AB'DEN TÜRKİYE'YE ZEHİR ZEMBEREK GAZETECİLER UYARISI!

AB'nin her yıl Türkiye'deki gelişmeleri değerlendirdiği ‘İlerleme Raporu' bu yıl yine kırık notlar ve sert eleştirilerle dolu.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun her yıl Türkiye’deki bir yıllık gelişmeleri değerlendirdiği ‘İlerleme Raporu’ bu yıl yine kırık notlar ve sert eleştirilerle dolu. Gezi Parkı protestolarına geniş yer ayrılan İlerleme Raporu bayrama denk gelmesi nedeniyle Türkiye’nin itiraz etmesine rağmen 16 Ekim’de açıklanacak.

‘Siyasi değerlendirme’ bölümü bu yıl 30 sayfayla sınırlandırılan raporun Gezi olaylarıyla ilgili değerlendirmesinde ise şu noktalar öne çıkıyor:

“AB Komisyonu’nun Genişlemeden sorumlu Temsilcisi Stefan Füle, Gezi olaylarının başında İstanbul’a gitti ve çeşitli görüşmeler yaptı. Türk hükümeti Gezi olaylarında halkın toplantı hakkını kullanabilmesini sağlamak ve bu hakkı korumakla sorumluydu. Ancak, toplantı ve gösteri haklarını kullanmak isteyen birçok kişi, gözaltına alındı ve hatta hayatını kaybedenler oldu. Türk basını olayları tam olarak yansıtamadı. Güvenlik güçleri, göstericilere karşı orantısız güç kullandı. Bir de polis hayatını kaybetti. Bazı siyasetçilerin aksine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gezi parkı olayları çerçevesinde uzlaştırıcı tavır içinde oldu.”

Raporda özetle şu görüşler yer alıyor:

*Gazetecilere uygulanan baskı ve verilen cezalar kaygı verici. Uluslararası gazeteci örgütleri Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olduğunu vurguladılar.

*Türk hükümetinin AB reformları çerçevesinde attığı (yargı reformu, demokrasi paketi) adımlar takdir edici.

*Ancak reform sürecinde bir yavaşlama var. Müzakere başlıkları da uzun bir süreden beri açılamadı. Bu nedenle ilişkilere bir ivme kazandırmak amacıyla, ’Pozitif Gündem’ süreci başlatıldı.

*Pozitif Gündem kapsamında temel haklar ve yargı başlığı ile ilgili çalışma grubu oluşturuldu. 3’üncü yargı paketi ve kamu denetçiliği ile ilgili kanun ve mahkemelerde anadilin kullanımının güvence altına alınması ve bu çerçevede Türkiye’de temel haklara saygı anlamında süregelen eksikliklerin giderilmesine yönelik 4’üncü yargı paketi çıkarıldı.

*Vicdani ret ile ilgili düzenleme yapılmadı.

*İfade ve basın özgürlüğü ile ilgili gelişmeler endişe verici. Yazarlar, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları savunucuları aleyhine çok sayıda dava açıldı. İnternet sitelerinin sıklıkla erişime kapatılması, devlet görevlilerinin baskıyla basın üzerinde caydırıcı etkide bulunması endişe yarattı. Gazetecilerin işten atılması da kaygı verici.

*Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili yargılama biçimi ve yargılama konusu, Avrupa standartlarına uygun olmalı.

*Demokratikleşme paketi kapsamında Kürt sorunu ve PKK terörünün sonlandırılmasına yönelik adımları destekliyoruz. Bu adım, Kürt sorununun kapsamlı çözüme ulaştırılması için önemli bir fırsat yaratacak.

*Kıbrıs konusunda, AB Konseyi’nin Aralık 2006’daki kararı uygulanmalı. (Limanların Kıbrıs Rum Kesimi bandıralı gemi ve uçaklara açılması).

*Güney Kıbrıs ile ilişkileri normalleşmeli ve Rumların uluslararası örgütlere katılımına karşı çıkmamalı.Doğalgaz konusunda uluslararası deniz hukuk anlaşması dikkate alınmalı.