“BIRAKIN ALLAH AŞKINA, ADAM TAM BİR ŞOVMEN!" MEHMET ÖZ REKLAM MI YAPIYOR?
Hayatını sağlıklı yaşamaya adamış Mehmet Öz nasıl kanser hastalığına yakalandı? Öz yeni başlayacak tv programının reklamını mı yapıyor?
Mehmet Öz kimin kurbanı
Sakınan göze çöp batarmış...
Batı basını günlerdir, “Dünyada kansere yakalanacak en son insandı” diyor onun için.
Herkes şokta...
Nasıl olur da Mehmet Öz gibi tüm hayatını sağlıklı yaşamaya adamış, bu kadar fit, iyi beslenen ve sigara içmeyen biri 50 yaşında kanser hastalığına yakalanır?
* * *
Görüştüğüm bir doktor ‘poetik justice’ dedi.
‘Şiirsel adalet!’
Mehmet Öz’ü fazla yapmacık bulanlardanım.
Her yaz Türkiye’ye gelip ‘haftada 3 kez seks, bol sebze ve bir avuç badem’ formülüyle özetlenen sağlıklı yaşam reçetesini de hiçbir zaman ciddiye almadım.
Ama yine de ‘ilahi adalet’ değerlendirmesini fazlasıyla acımasız buldum.
Sanki kanser olmayı hak etmiş gibi!
* * *
Bir başkası, “Bırakın Allah aşkına, adam tam bir şovmen. Kolonoskopi yaptırmış ve kolon kanseri riski taşıdığı ortaya çıkmış. Ortada kanser olduğuna dair bir sonuç yok. Sadece risk grubunda. 7 Eylül’de televizyonda programı başlıyor. İzlenme oranı artsın diye bu konuyu bile reklam olarak kullanıyor” demez mi...
Birinci doktor acımasızdı, ikincisi belli ki Mehmet Öz’e hiçbir şekilde güvenmiyor.
Reklam için kendi hayatını bile kullanabileceğini düşünüyor.
Galiba başarılı insanların kaderi bu...
* * *
Allah’tan Hürriyet’te herkesin doktor ağabeyi Gündüz Tezmen var.
Tezmen’le sık sık sağlıklı yaşam sohbeti yaptığım için bir de ona danışayım istedim.
“Hiç şaşırmadım ama çok üzgünüm, umarım biyopsi sonucu kanser çıkmaz” diye başladı söze.
“Oh, nihayet insani bir tepki aldım” diye sevinirken, neden şaşırmadığını sordum.
İnsan bedeninin muhteşem dengesi üzerine çok çarpıcı şeyler anlattı.
Kilit cümlesi...
“Her şey o dengeye bağlı ama o denge binlerce değişkene bağlı.”
Şiir gibi...
Bedenin çok değişkenli dengesi.
* * *
Tezmen bu yüzden kategorik olarak ‘sakın et yeme, sürekli sebze ye’ yaklaşımı dahil ayrımcı reçetelere hiçbir zaman prim vermemiş.
Mehmet Öz’ü suçlamak yerine sağlıksız bulduğu sağlıklı yaşam reçetesini eleştirdi.
“Her bünyenin ihtiyacı farklı olabilir. Ama sonuçta evrendeki her şey o dengeyi sağlamak için var; et de balık da sebze de spor ve tembellik de...”
Sağlıklı çözüm, birini yiyip diğerinden tamamen vazgeçmek değil, hepsinden bünyenize uygun bir biçimde, aşırıya kaçmadan almak.
Sporun da aşırısı zararlı, sağlıklı yaşam takıntısının da...
Dedim ya, sakınan göze çöp batarmış.
Mehmet Öz sadece başarısından dolayı üzerine çektiği kıskançlık ve hasedin değil, galiba o dengeyi aşırı derecede zorlamasının, yani mükemmeliyetçiliğinin de kurbanı.
Eyüp Can/Hürriyet
Sakınan göze çöp batarmış...
Batı basını günlerdir, “Dünyada kansere yakalanacak en son insandı” diyor onun için.
Herkes şokta...
Nasıl olur da Mehmet Öz gibi tüm hayatını sağlıklı yaşamaya adamış, bu kadar fit, iyi beslenen ve sigara içmeyen biri 50 yaşında kanser hastalığına yakalanır?
* * *
Görüştüğüm bir doktor ‘poetik justice’ dedi.
‘Şiirsel adalet!’
Mehmet Öz’ü fazla yapmacık bulanlardanım.
Her yaz Türkiye’ye gelip ‘haftada 3 kez seks, bol sebze ve bir avuç badem’ formülüyle özetlenen sağlıklı yaşam reçetesini de hiçbir zaman ciddiye almadım.
Ama yine de ‘ilahi adalet’ değerlendirmesini fazlasıyla acımasız buldum.
Sanki kanser olmayı hak etmiş gibi!
* * *
Bir başkası, “Bırakın Allah aşkına, adam tam bir şovmen. Kolonoskopi yaptırmış ve kolon kanseri riski taşıdığı ortaya çıkmış. Ortada kanser olduğuna dair bir sonuç yok. Sadece risk grubunda. 7 Eylül’de televizyonda programı başlıyor. İzlenme oranı artsın diye bu konuyu bile reklam olarak kullanıyor” demez mi...
Birinci doktor acımasızdı, ikincisi belli ki Mehmet Öz’e hiçbir şekilde güvenmiyor.
Reklam için kendi hayatını bile kullanabileceğini düşünüyor.
Galiba başarılı insanların kaderi bu...
* * *
Allah’tan Hürriyet’te herkesin doktor ağabeyi Gündüz Tezmen var.
Tezmen’le sık sık sağlıklı yaşam sohbeti yaptığım için bir de ona danışayım istedim.
“Hiç şaşırmadım ama çok üzgünüm, umarım biyopsi sonucu kanser çıkmaz” diye başladı söze.
“Oh, nihayet insani bir tepki aldım” diye sevinirken, neden şaşırmadığını sordum.
İnsan bedeninin muhteşem dengesi üzerine çok çarpıcı şeyler anlattı.
Kilit cümlesi...
“Her şey o dengeye bağlı ama o denge binlerce değişkene bağlı.”
Şiir gibi...
Bedenin çok değişkenli dengesi.
* * *
Tezmen bu yüzden kategorik olarak ‘sakın et yeme, sürekli sebze ye’ yaklaşımı dahil ayrımcı reçetelere hiçbir zaman prim vermemiş.
Mehmet Öz’ü suçlamak yerine sağlıksız bulduğu sağlıklı yaşam reçetesini eleştirdi.
“Her bünyenin ihtiyacı farklı olabilir. Ama sonuçta evrendeki her şey o dengeyi sağlamak için var; et de balık da sebze de spor ve tembellik de...”
Sağlıklı çözüm, birini yiyip diğerinden tamamen vazgeçmek değil, hepsinden bünyenize uygun bir biçimde, aşırıya kaçmadan almak.
Sporun da aşırısı zararlı, sağlıklı yaşam takıntısının da...
Dedim ya, sakınan göze çöp batarmış.
Mehmet Öz sadece başarısından dolayı üzerine çektiği kıskançlık ve hasedin değil, galiba o dengeyi aşırı derecede zorlamasının, yani mükemmeliyetçiliğinin de kurbanı.
Eyüp Can/Hürriyet