğu dönemdi.
BM Genel Kurulu nedeniyle New York’taydık. Hilal Kaplan ve Halime Kökçe’yle birlikte bizi bir akşam misafir etmişti. Sare Hanım, kızı ve damadı vardı. Tam bir aile ortamıydı. Üzerine çok gelindiği bir dönemdi. “Nasıl dayanıyorsunuz?” diye sormuştum. “Eğer İslam dünyası bu halde olmasa bir gün bile durmam, üniversiteye dönerim” demişti. O gün yazmamı istememişti. Ama bugün yazabilirim. Davutoğlu’nun asıl unvanı, “Hoca”ydı. Çok ders verdi. Ama asıl önemli dersini, giderken vakur duruşuyla verdi.
AK Parti’deki sürece gelince, bugünden sonrası çok önemli. “Başbakan kim olacak”sorusu şu anda en önemli gündem maddesi. Burada profile değil, modele bakmak lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni dönemin kodlarını, “Güçlü AK Parti, uyumlu hükümet”olarak verdi. O nedenle derim ki, profile değil, Erdoğan’a bakın. Yoksa enseyi karartırsınız.
Selvi'nin Hürriyet'te "Yeni dönemin ipuçları" başlığıyla yayımlanan (9 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
12 gün sonra yeni başbakan belli olacak.
Her bir ismin kendine has kişisel özellikleri var. Ancak bu yarışta, eşitler arasından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek perspektifinde kiminle çalışmak istediği yer alıyorsa, o seçilecek.
Bu arada yeni başbakan profiliyle ilgili değerlendirmeler olumlu karşılanmadı. Aydın Ünal yıllarca Erdoğan’ın konuşmalarını kaleme alan, Erdoğan’ın zihin dünyasını en iyi bilenlerden.
Siyasette hep yüksek standardı hedef almış birisi olan Erdoğan, başbakanlık için düşük profilli biri olmasını ister mi?
Zaten Aydın Ünal bunu o maksatla söylemedi.
Yeni süreçte Cumhurbaşkanı ile başbakan ilişkisini modellemeye çalıştı.
Ama iletişimde ne söylediğiniz değil, nasıl anlaşıldığı önemli.
Çoğu zaman algı, olgunun önüne geçebiliyor. O nedenle rahatsızlığa yol açan profil meselesi hızla gündemden kaldırıldı.
22 Mayıs’taki kongrede AK Parti liderini seçmeyecek.
AK Parti’nin lideri belli.
Recep Tayyip Erdoğan.
Yeni dönemde iki ayrı güç dengesi oluşturulmayacak.
‘Güçlü Cumhurbaşkanı-Güçlü Başbakan’ modeli rafa kaldırıldı.
AK Parti’de yeni dönem iki sütun üzerinde inşa edilecek.
Güçlü AK Parti.
Uyumlu hükümet.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir grup AK Parti milletvekiliyle Külliye’deki kahvaltıda, “Parti başarılı olursa hükümet de olur, Başbakan’da olur. Cumhurbaşkanı da seçilir. O nedenle parti çok önemli” demişti.
Kongrede AK Parti vitrini ve hükümet yenilenecek. MKYK ve Kabine’de önemli ölçüde değişiklik yapılması bekleniyor.
Hem MKYK’ya hem de Bakanlar Kurulu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan damgasını vurmuştu. Ama Başbakan Davutoğlu’nun da bir alanı vardı. Bu kez uyum ve sadakat esaslı bir parti yönetimi ve kabine gündemde.
Başbakanlık için kamuoyunun bildiği isimler konuşuluyor. Başbakan Davutoğlu ile görüştükten sonra Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüşmüştü.
Eyüp Sultan’ı ziyaretinde Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş kendisine eşlik etmişti. Her üçü de başbakanlık potansiyeli olan isimler. Ama siz siz olun Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın içinde yer almadığı bir denklem kurmayın. Berat Albayrak geçiş sürecinde kendini geriye çekmeyi başardı.
Bu süreçte Cumhurbaşkanı görüşmelerini sürdürecek ama henüz bir ismi işaret etmiş değil.
Türkiye’de başbakan istifa etti. İktidar partisi olağanüstü kongrede genel başkanını seçecek. Bunlar siyaseten çok riskli süreçler. Buna rağmen bir tedirginlik ya da kriz beklentisi yok. Çünkü herkes biliyor ki AK Parti’nin güçlü bir lideri var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan herhangi bir istikrarsızlığa meydan vermeden kongre sürecinin başarıyla tamamlanıp, yeni başbakanın seçilmesini sağlar. Erdoğan’ın güçlü liderliği Türkiye’de istikrarın teminatı oldu.
Dümende Erdoğan olduğu için AK Parti gemisinin karaya oturmayacağı kanaati hâkim. Burada Başbakan Davutoğlu’nun hakkını teslim etmek gerekiyor. En küçük derneklerde dahi insanların koltuklara yapıştığı bir dünyada başbakanlık gibi bir koltuğu elinin tersiyle itti.
Yedirmedi. Geçiş sürecinde AK Parti ve Türkiye’nin zarar görmemesi için elinden geleni ortaya koydu.
Temiz bir başbakanlık yaptı. Ama onu daha da büyüten vedasıydı.
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı, Davutoğlu’nun dışişleri bakanı olduğu dönemdi.
BM Genel Kurulu nedeniyle New York’taydık. Hilal Kaplan ve Halime Kökçe’yle birlikte bizi bir akşam misafir etmişti. Sare Hanım, kızı ve damadı vardı. Tam bir aile ortamıydı. Üzerine çok gelindiği bir dönemdi. “Nasıl dayanıyorsunuz?” diye sormuştum. “Eğer İslam dünyası bu halde olmasa bir gün bile durmam, üniversiteye dönerim” demişti. O gün yazmamı istememişti. Ama bugün yazabilirim. Davutoğlu’nun asıl unvanı, “Hoca”ydı. Çok ders verdi. Ama asıl önemli dersini, giderken vakur duruşuyla verdi.
AK Parti’deki sürece gelince, bugünden sonrası çok önemli. “Başbakan kim olacak”sorusu şu anda en önemli gündem maddesi. Burada profile değil, modele bakmak lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni dönemin kodlarını, “Güçlü AK Parti, uyumlu hükümet”olarak verdi. O nedenle derim ki, profile değil, Erdoğan’a bakın. Yoksa enseyi karartırsınız.