5 YAŞINDAKİ KIZI ÇİZDİ, ENVER AYSEVER YAZDI; "NİSAN'A MEKTUPLAR"
Gazeteci, yazar Enver Aysever yaşadığı çağı yazdı, beş yaşında kızı resimledi
Bir kız çocuğu özgürce renkler arasında dolaşıyor. Henüz beş yaşında. Dünyaya geldiği andan itibaren onu gözleyen babası yaşama dair, topluma dair notlarını mektuplar halinde kızına yazıyor. Tutuklamalar, siyasal kavgalar, bir çiçeğin tomurcuklanması derken birikiyor mektuplar… Bugünü geleceğe bırakmak adına, zamana karşı, inatla yazıyor Aysever…
Küçük bir kızın düşle dolu kaleminden, bir yazarın kızına sözlerinden oluşan bir kitap… Yetişkinler bugün okusun, hızla akan zaman içinde bir soluk alsın diye, çocuklarımız gelecekte okusun, dün ne olmuştu, hangi duygular, olaylar içinde yaşandı, fark etsinler diye… Zamana düşülen notlar… İhtirastan, öfkeden, hesaptan uzak, beş yaşında bir kız çocuğu sadeliğinde…
Edebiyatın incelikli sokakları, bir kentin kendine özgü fotoğrafı, uzak bir yurdun çocuklarının yürek sızısı, erguvanlardan taşan yaşam umudu, 1 Mayıs’ta Taksim’de atılan çığlıklar, bir aşkın nasıl dirençle büyüdüğü bu mektuplarda saklı…
“Nisan’a Mektuplar” yaşadığı toprağın sesi olmak için, hem şimdinin okuruna, hem de geleceğin okuru için gönderilmiş… Zarfsız, pulsuz ve belki de zamansız…
Zamana karşı, yaşadığını hissetmek için!
Kitaptan
“Canım Kızım;
Her yeni doğan gün yeni bilgiler, deneyimlerle geliyor bize. Birini sevmek ne demek, ona inanmak peşine düşmek ne demek, ya da yaşadığın toprağa insanına emek vermek ne demek öğreniyorsun… Biçim değiştiriyor sevgi, olgunlaşıyor, demleniyor, sorumluluk duygusunu anlıyorsun. Kendinden sıyrılıp insanlık onuru için yaşamayı kavrıyorsun…
Kızım;
Yazarlığı kutsal bildim ben. Sözün uçtuğunu, yazının kaldığını hiç unutmadım. Yazar kalemini birinin bağrına saplayacağı hançer gibi de kullanabilir, ruhumuzu erginleştiren bir yontucu bıçağı gibi de! Kişisel hırslardan arınıp, yaşadığımız dünyanın gizini çözmek için şairlere, yazarlara gereksinimimiz var”