"375 GÜN HAPSE TIKTIRILDIĞINI DÜŞÜNEN ADAM ÇIKINCA ONLARA ÇİÇEK Mİ ATACAKTI"

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Ahmet Şık'ın tahliyesinin ardından açıklamasını ağır bulanlara çaktı!

Ahmet Şık sert konuşmuş

BAZILARI diyor ki:
“Ahmet Şık çok sert konuştu. Keşke böyle konuşmasaydı. Biraz alttan alsaydı. Yakışmadı. Olmadı.”
Ben de diyorum ki:
Ahmet Şık’ın sert konuşmasında şaşacak bir şey yok.
Eğer bir insan hem kendisine komplo kurulduğuna yürekten inanır, hem de yumuşak konuşursa asıl buna şaşılır.
Ne yani?
375 gün yok yere hapiste yatırıldığını düşünen bir adam, hapisten çıktığı gün kendisini hapse atanlara teşekkür mü edecek? Çiçek mi atacak?

Bir komploya kurban gittiğini düşünen biri, kendisine komplo kurduklarını düşündüğü kişiler için “Allah razı olsun muhteremlerden” mi diyecek?

Kalanlar için

AHMET ile Nedim çıktılar.
Çıktıkları gün de açıklama yaptılar.
“Aklımız içeride kalanlarda” dediler.
“Biz salıverildiysek diğerleri neden salıverilmedi?” diye sordular.
Haklılar...
Eğer Ahmet ile Nedim için “suçun vasfının değişme ihtimali” belirmişse, diğerleri için de bu ihtimalin belirmesi gerekmez mi?
Eğer Ahmet ve Nedim için bir komplo söz konusu ise, diğerleri için de bir komplo söz konusu olamaz mı?
- Mesela Ahmet Şık’ın hapisten çıktığı gün “kendisinden hiç hazzetmiyorum ama neden içeride” diye sorduğu Yalçın Küçük...
- Mesela aynı dava kapsamında tutuklu olan Soner Yalçın ve arkadaşları...
- Mesela “İddianameye göre İklim Ayfer Kaleli’nin işlediği öne sürülen suçlar ve onun için talep edilen ceza benden fazla. O tutuksuz, ben tutukluyum. Neden? Bir yıldır bu sorunun cevabını arıyorum” diyen Müyesser Yıldız.
- Mesela Kürt sorununda işler kızıştığında ilk içeri atılan isim olan Ragıp Zarakolu...
- Mesela KCK adlı örgüte üye olmak suçlamasıyla tutuklanan Büşra Ersanlı...

Ahmet ile Nedim’in tahliye edilmesi, içeride kalanların unutulmalarına değil, daha fazla hatırlanmalarına yol açmalı.

Ancak o zaman Ahmet ile Nedim’in tahliyesi gerçekten önemli bir işlev görmüş olur.

Ahmet HAKAN / HÜRRİYET