50 yıllık sır ortaya çıktı! O mektubu Hürriyet'e kim sızdırmıştı?
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, ABD Başkanı Johnson'un İnönü'ye yazdığı Kıbrıs mektubunun Hürriyet'te yayımlanmasının hikayesini yazdı.
ABD Başkanı Johnson’un, dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye yazdığı Kıbrıs mektubunun Hürriyet’te yayımlanmasının hikayesi ortaya çıktı.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında “Dedikodularını, şunu bunu duyar okurduk, ama o tarihi mektubu Hürriyet’e kimin sızdırdığını bugüne kadar resmi bir ağızdan hiç işitmemiştik” diye yazdı ve mektubunu hikayesini şöyle anlattı:
“Yıl 1964... Türkiye Kıbrıs’a müdahale kararı almak üzere...
İşte tam o sırada, kesin tarihiyle 5 Haziran 1964 günü Türkiye’nin hiç beklemediği bir şey oluyor.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Johnson, Türkiye Başbakanı İsmet İnönü’ye bir mektup yazarak, resmen “Sizi Kıbrıs’a çıkarttırmayız” anlamına gelen bir mesaj iletiyor.
Türk halkı böyle bir mektubun varlığını öğrendi, ama içeriğini bilmiyordu.
Onu da 13 Ocak 1966 günü Hürriyet gazetesinin manşetinden öğrendi.
Bu haberi rahmetli Cüneyt Arcayürek yazmış ve yılın gazetecisi seçilmişti.
Yıllarca bu mektubu Hürriyet’e kimin sızdırdığı tartışıldı.
Nihayet resmi bir ağız haber kaynağını açıkladı. Açıklayan emekli büyükelçi Yalım Eralp.
Doğan Kitap’tan yeni çıkan “Perdeyi Aralarken” adlı kitabından aktarıyorum.”
ÇETİN ALTAN’IN ÜZERİNE YIKMIŞLAR
Mektubun yayımlanmasını ardından soruşturma başlatıldığını yazan Özkök, Eralp’in soruşturmada verdiği savunmasını ise şu ifadelerle aktardı:
“Yalım Eralp Dışişleri’nde genç bir diplomatken, dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in bütün görüşmelerine katılırmış.
Çağlayangil, 12 Ocak 1966 günü Eralp’i çağırmış. Gittiğinde yanında Hürriyet muhabiri Cüneyt Arcayürek varmış.
Bakan Yalım Eralp’e onun yanında “Şu Johnson mektubunu bana getirsene” demiş.
Mektubun tam metni ertesi gün Hürriyet’in manşetinde yayınlanınca gözler Yalım Eralp’in üzerine çevrilmiş.
Bakanlık soruşturma açtırıp, savunmasını istemiş.
Gerisini Eralp’in ağzından dinleyelim:
“Savunmamda ‘Bakan kendisi verdi’ diyemezdim. Desem, meslek hayatım başlamadan son bulurdu.”
Yıllardır bildiğimiz o pratik zekâsıyla çözümü şöyle bulmuş:
“Bu olay Meclis’in gizli oturumunda görüşülmüştü... ‘Meclis’teki gizli zabıttan İşçi Partisi milletvekili Çetin Altan vermiştir belki’ dedim. Bakanın bu cevabı çok beğendiğini öğrendim.”
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında “Dedikodularını, şunu bunu duyar okurduk, ama o tarihi mektubu Hürriyet’e kimin sızdırdığını bugüne kadar resmi bir ağızdan hiç işitmemiştik” diye yazdı ve mektubunu hikayesini şöyle anlattı:
“Yıl 1964... Türkiye Kıbrıs’a müdahale kararı almak üzere...
İşte tam o sırada, kesin tarihiyle 5 Haziran 1964 günü Türkiye’nin hiç beklemediği bir şey oluyor.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Johnson, Türkiye Başbakanı İsmet İnönü’ye bir mektup yazarak, resmen “Sizi Kıbrıs’a çıkarttırmayız” anlamına gelen bir mesaj iletiyor.
Türk halkı böyle bir mektubun varlığını öğrendi, ama içeriğini bilmiyordu.
Onu da 13 Ocak 1966 günü Hürriyet gazetesinin manşetinden öğrendi.
Bu haberi rahmetli Cüneyt Arcayürek yazmış ve yılın gazetecisi seçilmişti.
Yıllarca bu mektubu Hürriyet’e kimin sızdırdığı tartışıldı.
Nihayet resmi bir ağız haber kaynağını açıkladı. Açıklayan emekli büyükelçi Yalım Eralp.
Doğan Kitap’tan yeni çıkan “Perdeyi Aralarken” adlı kitabından aktarıyorum.”
ÇETİN ALTAN’IN ÜZERİNE YIKMIŞLAR
Mektubun yayımlanmasını ardından soruşturma başlatıldığını yazan Özkök, Eralp’in soruşturmada verdiği savunmasını ise şu ifadelerle aktardı:
“Yalım Eralp Dışişleri’nde genç bir diplomatken, dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in bütün görüşmelerine katılırmış.
Çağlayangil, 12 Ocak 1966 günü Eralp’i çağırmış. Gittiğinde yanında Hürriyet muhabiri Cüneyt Arcayürek varmış.
Bakan Yalım Eralp’e onun yanında “Şu Johnson mektubunu bana getirsene” demiş.
Mektubun tam metni ertesi gün Hürriyet’in manşetinde yayınlanınca gözler Yalım Eralp’in üzerine çevrilmiş.
Bakanlık soruşturma açtırıp, savunmasını istemiş.
Gerisini Eralp’in ağzından dinleyelim:
“Savunmamda ‘Bakan kendisi verdi’ diyemezdim. Desem, meslek hayatım başlamadan son bulurdu.”
Yıllardır bildiğimiz o pratik zekâsıyla çözümü şöyle bulmuş:
“Bu olay Meclis’in gizli oturumunda görüşülmüştü... ‘Meclis’teki gizli zabıttan İşçi Partisi milletvekili Çetin Altan vermiştir belki’ dedim. Bakanın bu cevabı çok beğendiğini öğrendim.”