Abdulkadir Selvi darbe gecesini yazdı: Havada nefes kesen takip; Erdoğan'ın uçağı nasıl kurtuldu?
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 15 Temmuz gecesi darbeciler tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulunmasını köşesine taşıdı.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 15 Temmuz gecesi darbeciler tarafından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminde bulunmasına ilişkin olarak "Havada nefes kesen bir takip yaşanıyor. Cumhurbaşkanı’nın uçağı üç tehlike atlatıyor" diye yazdı. Marmaris'ten İstanbul'a uçan Erdoğan'ın uçağının radarda tespit edilebildiği anlaşılınca Eskişehir’deki 1’inci Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi’nde radarları izleyen subayın radarı arayarak "İzi düşür" demesiyle ilk tehlikenin atlatıldığı ileri sürüldü. Selvi, ikinci tehlikeyle ilgili olarak "Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın derdest edilmeden önce yaptığı müdahale Erdoğan’ın işini kolaylaştırıyor. Abidin Ünal, darbecilerin eline geçmeden önce, harekat merkezinin kör edilmesi talimatını veriyor" ifadelerini kullandı. Üçüncü tehlikenin ise İstanbul Havaalanı’ndaki kulenin darbecilerin elinde olmasından kaynaklandığı belirtildi. Erdoğan’ın uçağı İstanbul'a doğru hareket ettikten sonra uçağa doğru yaklaşan F-16’ların yakıtının azalmasıyla üçüncü tehlikenin de atlatılmış olduğu iddia edildi.
Abdülkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (5 Ekim 2016) nüshasında yayımlanan 'Darbe gecesi radarda tespit edilen uçak' başlıklı yazısı şöyle:
BU nasıl darbeymiş ki, darbeciler Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otelin yerini Google Earth'ten tespit etmeye çalışmışlar" denilebilir ama işin aslı öyle değil.
Dalaman Havaalanı Hava Muhabere Meydan Komutanı Albay Murat Selçuk Çol imzalı ceride raporu başka bir gerçeği ortaya koyuyor.
Keşif uçuşları ceridesinde, 12-13 Temmuz’da Diyarbakır ile Ankara’dan kalkan F-16’ların Cumhurbaşkanı’nın tatil yaptığı otelin üzerinde keşif uçuşları yaptıkları yer alıyor.
12 Temmuz Salı günü Diyarbakır’dan kalkan 2 adet F-16 uçağı mühimmat yüklemek üzere Dalaman’a iniş yapıyor. F-16’lardan birini Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe, diğerini ise filo komutanı kullanıyor.
Otelin fotoğraflarını çekiyorlar
Dalaman’a giderken Marmaris’in üzerinden geçip, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin fotoğraflarını çekiyorlar.
Dalaman’da uçaklara mühimmat yüklenirken, Üs Komutanı Kartepe, “Arsa bakacağım” diyerek Marmaris’e gideceğini söylüyor. Demek ki bunlar arsa işine pek meraklılarmış. Adil Öksüz de Akıncı Üssü’nde yakalandığında arsa bakmak için orada olduğunu söylemişti.
Bunun üzerine üs komutanı araç tahsis etmeyi teklif ediyor. “Arkadaşlar gelecek” diye kabul etmiyor. Sivil giyimli bir tümgeneral gelip aracıyla alıyor. Marmaris’e gidip keşif yapıyorlar.
13 Temmuz Çarşamba günü ise Yunanların Meis Adası’nda faaliyetleri var denilerek Akıncı Üssü’nden gözetleme uçakları kalkıyor. Marmaris üzerinde fotoğraf çekiyorlar. Üslerine dönmeleri gerekirken Dalaman’a iniyorlar. Radar kayıtları incelenince Meis üzerinde değil, Marmaris’te fotoğraf çektikleri ortaya çıkıyor.
O fotoğraflar, Cumhurbaşkanı’nı ele geçirmek üzere Marmaris’e iniş yapan özel ekibi yöneten darbeci general Gökhan Sönmezateş’ten çıkıyor.
Erdoğan 3 tehlike atlatıyor
Darbe gecesi ise havada nefes kesen bir takip yaşanıyor. Cumhurbaşkanı’nın uçağı üç tehlike atlatıyor.
