"5 MİLYON DOLARIMIZ VAR, GELİN SİZLER DE PAY ALIN!.." TANJU VE RIDVAN'LI REKLAMLA SAHNEYE ÇIKAN ŞİRKETTEN BASINA AHLAKSIZ TEKLİF!..

Samsun'da Borsan Kablo adında bir şirket yeni reklam filmini tanıtmak için kokteyl düzenledi.Kokteylin basın davet yazısında yer alan ibare, bir PR çalışmasının nasıl yapılmayacağının örneği oldu.

Hürriyet "PR skandalı"nı "Bir danışmanın 5 milyon dolarlık reklam patavatsızlığı" başlığıyla verirken Akşam yazarı Ali Saydam ise "Ahlaksız teklif ne kadar ahlaksız" başlığıyla köşesine taşıdı...


Bir danışmanın 5 milyon dolarlık reklam patavatsızlığı


Borsan Kablo, yeni reklam filmini tanıtmak için kokteyl düzenledi. Firmanın reklamcısı Güçlü Film, basın davet yazısında "2010 yılında ayırmış olduğumuz 5.000.000 dolar bütçemizden sizlerin de pay almasını temenni eder, basın desteğiniz ile sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı ifade ederiz" dedi. Firma sahibi Adnan Ölmez ise davetteki bu ibareden haberi olmadığını söyledi.


SAMSUN´da kurulu, Borsan Elektrik Malzemeleri Sanayi Ticaret Ltd. (Borsan Kablo), basın tarihine geçecek bir skandala konu oldu. Afganistan´daki ABD üssünün kablo ihalesini kazanarak dikkatleri üzerine çeken firma, yeni reklam filmini tanıtmak için bir `tanıtım kokteyli´ düzenledi. Firmanın reklamcısı Güçlü Film, basına gönderdiği davet yazısında "2010 yılında ayırmış olduğumuz 5.000.000 dolar bütçemizden sizlerin de pay almasının temenni eder basın desteğiniz ile sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı ifade ederiz" dedi. Firma sahibi Adnan Ölmez ise davet yazısındaki bu ibareden haberi olmadığını belirtek çok şaşırdığını söyledi. 40 ülkeye 50 milyon dolarlık ihracat yapan firmanın reklam filminde eski futbolcular Rıdvan Dilmen ve Tanju Çolak oynuyor.


5 milyon dolarımız var, gelin!
Dün yapılan Tanju´lu, Rıdvan´lı tanıtım öncesi, Güçlü Film Production´un Genel Müdürü Metin Öğüt imzasıyla bazı medya kuruluşlarına gönderilen kokteyl davetiyesinin altında, "Siz değerli çalışma arkadaşlarımızın vereceği desteğin önemini vurgular, 2010 yılında ayırdığımız 5 milyon dolar bütçeden sizlerin de pay almasını temenni eder, basın desteğinizle birlikte sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı ifade ederiz" not ortalığı karıştırdı.


Özrü kabahatinden büyük
Metnin altında imzası olan Metin Öğüt, olayın kesinlikle yanlış anlamadan kaynaklandığını iddia etti ve "Biz çoğunlukla görsel medyayla, televizyonlarla reklam anlaşması yapıyoruz ve ben hepsiyle samimiyim. Hepsiyle samimi olduğum için bazı televizyonlardaki arkadaşlarıma gönderilen davetiyelere `espri´yle karışık not ekledim. Bu esprinin yer aldığı not, yanlışlıkla bazı gazetelere gönderilmiş. Yanlış anlaşıldık. Fakat daha sonra hemen düzeltme ve özür gönderdik. Yanlış anlaşılmadan dolayı çok üzgünüm" dedi. Öğüt, özür dilerken daha büyük bir kabahat işledi ve `reklam almak istiyorsanız gelin haber yapın´ anlamına gelen mesajın TV´ler için normal olduğunu söylemiş oldu.


Çok kötü yapmışlar...
İstanbul WOW Hotel´deki kokteylde, Hürriyet muhabirinin sorusu üzerine notu ilk kez gördüğünü söyleyen Adnan Ölmez, şaşkınlık içinde şunları söyledi: "Aaa, çok kötü birşey yapmışlar. Haberim yoktu. Böyle bir bütçemiz var ama bunu paylaşmak çok lüzumsuz. Ajanstaki arkadaşlarımız hazırlamıştı. Ben görmedim. Medya yabancı olmadığımız bir sektör. Kendi alanında bölgesel yayın yapan bir gazetemiz de var. Ajans biraz daha ilgi çekmek için yapmış ama amacını aşmış."


Tanju ve Rıdvan´lı reklamla sahnede


BORSAN Kablo´nun, davetindeki ibare birçok medya kuruluşu tarafından tam olarak anlaşılamadı. Bu nedenle tanıtım kokteyline birçok gazete ve televizyonun reklam bölümü yetkilileri de katıldı. Kokteyl kapanışında Rıdvan Dilmen ve Tanju Çolak ile sahneye çıkan Adnan Ölmez, "Ajanstaki arkadaşımızın davet mektubunda bütçeden bahsetmesi çok anlamsız olmuş. Kendisine göre bir çalışma yapmış. Hoş bir durum olmadığını üzülerek sizlerle paylaşmak istiyorum" dedi.


Ali Saydam'ın Akşam gazetesindeki yazısı:


'Ahlaksız' teklif ne kadar 'ahlaksız'?..


