Abdulkadir Selvi'den bomba FETÖ çıkışı! Doğan'a operasyon Erdoğan'a tuzak mı?
Doğan medya üzerine "FÖTÜ"cü iddialarına Abdülkadir Selvi de kayıtsız kalmadı.
Uzun yıllar Yeni Şafak gazetesinin Ankara Temsilciği görevini yürüttükten sonra Hürriyet gazetesine transfer olan Abdulkadir Selvi, Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu'nun 'FETÖ' soruşturması kapsamında gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
"Muratoğlu, Doğan Grubu’na vergi cezası kesen müfettişlerin FETÖ’den ihraç edildiğini tespit edip, resmi makamlara başvuruda bulunan kişiydi" diyen Selvi, "Biz bu filmi Ergenekon sürecinde seyrettik. Ergenekon’u sulandırıyorsunuz dediğimizde FETÖ’cüler, 'Erdoğan istediği için yapıyoruz' diyorlardı. Sonra gördük ki, asıl Erdoğan’a kumpas kurmuşlar. Bu kez de FETÖ gösterilip, Erdoğan’a mı tuzak kuruluyor?" diye sordu.
"Darbe tehlikesinin henüz atlatılmadığına inanıyorum" diyen Selvi, "FETÖ’cülerin ayıklanıp, darbecilerin tamamen temizlenmediği bir dönemde, işbirliği yapmamız gerekirken, demokrasi mücadelesi verenlere karşı savaş açılmasından dolayı endişeliyim" ifadesini kullandı.
İŞTE ABDÜLKADİR SELVİ'NİN O YAZISI
Her okuduğumda derinden etkilendiğim bir kıssadır, "Çocuğun Gerçek Annesi"...
Sahih kaynaklardan olduğu için Buhari ve Müslim’den aktarmayı tercih ettim.
Hz. Süleyman’ın karşısına çocuğun gerçek annesi olduğunu iddia eden iki kadın geldi. Yaşlı olanın ikna kabiliyeti yüksekti, çocuğun gerçek annesi olan ise kendini savunmakta yetersiz kalıyordu. Hazreti Süleyman iki kadını dinledikten sonra, ‘Bana bir bıçak getirin, çocuğu ortadan kesip ikinize pay edeceğim’ deyince, çocuğun gerçek annesi yerinden fırladı, ‘Aman, çocuğumu kesmeyin, yeter ki o zarar görmesin, ben feragat ediyorum’ dedi.”
15 Temmuz gecesi tankların Boğaz Köprüsü’nü tuttuğu, Ankara’nın üzerinden savaş uçaklarının uçtuğunu görünce Ankara gazetecilerinin refleksi olarak Genelkurmay’ın önüne koştum. Merasim Sokak’ta önümüzü kestiler. Halk Genelkurmay’ın önünde toplanmaya başlamıştı. Oradan Meclis’e girmeye çalıştım. Tankla Dikmen kapısının önünü tutmuşlardı. Yayına çıkmak için CNN Türk’e geldim... Darbecilerin başarılı olamayacağını anlatmak için. Peki, daha ilk anlarda darbecilerin başarılı olamayacağını nereden biliyordum? Genelkurmay’ın önünde toplanan milleti gördüm. Yayın için CNN Türk’e girdiğimde Hande Fırat, Cumhurbaşkanı’nı yayına çıkarmak için uğraşıyordu. Hande’ye, “Halk Cumhurbaşkanı’nı görmek istiyor. Halk Cumhurbaşkanı’nın yaşayıp yaşamadığını merak ediyor” dedim. Hande Fırat’ın ısrarı, Hasan Doğan’ın çabası ve Cumhurbaşkanı’nın “Bağlanalım” demesi üzerine CNN Türk’teki tarihi yayını gerçekleştirdik. Yayın anında ikimizin ağzından çıkan en önemli sözcük, “Sayın Cumhurbaşkanım” oldu. O gece “Cumhurbaşkanım” derken o kadar samimiydik ki. O gece seçilmiş Cumhurbaşkanı’na, “Cumhurbaşkanım” demek darbecilere karşı adeta bir meydan okumaydı.
Darbecilerin İstanbul’da CNN Türk’ü ve Hürriyet’i bastıkları zaman biz Ankara büroda bir avuç kişiydik. O geceden sonraki günün olup olmayacağını düşünmeden yayın yapıyorduk.
