Abdulkadir Selvi aldığı kulisleri yazdı: Adil Öksüz yurt dışına kaçtı mı yoksa içeride mi?
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 'FETÖ'nün Hava Kuvvetleri İmamı" olduğu iddia edilen Adil Öksüz'ün Türkiye'de mi yoksa yurt dışına mı kaçtığına dair istihbarat kaynaklarından aldığı kulisleri yazdı.
"Adil Öksüz’ün yardımcısı Anafartalar Koleji sahibi Hakan Çiçek iki kez sorgulandığı halde konuşmuyor" diyen Selvi, "'Adil Öksüz’ü Akıncı Üssü’nden tereyağından kıl çeker gibi kurtaran irade onu neden Türkiye’de tutsun?’ diye düşünenler de var. Adil Öksüz şimdiye kadar çoktan yurt dışına çıkarılmıştır diye iddialı konuşanlara da tanığım" ifadesini kullandı. "Ama genel eğilim Adil Öksüz’ün hâlâ Türkiye’de olduğu yönünde" diyen Selvi, "Devlet içinde bir yapı ya da güçlü bir istihbarat servisinin desteği olmadan şimdiye kadar saklanamayacağı düşünülüyor" dedi. Selvi, "Adil Öksüz’ün yurt dışına çıkmadığına inananlar, başta telefon olmak üzere yerini belirlemeye yarayacak araçlardan uzak durduğunu savunuyorlar. 'Adil Öksüz, El Kaide lideri Usame Bin laden gibi, teknolojiden uzak bir şekilde yaşıyor' diyorlar" diye yazdı.
Selvi'nin Hürriyet'te "Adil Öksüz yurtdışına kaçtı mı yoksa içeride mi?" başlığıyla yayımlanan (29 Eylül 2016) yazısı şöyle:
MGK toplantısına girmeden önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile konuştuk.
Elbette ki ilk gündem maddesi Adil Öksüz konusuydu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adil Öksüz konusunda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na tepkiliydi.
“O bilgiyi Kılıçdaroğlu’na getiren kişi FETÖ’cüdür” dedi. Ardından CHP liderine çağrı yaptı, “Kılıçdaroğlu kendisine o bilgiyi getiren kaynağını araştırsın”.
Adil Öksüz’ün MİT ajanı olduğu yönündeki iddiayı hatırlatınca Adalet Bakanı’nın tepkisi sert oldu.
“Adil Öksüz MİT ajanı falan değil, bu bir propaganda. Bunun MİT ile irtibatı olduğunu söyleyen kimse, FETÖ tarafından kullanılmaktadır.”
Adalet Bakanı’nın bu kadar net ve sert konuşmasının bir nedeni vardı.
“FETÖ’cüler ilk günün şokunu atlattılar. Şimdi bu mücadeleyi tıkamaya ve sulandırmaya çalışıyorlar.”
Sözlerini biraz daha açmasını istedim.
“CHP’ye gidip FETÖ’cü diyerek sosyal demokratları, MHP’ye gidip FETÖ’cü diyerek milliyetçileri, AK Parti’ye giderek FETÖ’cü diyerek muhafazakârları tasfiye ediyorlar diyorlar.”
Adalet Bakanı, bunu darbe soruşturmasının geri plana itilmesi çabası olarak görüyor.
“Bir darbe teşebbüsü olmuş. Darbe başarılı olsaydı ne olurdu? Şimdi kim nerede olurdu? Darbenin üzerine gitmek yerine, görevden almaları gündemin önüne çekmeye çalışıyorlar. Böylece darbeyle mücadele sürecini tıkamaya ve sulandırmaya çalışıyorlar.”
İstihbarat savaşına dönüştü
Adil Öksüz tartışması giderek gizemli bir hal alıyor. Şimdiden istihbarat savaşına dönmüş durumda.
Başarısız darbe girişiminin ardından onca general, ordu komutanı varken bir elin devreye girip Adil Öksüz’le ilgili delilleri yok etmesinin, üç ayrı tutanak tutulup, gözaltında telefon konuşmaları yapmasının sağlanmasının bir anlamı olsa gerek.