1- Dalaman Hava Muhabere Meydan Komutanı Albay Murat Selçuk Çol, Cumhurbaşkanı’nın uçuşu için gereken hazırlıkları büyük bir gizlilik içinde yürütüyor. Erdoğan’ı taşıyan uçak kalkıncaya kadar, başka bir uçağın iniş yapmaması için pisti karartıyor. Cumhurbaşkanı’nı taşıyan TC-ANA uçağı Dalaman Havaalanı’ndan 01.43’te kalkış yapıyor. Ama ondan önce şaşırtma amacıyla iki sivil uçak kalkıyor. Cumhurbaşkanı’nın uçağına TK8456 sefer sayısı sivil uçak kodu veriliyor. Alınan tüm tedbirlere rağmen Cumhurbaşkanı’nı taşıyan uçak İzmir civarına gelince Eskişehir’deki 1’inci Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi’nde radarları izleyen subaylardan biri, “Bu, Cumhurbaşkanı’nın uçağı” diyor. Yanındaki komutan, “Bunu hemen kaldır, darbecilere gösterme” diye uyarıyor. Cumhurbaşkanı’nın uçağının ekrandan silinmesi mümkün değil. Ne yapıyorlar? Uçağı tespit eden radar aranıyor, “İzi düşür” deniliyor. Böylece uçak darbeciler tespit etmeden ekrandan düşürülüyor.
2- Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Merkezi’nde o an havada olan uçaklar görülüyor. Ancak harekât merkezi darbecilerin elinde. Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın derdest edilmeden önce yaptığı müdahale Erdoğan’ın işini kolaylaştırıyor. Abidin Ünal, darbecilerin eline geçmeden önce, harekat merkezinin kör edilmesi talimatını veriyor. Korg. İsmail Güneykaya, Hava Kuvvetleri’nde görevli astsubayı arıyor. Trafonun yerini tarif ediyor, şalteri indirmesini istiyor. Astsubay, “Niye yapayım” diye sorunca bu kez devreye Abidin Ünal giriyor. Astsubayla konuşup, talimatı yerine getirmesini istiyor. Astsubay şalteri indiriyor, elektrikler kesiliyor, radar ekranları kapanıyor, harekât merkezi kör oluyor.
3- Cumhurbaşkanı İstanbul Havaalanı’na inemiyor, çünkü kule işgal altında. 35 dakika havada kalıyor. Uçak Bandırma üzerindeyken havaalanı kulesi temizleniyor. Erdoğan’ın uçağı hareket ettikten kısa bir süre sonra silah yüklü F-16’lar uçağa doğru yaklaşıyor. Ancak F-16’ların yakıtı azalıyor. Bunun üzerine yardımlarına tanker uçağı yetişiyor. Tanker uçağından 6 ton yakıt alıyorlar. Her ton 1 dakika, bağlanma ve çözülme dahil 10 dakikayı bulunca, Cumhurbaşkanı’nın uçağı İstanbul’a iniyor.
Darbe gecesine ilişkin olarak üzerinde pek fazla durulmadı ama darbe karşıtı olan askerlerin çabaları da etkili oluyor
Abdülkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (5 Ekim 2016) nüshasında yayımlanan 'Darbe gecesi radarda tespit edilen uçak' başlıklı yazısı şöyle:
BU nasıl darbeymiş ki, darbeciler Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otelin yerini Google Earth'ten tespit etmeye çalışmışlar" denilebilir ama işin aslı öyle değil.
Dalaman Havaalanı Hava Muhabere Meydan Komutanı Albay Murat Selçuk Çol imzalı ceride raporu başka bir gerçeği ortaya koyuyor.
Keşif uçuşları ceridesinde, 12-13 Temmuz’da Diyarbakır ile Ankara’dan kalkan F-16’ların Cumhurbaşkanı’nın tatil yaptığı otelin üzerinde keşif uçuşları yaptıkları yer alıyor.
12 Temmuz Salı günü Diyarbakır’dan kalkan 2 adet F-16 uçağı mühimmat yüklemek üzere Dalaman’a iniş yapıyor. F-16’lardan birini Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe, diğerini ise filo komutanı kullanıyor.
Otelin fotoğraflarını çekiyorlar
Dalaman’a giderken Marmaris’in üzerinden geçip, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin fotoğraflarını çekiyorlar.
Dalaman’da uçaklara mühimmat yüklenirken, Üs Komutanı Kartepe, “Arsa bakacağım” diyerek Marmaris’e gideceğini söylüyor. Demek ki bunlar arsa işine pek meraklılarmış. Adil Öksüz de Akıncı Üssü’nde yakalandığında arsa bakmak için orada olduğunu söylemişti.