Bunları darbe gecesinin kahramanlıkları olsun diye anlatmadım. Çünkü darbe gecesinin tek bir kahramanı var. O da tanklara karşı meydanlara çıkan millet ve onlara liderlik yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Darbeye karşı yürekli bir ses
Peki neden paylaştım? 15 Temmuz’da darbe girişimine karşı bu millet destansı bir mücadele verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan o gece demokrasiyi kurtardı. Medya, demokrasi sınavından yüz akıyla çıktı. CNN Türk ve Hürriyet gazetesi başta olmak üzere Doğan Grubu demokrasinin yanında ve darbeye karşı yürekli bir ses oldu. Ancak 15 Temmuz’dan sonra bir kesimde CNN Türk bu yayını niye yaptı, Doğan Grubu neden doğru yerde durdu şeklinde bir rahatsızlık hissettim. Geçer dedim. Zamanla bu rahatsızlık saldırılara dönüştü. İşte o zaman yukarıdaki kıssayı hatırladım.
Arkadaşlar, sizin derdiniz darbenin önlenmesi değil mi? Arkadaşlar, sizin derdiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbecilere karşı başarılı olması değil mi? Biz de buna çalıştık. Doğan Grubu yanlış yerde mi dursaydı? Siz çocuğun gerçek annesi olsanız o gece Erdoğan’ın yanında olanlara destek verirdiniz. Ama görüyorum ki derdiniz darbeciler ya da Erdoğan değil.
O gece siz neredeydiniz diye soruyor muyum? Çünkü bu darbeyi elbirliğiyle önledik. Sizin bir kısmınız yayınlardaydı, diğerlerinizin de saklandığını düşünmüyorum.
FETÖ’cü gösterilmeyen çalışılan Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu, Doğan Grubu’na vergi cezası kesen müfettişlerin FETÖ’den ihraç edildiğini tespit edip, resmi makamlara başvuruda bulunan kişiydi. Kendisini Yeni Şafak Ankara temsilcisi olduğum dönemden beri tanırım. Biz arkadaşımızın aklanacağından eminiz.
Biz bu filmi Ergenekon sürecinde seyrettik. Ergenekon’u sulandırıyorsunuz dediğimizde FETÖ’cüler, “Erdoğan istediği için yapıyoruz” diyorlardı. Sonra gördük ki, asıl Erdoğan’a kumpas kurmuşlar. Bu kez de FETÖ gösterilip, Erdoğan’a mı tuzak kuruluyor?
Darbe tehlikesinin henüz atlatılmadığına inanıyorum. FETÖ’cülerin ayıklanıp, darbecilerin tamamen temizlenmediği bir dönemde, işbirliği yapmamız gerekirken, demokrasi mücadelesi verenlere karşı savaş açılmasından dolayı endişeliyim.
"Muratoğlu, Doğan Grubu’na vergi cezası kesen müfettişlerin FETÖ’den ihraç edildiğini tespit edip, resmi makamlara başvuruda bulunan kişiydi" diyen Selvi, "Biz bu filmi Ergenekon sürecinde seyrettik. Ergenekon’u sulandırıyorsunuz dediğimizde FETÖ’cüler, 'Erdoğan istediği için yapıyoruz' diyorlardı. Sonra gördük ki, asıl Erdoğan’a kumpas kurmuşlar. Bu kez de FETÖ gösterilip, Erdoğan’a mı tuzak kuruluyor?" diye sordu.
"Darbe tehlikesinin henüz atlatılmadığına inanıyorum" diyen Selvi, "FETÖ’cülerin ayıklanıp, darbecilerin tamamen temizlenmediği bir dönemde, işbirliği yapmamız gerekirken, demokrasi mücadelesi verenlere karşı savaş açılmasından dolayı endişeliyim" ifadesini kullandı.
İŞTE ABDÜLKADİR SELVİ'NİN O YAZISI
Her okuduğumda derinden etkilendiğim bir kıssadır, "Çocuğun Gerçek Annesi"...
Sahih kaynaklardan olduğu için Buhari ve Müslim’den aktarmayı tercih ettim.
Hz. Süleyman’ın karşısına çocuğun gerçek annesi olduğunu iddia eden iki kadın geldi. Yaşlı olanın ikna kabiliyeti yüksekti, çocuğun gerçek annesi olan ise kendini savunmakta yetersiz kalıyordu. Hazreti Süleyman iki kadını dinledikten sonra, ‘Bana bir bıçak getirin, çocuğu ortadan kesip ikinize pay edeceğim’ deyince, çocuğun gerçek annesi yerinden fırladı, ‘Aman, çocuğumu kesmeyin, yeter ki o zarar görmesin, ben feragat ediyorum’ dedi.”