O anlam şu; Adil Öksüz FETÖ’cü darbe girişimin kilit isimlerinden biri. Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri imamlığından sonra, ‘asker imamı’ olarak FETÖ’cü yapılanmanın Genelkurmay Başkanı. Darbeden önce Fetullah Gülen’le görüşüp darbeden bir gün önce Türkiye’ye dönen en son ‘imam’. Darbe planının Gülen tarafından onaylandığı ve darbenin 16 Temmuz saat 03.00’te başlaması talimatını veren kimse.
Adil Öksüz’ün vereceği bilgilerle Fetullah Gülen’in 15 Temmuz darbe girişimin talimatını veren kişi ve lideri olduğuna dair çok güçlü bir tanıklık ortaya çıkacak. Darbenin ne zamandan beri planlandığı ve başarısız olması halinde FETÖ’nün yeni planlarının ne olduğunu da öğrenme imkânı doğacak. Tabii konuşursa!
Öksüz'ün yardımcısı konuşmuyor
Adil Öksüz’ün yardımcısı Anafartalar Koleji sahibi Hakan Çiçek iki kez sorgulandığı halde konuşmuyor.
Peki Adil Öksüz hâlâ Türkiye’de mi? ‘Adil Öksüz’ü Akıncı Üssü’nden tereyağından kıl çeker gibi kurtaran irade onu neden Türkiye’de tutsun?’ diye düşünenler de var. Adil Öksüz şimdiye kadar çoktan yurtdışına çıkarılmıştır diye iddialı konuşanlara da tanığım. Ama genel eğilim Adil Öksüz’ün hâlâ Türkiye’de olduğu yönünde. Devlet içinde bir yapı ya da güçlü bir istihbarat servisinin desteği olmadan şimdiye kadar saklanamayacağı düşünülüyor.
Yurtdışına kaçışta FETÖ’cüler iki ayrı takvimi izlemişler. Bir kısmı ilk andaki kargaşadan yararlanıp, sınırlarımızın dışına çıkmış.
İçeride kalanlar ise uzun bir süre kendilerini gizlemişler. İstihbaratta ‘uyuyan hücre’ durumu. Ne zaman ki işlerin gevşemeye, mücadelenin tavsamaya başladığı sonucuna varmışlar o zaman yurtdışına çıkmak için ikinci hamleyi başlatmışlar.
Adil Öksüz’ün yurtdışına çıkmadığına inananlar, başta telefon olmak üzere yerini belirlemeye yarayacak araçlardan uzak durduğunu savunuyorlar.
“Adil Öksüz, El Kaide lideri Usame Bin laden gibi, teknolojiden uzak bir şekilde yaşıyor” diyorlar.
Selvi'nin Hürriyet'te "Adil Öksüz yurtdışına kaçtı mı yoksa içeride mi?" başlığıyla yayımlanan (29 Eylül 2016) yazısı şöyle:
MGK toplantısına girmeden önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile konuştuk.
Elbette ki ilk gündem maddesi Adil Öksüz konusuydu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adil Öksüz konusunda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na tepkiliydi.
“O bilgiyi Kılıçdaroğlu’na getiren kişi FETÖ’cüdür” dedi. Ardından CHP liderine çağrı yaptı, “Kılıçdaroğlu kendisine o bilgiyi getiren kaynağını araştırsın”.
Adil Öksüz’ün MİT ajanı olduğu yönündeki iddiayı hatırlatınca Adalet Bakanı’nın tepkisi sert oldu.
“Adil Öksüz MİT ajanı falan değil, bu bir propaganda. Bunun MİT ile irtibatı olduğunu söyleyen kimse, FETÖ tarafından kullanılmaktadır.”
Adalet Bakanı’nın bu kadar net ve sert konuşmasının bir nedeni vardı.
“FETÖ’cüler ilk günün şokunu atlattılar. Şimdi bu mücadeleyi tıkamaya ve sulandırmaya çalışıyorlar.”
