‘KUZEY GÜNEY'İN KÖTÜ KADINLARI

"Tamam, kötü karakterler, hele kadın olanları cazip, anladım ama bütün kötülüklerin anası da kadınlar olamaz değil mi?"

‘KUZEY GÜNEY’İN KÖTÜ KADINLARI

‘Kuzey Güney’i ilk günden beri severek, beğenerek izlediğimi yazmıştım daha önce. Hikayesini, karakterlerini, anlatımını, oyuncularını beğendim hep.

Ve fakat son haftalarda dizideki bütün kadınların birbirinden kötü oluşuna tepem atmaya başladı.

Başta Cemre (Öykü Karayel) vardı, hırsı, kleptomanisi ve sinir bozucu kıskançlığıyla... Ve tabii kızı üzerinden sınıf atlamaya kararlı anası kuaför Gülten Hanım (Zerrin Tekindor).

Sonra bunlara Güney’i elde edecek diye çevirmeyeceği dolap, kıvırmayacağı numara olmayan Banu (Bade İşçil) eklendi. Kuzey’le Güney’in çok çile çekmiş görünen, boynu bükük anneleri Handan Hanım’ın (Semra Dinçer) aslında çocukları arasında ayrım yapan habis bir yılan olduğu ortaya çıktı. Kuzey’in hayatına orta halli, ezik bir kız olan Simay (Hazar Ergüçlü) girdi, tez zamanda onun da maskesi düştü. Çocuğu, hamileliği kullanarak nikah masasına oturtmalar, sürekli kapıları dinleyip elde ettiği bilgilerle herkese şantaj yapmalar, şimdi bir de zengin erkek avına çıktı ki kötülüğü iyice katmerlensin.

Ve diziye Hale Soygazi katıldı Banu’yla Barış’ın anneleri olarak, o da fena halde sınıf ayrımcısı, iki çocuğu idare edeceğim derken habire adam harcayan bir kadın...
Sonunda numunelik bir Zeynep (Merve Boluğur) düştü mahalleye de, o da artık iyilikle saflık (salaklık dememek için) arasında bir noktada duruyor. Ve can sıkıcı bir iyiliği var, fazla doğrucu, fazla naif, fazla cici, sıkıcı işte neticede...

Senaristlerden, dizi dünyasının süper ikilisi Ece Yörenç ile Melek Gençoğlu’ndan şu kadın karakterlere sıkıcılıkla habislik arasında kalan birkaç örnek katmalarını rica ediyorum. Tamam, kötü karakterler, hele kadın olanları cazip, anladım ama bütün kötülüklerin anası da kadınlar olamaz değil mi?

Asu MORO / MİLLİYET