Bunun üzerine üs komutanı araç tahsis etmeyi teklif ediyor. “Arkadaşlar gelecek” diye kabul etmiyor. Sivil giyimli bir tümgeneral gelip aracıyla alıyor. Marmaris’e gidip keşif yapıyorlar.
13 Temmuz Çarşamba günü ise Yunanların Meis Adası’nda faaliyetleri var denilerek Akıncı Üssü’nden gözetleme uçakları kalkıyor. Marmaris üzerinde fotoğraf çekiyorlar. Üslerine dönmeleri gerekirken Dalaman’a iniyorlar. Radar kayıtları incelenince Meis üzerinde değil, Marmaris’te fotoğraf çektikleri ortaya çıkıyor.
O fotoğraflar, Cumhurbaşkanı’nı ele geçirmek üzere Marmaris’e iniş yapan özel ekibi yöneten darbeci general Gökhan Sönmezateş’ten çıkıyor.
Erdoğan 3 tehlike atlatıyor
Darbe gecesi ise havada nefes kesen bir takip yaşanıyor. Cumhurbaşkanı’nın uçağı üç tehlike atlatıyor.
1- Dalaman Hava Muhabere Meydan Komutanı Albay Murat Selçuk Çol, Cumhurbaşkanı’nın uçuşu için gereken hazırlıkları büyük bir gizlilik içinde yürütüyor. Erdoğan’ı taşıyan uçak kalkıncaya kadar, başka bir uçağın iniş yapmaması için pisti karartıyor. Cumhurbaşkanı’nı taşıyan TC-ANA uçağı Dalaman Havaalanı’ndan 01.43’te kalkış yapıyor. Ama ondan önce şaşırtma amacıyla iki sivil uçak kalkıyor. Cumhurbaşkanı’nın uçağına TK8456 sefer sayısı sivil uçak kodu veriliyor. Alınan tüm tedbirlere rağmen Cumhurbaşkanı’nı taşıyan uçak İzmir civarına gelince Eskişehir’deki 1’inci Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi’nde radarları izleyen subaylardan biri, “Bu, Cumhurbaşkanı’nın uçağı” diyor. Yanındaki komutan, “Bunu hemen kaldır, darbecilere gösterme” diye uyarıyor. Cumhurbaşkanı’nın uçağının ekrandan silinmesi mümkün değil. Ne yapıyorlar? Uçağı tespit eden radar aranıyor, “İzi düşür” deniliyor. Böylece uçak darbeciler tespit etmeden ekrandan düşürülüyor.
2- Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Merkezi’nde o an havada olan uçaklar görülüyor. Ancak harekât merkezi darbecilerin elinde. Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın derdest edilmeden önce yaptığı müdahale Erdoğan’ın işini kolaylaştırıyor. Abidin Ünal, darbecilerin eline geçmeden önce, harekat merkezinin kör edilmesi talimatını veriyor. Korg. İsmail Güneykaya, Hava Kuvvetleri’nde görevli astsubayı arıyor. Trafonun yerini tarif ediyor, şalteri indirmesini istiyor. Astsubay, “Niye yapayım” diye sorunca bu kez devreye Abidin Ünal giriyor. Astsubayla konuşup, talimatı yerine getirmesini istiyor. Astsubay şalteri indiriyor, elektrikler kesiliyor, radar ekranları kapanıyor, harekât merkezi kör oluyor.
3- Cumhurbaşkanı İstanbul Havaalanı’na inemiyor, çünkü kule işgal altında. 35 dakika havada kalıyor. Uçak Bandırma üzerindeyken havaalanı kulesi temizleniyor. Erdoğan’ın uçağı hareket ettikten kısa bir süre sonra silah yüklü F-16’lar uçağa doğru yaklaşıyor. Ancak F-16’ların yakıtı azalıyor. Bunun üzerine yardımlarına tanker uçağı yetişiyor. Tanker uçağından 6 ton yakıt alıyorlar. Her ton 1 dakika, bağlanma ve çözülme dahil 10 dakikayı bulunca, Cumhurbaşkanı’nın uçağı İstanbul’a iniyor.
Darbe gecesine ilişkin olarak üzerinde pek fazla durulmadı ama darbe karşıtı olan askerlerin çabaları da etkili oluyor