500 BİN KİŞİ ANKARA'DA YÜRÜYOR CNNTÜRK O SIRADA AKROBASİ GÖRÜNTÜLERİ YAYINLIYOR! ORAY EĞİN DE SORUYOR: KİM GAZETECİ KİM DEĞİL!..
Reha Muhtar, Radikal´in bu tercihini anlayamadığını yazmış. Büyük ihtimalle Radikal yöneticileri böyle bir eylemin farkında değildir, ondan atlamışlardır. Art niyet aramamak lazım.
Dün, Akşam da manşete çekmiş haber kanallarının "uyumasını." 500 bin kişi Ankara´da yürüyor, CNN Türk o sırada akrobasi şampiyonası görüntülerini veriyor.
Bunun sebebi Aydın Doğan değildir, kendisini patrondan daha çok patroncu belleyen yöneticilerdir. Onlar artık gazeteci değildir, bu hafta sonu bir meslek ayıbına, habercilik cinayetine imza atmışlardır.
500 bin kişinin yürüdüğü bir miting, bütün yayın akışlarının üzerindedir ve "Sıcak haber" olarak bağlanılması, kesintisizce verilmesi gerekir. Çünkü bu sadece Türkiye için değil, dünya açısından da önemli bir gelişmedir. Bir kere Ankara´daki yürüyüşün Batı dünyasını ilgilendiren en önemli tarafı Türkiye´deli laik-anti laik ayrımının vardığı boyutu göstermesidir, bu yüzden de dünya medyası olayla son derece ilgilidir. Bu derece vizyonsuzdur Türkiye´deki gazeteciler ama.
Kaldı ki, eşit miktarda ya da daha az insan "Şeriat istiyoruz" diye eylem yaparsa da haberdir ve görmezden gelinmemesi, yayınlanması gerekir. Adı üstünde, haber kanalının tek görevi haber vermektir. Yorumu katmadığı sürece, bir yere çekmeden olan biteni olduğu gibi yayınlarsa misyonunu tamamlar. Patronun da beklediği budur.
Patron müdahalesi ya da patronun kızması bir haberin verilmesine değil ancak yorum katılmasına yönelik olabilir. Gazeteci olmayan kanal yöneticileri bu ince ayrımı bilmediklerinden, patronu idare etmekten bihaber olduklarından, gerektiğinde bir genel yayın yönetmeninin patronu ikna etme zorunluluğunu akıllarına getirmediklerinden kanalı da sahibini de zor durumda bırakırlar. Aydın Doğan haberi görmeyin talimatı vermemiştir ama sahibi olduğu bir haber kanalı Türkiye´deki en büyük haberi atladığı için de kızmıştır.
CNN Türk böyle de, steril dünyaların temsilcisi NTV nasıl? İki canlı yayın aracı yollamışlar, iki muhabirle ara ara Ankara´ya bağlanıyorlar ama onlar için de Ankara´da 500 bin kişinin yürümesi yayın akışını kesmeye yetmiyor. Bir gün önce yayınladıklarını Castro belgeselini tekrar etmekte hiçbir sakınca görmüyorlar! Orada da herhalde Ferit Şahenk arayıp "Bu haberi görmeyin" dememiştir değil mi?
Televizyon habercileri gazetecilik reflekslerini kaybetmiştir, dünkü eksikliklerinden çıkan sonuç budur. Üstelik bunu da gönüllü feda etmişlerdir. Kimse onları zorlamamıştır gazetecilik yapmamak, haberi atlamak için ama vizyonsuzlukları, renksizlikleri ve koltuk sevdaları yüzünden meslek ayıplarına imza atmakta hiçbir sakınca görmemişlerdir...
Koltuklarına bu denli yapışıp omurgalarından feragat etmelerinin tek sebebi patronun parasıyla yurtdışı gezilerine katılmak, patronun parasıyla arkadaşlarına ziyafet çektirip, şarap ısmarlama telaşlarındandır.
Tam da bu aşamada, Sky Türk ve Habertürk için ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bir tek onlar gazetecilik yaptı. Sky Türk´te Genel Yayın Yönetmeni Serdar Akinan, yayına bizzat müdahale etti, ekrana çıktı, yürüyüşü en iyi yansıtan yayını yaptı. Hiçbir cepheye yüklenmeden, hiç kimseye yaranmadan, son derece mesafeli bir şekilde başarılı bir yayın kotardı.