İşte size 'siyasi doğruluk' (political correctness) kavramını bütün boyutlarıyla anlatabilecek mükemmel bir örnek...
'Öyle değil böyle' yapılması halinde tıkır tıkır çalışacak bir sistem, 'böyle değil öyle' yapıldığında bakın nasıl ele yüze bulaşıyor...
Önce hemen olayı hatırlayalım:
Samsun'da Borsan Kablo adında bir şirket, yeni reklam filmini tanıtmak için bir kokteyl düzenliyor...
İki yanlış birden: 1. 'Reklam filmi' tanıtılmaz; strateji, yaklaşım, lansman tanıtılır; reklam filmi çeşnidir... 2. Böyle bir konu için kokteyl değil basın toplantısı düzenlenir. Genellikle sabah saatlerinde; tercihen kahvaltılı, içkili değil. Eğer filmde yer almışlarsa şöhretler de davet edilir ki, medyada kaplanacak yerin santimetre karesi (mürekkep payı) artırılsın.
Firmanın reklamcısı Güçlü Film, basına yolladığı davet yazısında '2010 yılında ayırmış olduğumuz 5.000.000 dolar bütçemizden sizlerin de pay almasını temenni eder, basın desteğiniz ile sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı ifade ederiz' diye yazmış.

***
Yanlış 3. Bu işler reklamcıya değil, halkla ilişkiler ajansına yaptırılır. Onların uzmanlığıdır bu konular. Sizi felaketlerden daha iyi korurlar...
Yanlış 4. İşte zurnanın zırt dediği yer de burası zaten... Çiğnenen ilke şu: Her söylediğin doğru olsun; ancak her doğruyu söyleme!...
Herkes bilir, Güçlü Film de bir yerlerden duymuş, ya da biliyor olmalı... Bu işe ciddi bütçeler ayıran reklam verenlerin haberleri, gazetelerde ayrıcalıklı muamele görür... PR (Press Relations) (!) ajansları -ki bunların en dangalakları müşterilerine şu kadar haber 'çıkarırız' diye söz verirler- haberin 'çıkartılması' konusunda zorlandılar mı, firma -eğer kuvvetli bir reklam veren ise-hemen reklam ajansını devreye sokar... İki telefon... İş biter... Haber istendiği gibi 'çıkar'...
Buradaki hata, bizim Güçlü Film'in iki önemli bilgiden yoksun olmasından kaynaklanmaktadır: Birincisi, bu iş öyle uluorta konuşulmaz. Mesela PR ajanslarını dövmek serbesttir; onların koruma kalkanları yoktur. Medyaya haber sağlamak dışında herhangi bir 'maddi müşevvik' oluşturacak kapasiteleri (!) bulunmaz... Öte yandan reklam ajansı ve medyaya 'terslenmeden' iki kere düşünmek gerekebilir...

***
Ancak güçlü reklam veren ve ajansı karşısında çoğunluk medyanın boynunun kıldan ince olduğu da bir gerçektir... Doğru... İşte şimdi bizimkinin ikinci bilgi eksikliği giriyor devreye: Eğer olayın haber değeri yoksa 'Eniştem beni niye öptü!' diye haber yine 'çıkmaz'... Bu iş biraz da bu nedenle uluorta konuşulmaz...
Kavga belli bir haber sayfa sayısına kimin gireceği mücadelesinden doğar. Burada da gazetenin sağlam sosyal paydaşlarını 'gözetmesi' kadar doğal bir şey olamaz. Bu, bir restoranın 'devamlı ve iyi hesap ödeyen müşterilerine' biraz daha 'yakın' davranması gibi bir şeydir ve son derece doğaldır...
Haber değeriniz yoksa zaten kafadan hiç şansın yoktur... Haber değeriniz olsa bile bazen hiç şansınız olmayabilir. Yüzlerce, binlerce firmanın haberi var; öte yandan 5-10 gazete, bir o kadar da önemli TV kanalı var... O kalabalıktan sıyrılmak için işte o 'desteğe' ihtiyaç olabilir... 'Size haber desteği de veririz' diyerek reklam sayfa, sütun ve saniyelerini pazarlayan pek çok reklam departmanı çalışanına bizzat tanıklık etmişimdir...

***
Bu arada firma sahibi Adnan Ölmez Bey ise davetteki bu ibareden haberi olmadığını söylemiş...
İşte beşinci hata. Patronun kendi adına giden davetiyeden haberi olmaması düşünülemez. Düşünülse bile bu, onun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. O nedenle patron lafı dolaştıracağına yukarıda çizdiğimiz tablodan söz edebilir ya da hepten susabilirdi...
Rıdvan ve Tanju gibi starları filminizde oynatmayı başarmışken, yani Atlas Okyanusu'nu geçmişken, gelip Sen Nehri'nde boğulmanın ne alemi var?...
Baktım duruma. Hürriyet fena 'çakmış'... Eğer gerçekse 5 milyondan ona zırnık yok!.. Haberi başka gazetelerde göremedim... Eleştirenlere de rastlamadım... Sütre gerisine yatmış, bekliyorlar sanki...
Ne dersiniz, yoksa bunca krize (!) rağmen Borsan Kablo'nun hala bir şansı var mı? Bence var... Bu krizde 5 milyon iyi para... Etik kod falan bir anda unutulup gider mi gider...