Abdi İpekçi cinayetinde 37 yıldır yanıtsız sorular

Milliyet’in genel yayın müdürü Abdi İpekçi katledileli bugün tam 37 yıl oldu. Cinayete ilişkin birçok soru cevapsız kaldı.

1 Şubat 1979 günü uğradığı silahlı saldırı nedeniyle aramızdan ayrılan Milliyet gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi bugün saat 11.00’de Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anılacak.

Evine giderken hain kurşunların hedefi olan efsane gazeteci Abdi İpekçi katledileli 37 yıl oldu. Onu vuran Mehmet Ali Ağca ise yargılaması devam ederken cezaevinden kaçıp Vatikan’da Papa 2. Jean Paul’e yönelik suikast girişiminde bulundu. 28 Nisan 1980’de Ağca hakkında gıyabında idam cezası verildi. Bu sırada İtalya’da tutuklanan Ağca, bu ülkede 19 yıl hükümlü kaldıktan sonra Türkiye’ye iade edildi.

Ağca’nın İpekçi suikasti ve 2 gasp nedeniyle aldığı 36 yıl hapis cezası af ve kanun değişiklikleri nedeniyle 10 yıla düştü ve Ağca, 2010 yılında ‘Erken tahliye’ tartışmalarına neden olacak bir şekilde cezaevinden çıktı.

Fakat Ağca saldırıda yalnız değildi. Tetiği çeken el biliniyordu ama cinayetin arkasındaki karanlık bir türlü aydınlatılamadı. Saldırıyla bağlantılı olarak ilerleyen zamanlarda birçok isim ortaya çıktı. Bu isimlerle ilgili bir çok iddia gündeme geldi ve bu iddialar birer soru işareti olarak kaldı. İşte akıllarda kalan o soru işaretlerinden bazıları:

CİNAYET NASIL PLANLANDI?

İpekçi cinayetinin gerçek azmettiricilerinin Mehmet Şener, Oral Çelik, Yalçın Özbey ve Yavuz Çaylan olduğu, cinayetin o tarihte MİT’e çalıştığı iddia edilen Abuzer Uğurlu’nun bürosunda planlandığı öne sürüldü.

Mahkeme süresince içlerinde Ağca’nın da bulunduğu farklı sanıklar suikastın planlandığı odada bir MİT mensubunun da bulunduğunu dile getirdiler. Bu iddia hiçbir zaman yanıtlanmadı. Cinayet sonrasında görgü tanıkları, olay yerinde şüpheli iki araç bulunduğunu anlattı. Buna karşın ikinci araç konusu da aydınlatılmadı.

AĞCA HAPİSTEN NASIL KAÇTI?

Ağca, yargılanması devam ederken kaldığı Kartal Askeri Cezaevi’nden 25 Haziran 1979 tarihinde kaçırıldı. Ağca, hapishanedeki askeri görevliler ve erler tarafından kaçırıldı. Kaçırılış organizasyonun kilit ismi “Ömer Astsubay” sırra kadem bastı. Olaya karışan erler ise farklı hapis cezalarına çarptırıldı.

ÖZBEY VE ÇELİK NEDEN YARGILANMADI?

İpekçi suikastının organizasyonunda yer alan Mehmet Şener, Yalçın Özbey ve Oral Çelik bu cinayetten dolayı hiç sorgulanmadı. Cinayetten önce ve sonra Ağca’nın hesabına para yatıran Yalçın Özbey, Almanya’ya kaçtı. 1995’te iki MİT mensubu Özbey’i Almanya’da sorguladı ama sorgu tutanakları imha edildi. Mehmet Şener hiç yakalanamadı. Çelik ise 1999’da üç ay hapis yattıktan sonra davası düştü.

TANIK NEDEN KORUNMADI?

‘Bütün sırlar bende’ diyen Oral Çelik, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Çelik, 1986’da yurtdışında uyuşturucu suçundan yakalanıp üç yıl hapis yattı. Farklı ülkelerde uyuşturucu kaçakçılığı iddiası ile yargılanan Çelik, 1996’da isteğiyle Türkiye’ye iade edildi ve yeniden hapse girdi. İpekçi davasından yargılanırken, üç ay sonra tahliye oldu. Kendisinin İpekçi’ye ateş ettiğini söyleyen Abdullah Yavuz isimli tanık, ifadesini geri aldı. Yavuz, sonrasında güvenliği sağlanmadığı için ifadesini geri aldığını açıkladı.

HAİN SALDIRIDA HANGİ İSİMLER YER ALIYORDU?

Mehmet Şener: Mehmet Ali Ağca’yı ‘azmettiren’ olduğu iddia edildi. Hakkındaki gıyabi tutuklama kararı 1999’da zaman aşımına uğradı.

Yalçın Özbey: Cinayet öncesi ve sonrasında, Ağca’nın hesabına para yatırdığı tespit edildi. Papa’ya suikast girişimi duruşmasında Ağca’nın cezaevinden kaçırılmasında kullanılan otomobilin kendisine ait olduğunu kabul etti. Türkiye’de hiç yargılanmadı.

Oral Çelik: İpekçi cinayetinin yönlendiricisi olduğu iddia edildi. Sadece 3 ay hapiste kaldı.

Yavuz Çaylan: Mehmet Ali Ağca, Nişantaşı’na o gün kendisini Çaylan’ın götürüp getirdiğini söyledi. 10 yıl hapis cezası aldı.

Abdi İpekçi kimdir?

1929 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdi. Bir süre Hukuk Fakültesine devam etti. Kırmızı-Beyaz ve Şut adlı spor dergilerinde yazı ve karikatürleri yayınlandı. Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres gibi çeşitli gazetelerde spor muhabiri, sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Ali Naci Karacan'ın çıkardığı Milliyet Gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Bir müddet sonra da genel yayın müdürü oldu. 1961 senesinden 1 Şubat 1979 tarihine kadar aynı gazetenin başyazarlığını da yürüten Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekilliği ve Uluslararası Basın Enstitüsü'nün ikinci başkanlığı, Basın Şeref Divanı Genel Sekreterliği gibi görevlerde bulundu. “Afrika, İhtilalin içyüzü, Liderler Diyor ki, Dünyanın Dört Bucağından” isimli kitapları var. 1 Şubat 1979 gecesi İstanbul’daki evinin yakınlarında öldürüldü. Abdi İpekçi o günlerde Milliyet Gazetesindeki Genel Yayın Müdürlüğünün yanı sıra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nda Başkan Vekili olarak görev yapmaktaydı.