15 Temmuz gecesi tankların Boğaz Köprüsü’nü tuttuğu, Ankara’nın üzerinden savaş uçaklarının uçtuğunu görünce Ankara gazetecilerinin refleksi olarak Genelkurmay’ın önüne koştum. Merasim Sokak’ta önümüzü kestiler. Halk Genelkurmay’ın önünde toplanmaya başlamıştı. Oradan Meclis’e girmeye çalıştım. Tankla Dikmen kapısının önünü tutmuşlardı. Yayına çıkmak için CNN Türk’e geldim... Darbecilerin başarılı olamayacağını anlatmak için. Peki, daha ilk anlarda darbecilerin başarılı olamayacağını nereden biliyordum? Genelkurmay’ın önünde toplanan milleti gördüm. Yayın için CNN Türk’e girdiğimde Hande Fırat, Cumhurbaşkanı’nı yayına çıkarmak için uğraşıyordu. Hande’ye, “Halk Cumhurbaşkanı’nı görmek istiyor. Halk Cumhurbaşkanı’nın yaşayıp yaşamadığını merak ediyor” dedim. Hande Fırat’ın ısrarı, Hasan Doğan’ın çabası ve Cumhurbaşkanı’nın “Bağlanalım” demesi üzerine CNN Türk’teki tarihi yayını gerçekleştirdik. Yayın anında ikimizin ağzından çıkan en önemli sözcük, “Sayın Cumhurbaşkanım” oldu. O gece “Cumhurbaşkanım” derken o kadar samimiydik ki. O gece seçilmiş Cumhurbaşkanı’na, “Cumhurbaşkanım” demek darbecilere karşı adeta bir meydan okumaydı.
Darbecilerin İstanbul’da CNN Türk’ü ve Hürriyet’i bastıkları zaman biz Ankara büroda bir avuç kişiydik. O geceden sonraki günün olup olmayacağını düşünmeden yayın yapıyorduk.
Bunları darbe gecesinin kahramanlıkları olsun diye anlatmadım. Çünkü darbe gecesinin tek bir kahramanı var. O da tanklara karşı meydanlara çıkan millet ve onlara liderlik yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Darbeye karşı yürekli bir ses
Peki neden paylaştım? 15 Temmuz’da darbe girişimine karşı bu millet destansı bir mücadele verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan o gece demokrasiyi kurtardı. Medya, demokrasi sınavından yüz akıyla çıktı. CNN Türk ve Hürriyet gazetesi başta olmak üzere Doğan Grubu demokrasinin yanında ve darbeye karşı yürekli bir ses oldu. Ancak 15 Temmuz’dan sonra bir kesimde CNN Türk bu yayını niye yaptı, Doğan Grubu neden doğru yerde durdu şeklinde bir rahatsızlık hissettim. Geçer dedim. Zamanla bu rahatsızlık saldırılara dönüştü. İşte o zaman yukarıdaki kıssayı hatırladım.
Arkadaşlar, sizin derdiniz darbenin önlenmesi değil mi? Arkadaşlar, sizin derdiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbecilere karşı başarılı olması değil mi? Biz de buna çalıştık. Doğan Grubu yanlış yerde mi dursaydı? Siz çocuğun gerçek annesi olsanız o gece Erdoğan’ın yanında olanlara destek verirdiniz. Ama görüyorum ki derdiniz darbeciler ya da Erdoğan değil.
O gece siz neredeydiniz diye soruyor muyum? Çünkü bu darbeyi elbirliğiyle önledik. Sizin bir kısmınız yayınlardaydı, diğerlerinizin de saklandığını düşünmüyorum.
FETÖ’cü gösterilmeyen çalışılan Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu, Doğan Grubu’na vergi cezası kesen müfettişlerin FETÖ’den ihraç edildiğini tespit edip, resmi makamlara başvuruda bulunan kişiydi. Kendisini Yeni Şafak Ankara temsilcisi olduğum dönemden beri tanırım. Biz arkadaşımızın aklanacağından eminiz.
Biz bu filmi Ergenekon sürecinde seyrettik. Ergenekon’u sulandırıyorsunuz dediğimizde FETÖ’cüler, “Erdoğan istediği için yapıyoruz” diyorlardı. Sonra gördük ki, asıl Erdoğan’a kumpas kurmuşlar. Bu kez de FETÖ gösterilip, Erdoğan’a mı tuzak kuruluyor?
Darbe tehlikesinin henüz atlatılmadığına inanıyorum. FETÖ’cülerin ayıklanıp, darbecilerin tamamen temizlenmediği bir dönemde, işbirliği yapmamız gerekirken, demokrasi mücadelesi verenlere karşı savaş açılmasından dolayı endişeliyim.