Sözlerini biraz daha açmasını istedim.
“CHP’ye gidip FETÖ’cü diyerek sosyal demokratları, MHP’ye gidip FETÖ’cü diyerek milliyetçileri, AK Parti’ye giderek FETÖ’cü diyerek muhafazakârları tasfiye ediyorlar diyorlar.”
Adalet Bakanı, bunu darbe soruşturmasının geri plana itilmesi çabası olarak görüyor.
“Bir darbe teşebbüsü olmuş. Darbe başarılı olsaydı ne olurdu? Şimdi kim nerede olurdu? Darbenin üzerine gitmek yerine, görevden almaları gündemin önüne çekmeye çalışıyorlar. Böylece darbeyle mücadele sürecini tıkamaya ve sulandırmaya çalışıyorlar.”
İstihbarat savaşına dönüştü
Adil Öksüz tartışması giderek gizemli bir hal alıyor. Şimdiden istihbarat savaşına dönmüş durumda.
Başarısız darbe girişiminin ardından onca general, ordu komutanı varken bir elin devreye girip Adil Öksüz’le ilgili delilleri yok etmesinin, üç ayrı tutanak tutulup, gözaltında telefon konuşmaları yapmasının sağlanmasının bir anlamı olsa gerek.
O anlam şu; Adil Öksüz FETÖ’cü darbe girişimin kilit isimlerinden biri. Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri imamlığından sonra, ‘asker imamı’ olarak FETÖ’cü yapılanmanın Genelkurmay Başkanı. Darbeden önce Fetullah Gülen’le görüşüp darbeden bir gün önce Türkiye’ye dönen en son ‘imam’. Darbe planının Gülen tarafından onaylandığı ve darbenin 16 Temmuz saat 03.00’te başlaması talimatını veren kimse.
Adil Öksüz’ün vereceği bilgilerle Fetullah Gülen’in 15 Temmuz darbe girişimin talimatını veren kişi ve lideri olduğuna dair çok güçlü bir tanıklık ortaya çıkacak. Darbenin ne zamandan beri planlandığı ve başarısız olması halinde FETÖ’nün yeni planlarının ne olduğunu da öğrenme imkânı doğacak. Tabii konuşursa!
Öksüz'ün yardımcısı konuşmuyor
Adil Öksüz’ün yardımcısı Anafartalar Koleji sahibi Hakan Çiçek iki kez sorgulandığı halde konuşmuyor.
Peki Adil Öksüz hâlâ Türkiye’de mi? ‘Adil Öksüz’ü Akıncı Üssü’nden tereyağından kıl çeker gibi kurtaran irade onu neden Türkiye’de tutsun?’ diye düşünenler de var. Adil Öksüz şimdiye kadar çoktan yurtdışına çıkarılmıştır diye iddialı konuşanlara da tanığım. Ama genel eğilim Adil Öksüz’ün hâlâ Türkiye’de olduğu yönünde. Devlet içinde bir yapı ya da güçlü bir istihbarat servisinin desteği olmadan şimdiye kadar saklanamayacağı düşünülüyor.
Yurtdışına kaçışta FETÖ’cüler iki ayrı takvimi izlemişler. Bir kısmı ilk andaki kargaşadan yararlanıp, sınırlarımızın dışına çıkmış.
İçeride kalanlar ise uzun bir süre kendilerini gizlemişler. İstihbaratta ‘uyuyan hücre’ durumu. Ne zaman ki işlerin gevşemeye, mücadelenin tavsamaya başladığı sonucuna varmışlar o zaman yurtdışına çıkmak için ikinci hamleyi başlatmışlar.
Adil Öksüz’ün yurtdışına çıkmadığına inananlar, başta telefon olmak üzere yerini belirlemeye yarayacak araçlardan uzak durduğunu savunuyorlar.
“Adil Öksüz, El Kaide lideri Usame Bin laden gibi, teknolojiden uzak bir şekilde yaşıyor” diyorlar.