Sky Türk de büyük bir patronun kanalı. Ama buraya da patron arayıp "Haber yapın" diye talimat vermedi: Gazetecilik yapanla, yapmayanın farkı anlaşılsın. Habertürk´ün reflekslerini ise tekrar saymaya gerek yok zaten...
Ancak aynı şekilde yürüyüşü kesintisiz yayınlayan Kanaltürk´e hiçbir şey diyemeyeceğim. Zira burayı bir televizyon kanalı, orada yapılanı da habercilik ola
Bunun sebebi Aydın Doğan değildir, kendisini patrondan daha çok patroncu belleyen yöneticilerdir. Onlar artık gazeteci değildir, bu hafta sonu bir meslek ayıbına, habercilik cinayetine imza atmışlardır.
500 bin kişinin yürüdüğü bir miting, bütün yayın akışlarının üzerindedir ve "Sıcak haber" olarak bağlanılması, kesintisizce verilmesi gerekir. Çünkü bu sadece Türkiye için değil, dünya açısından da önemli bir gelişmedir. Bir kere Ankara´daki yürüyüşün Batı dünyasını ilgilendiren en önemli tarafı Türkiye´deli laik-anti laik ayrımının vardığı boyutu göstermesidir, bu yüzden de dünya medyası olayla son derece ilgilidir. Bu derece vizyonsuzdur Türkiye´deki gazeteciler ama.
Kaldı ki, eşit miktarda ya da daha az insan "Şeriat istiyoruz" diye eylem yaparsa da haberdir ve görmezden gelinmemesi, yayınlanması gerekir. Adı üstünde, haber kanalının tek görevi haber vermektir. Yorumu katmadığı sürece, bir yere çekmeden olan biteni olduğu gibi yayınlarsa misyonunu tamamlar. Patronun da beklediği budur.
Patron müdahalesi ya da patronun kızması bir haberin verilmesine değil ancak yorum katılmasına yönelik olabilir. Gazeteci olmayan kanal yöneticileri bu ince ayrımı bilmediklerinden, patronu idare etmekten bihaber olduklarından, gerektiğinde bir genel yayın yönetmeninin patronu ikna etme zorunluluğunu akıllarına getirmediklerinden kanalı da sahibini de zor durumda bırakırlar. Aydın Doğan haberi görmeyin talimatı vermemiştir ama sahibi olduğu bir haber kanalı Türkiye´deki en büyük haberi atladığı için de kızmıştır.
CNN Türk böyle de, steril dünyaların temsilcisi NTV nasıl? İki canlı yayın aracı yollamışlar, iki muhabirle ara ara Ankara´ya bağlanıyorlar ama onlar için de Ankara´da 500 bin kişinin yürümesi yayın akışını kesmeye yetmiyor. Bir gün önce yayınladıklarını Castro belgeselini tekrar etmekte hiçbir sakınca görmüyorlar! Orada da herhalde Ferit Şahenk arayıp "Bu haberi görmeyin" dememiştir değil mi?
Televizyon habercileri gazetecilik reflekslerini kaybetmiştir, dünkü eksikliklerinden çıkan sonuç budur. Üstelik bunu da gönüllü feda etmişlerdir. Kimse onları zorlamamıştır gazetecilik yapmamak, haberi atlamak için ama vizyonsuzlukları, renksizlikleri ve koltuk sevdaları yüzünden meslek ayıplarına imza atmakta hiçbir sakınca görmemişlerdir...
Koltuklarına bu denli yapışıp omurgalarından feragat etmelerinin tek sebebi patronun parasıyla yurtdışı gezilerine katılmak, patronun parasıyla arkadaşlarına ziyafet çektirip, şarap ısmarlama telaşlarındandır.
Tam da bu aşamada, Sky Türk ve Habertürk için ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bir tek onlar gazetecilik yaptı. Sky Türk´te Genel Yayın Yönetmeni Serdar Akinan, yayına bizzat müdahale etti, ekrana çıktı, yürüyüşü en iyi yansıtan yayını yaptı. Hiçbir cepheye yüklenmeden, hiç kimseye yaranmadan, son derece mesafeli bir şekilde başarılı bir yayın kotardı.
Sky Türk de büyük bir patronun kanalı. Ama buraya da patron arayıp "Haber yapın" diye talimat vermedi: Gazetecilik yapanla, yapmayanın farkı anlaşılsın. Habertürk´ün reflekslerini ise tekrar saymaya gerek yok zaten...
Ancak aynı şekilde yürüyüşü kesintisiz yayınlayan Kanaltürk´e hiçbir şey diyemeyeceğim. Zira burayı bir televizyon kanalı, orada yapılanı da habercilik ola