35 SANİYE DİZİ İZLE, 35 DAKİKA REKLAMA KATLAN!
TV'de reklam işkencesi iyice çekilmez bir hal aldı. Kuzey Güney'in son bölümünde seyirci isyan etti. Murat Tolga Şen yazıyor.
Geçtiğimiz Çarşamba akşamı Kuzey Güney’in son bölümünü izliyorum. Buğra Gülsoy ve Kıvanç Tatlıtuğ’un karşılıklı oynadığı sahnelerden müthiş keyif alıyorum çünkü… İkisinin de Türkiye’nin dizi ikliminde asla tam olarak değerlendirilmeyecek kadar ‘arızalı’ performansları var. Kıvanç Tatlıtuğ’un Ezel’ de canlandırdığı “Sekiz” ve Buğra Gülsoy’un yazıp, yönetip, oynadığı Pragma’daki “Ted Bundy” karakterlerinden anladığım ve o zamandan beri ikisinin oynadığı her şeyde izlerini sürdüğüm bir şey bu…
Gel gör ki bu iz sürücülük bazen çok zorlaşabiliyor. Kuzey Güney’in bölüm finaline giderken reklam yığmak gibi bir huyu var. Biliyorlar ki seyirci o son donmuş kareye (freeze frame) kadar gözünü kırpmadan izleyecek.
Geçtiğimiz Çarşamba akşamı yayınlanan 54. Bölümde artık bu işin çivisinin çıktığını gördüm. Dizi 22.40’da reklama girdi. Çok uzun bir reklam kuşağından sonra 22.55’de tekrar yayınlanmaya başladı ama olayı bir 30 saniye öncesinden alıp daha önce reklama girdiği yere kadar getirip tekrar reklam yayınına döndü. Saat 23.15 olduğunda reklamlar bitti ve zaten iki kez izlediğimiz bu son 30 saniyeye bir 10 saniye kadar daha eklenip bitti.
Nedir bu? Seyirciyle dalga geçmek için bulunmuş en cin yöntemlerden biri sanırım. Kuzey Güney izlediğini sanan TV seyircisi 35 dakika boyunca bangır, bangır reklam izledi sadece… Evet, hep söylerler “TV’de yayın arasında reklam izlemezsiniz, aslında reklam arasında yayın izlersiniz” diye ancak işin geldiği nokta çok vahim!
Reklam ücretlerini arttıramayan kanalların, büyük bütçeli dizileri taşımak için başka çaresi olmayabilir ama bu kadarına anlayış göstermek zorunda değiliz, kimse de göstermiyor zaten… Gün geçtikçe sayısı artan bir şekilde dizi takipçileri soluğu dizi sitelerinde, youtube gibi paylaşım kanallarında alıyorlar. Özetle, reklamlar, yalanla, dolanla uğraşmadan dizi izliyorlar.
Daha önce de yazdım; özetiyle, reklamlarıyla 3-4 saati bulan ‘dizi’ organizmasını izlemek için hiç kimse artık eskisi kadar vakit harcamak istemiyor. İnsanlar bu esaretten sıkıldı. Hâlihazırda, internet dizileri yayınlandıktan 30 dakika sonra yayınlayan sitelerle dolu. İstediğiniz bölümü, istediğiniz zaman izliyorsunuz. Adeta kılçıksız Ton balığı! Aslında bu şekilde izleyenler kendi bindikleri dalı kesiyorlar çünkü bunun yayınlayan kanala hiçbir faydası yok ama reklam yayınlamaktaki doz aşımı bünyeyi iflas ettiriyor.
Ya bütçeler küçülecek, ya da reklam süreleri kıymetlenecek. Rekabet yüzünden ikincisinin olması biraz zor… Dizi dağının kendi içine çökmesine az kaldı. Kışın neyse ama havalar biraz ısınsın kimseyi tutamazsınız ekran başında…
twitter.com/murattolga
Gel gör ki bu iz sürücülük bazen çok zorlaşabiliyor. Kuzey Güney’in bölüm finaline giderken reklam yığmak gibi bir huyu var. Biliyorlar ki seyirci o son donmuş kareye (freeze frame) kadar gözünü kırpmadan izleyecek.
Geçtiğimiz Çarşamba akşamı yayınlanan 54. Bölümde artık bu işin çivisinin çıktığını gördüm. Dizi 22.40’da reklama girdi. Çok uzun bir reklam kuşağından sonra 22.55’de tekrar yayınlanmaya başladı ama olayı bir 30 saniye öncesinden alıp daha önce reklama girdiği yere kadar getirip tekrar reklam yayınına döndü. Saat 23.15 olduğunda reklamlar bitti ve zaten iki kez izlediğimiz bu son 30 saniyeye bir 10 saniye kadar daha eklenip bitti.
Nedir bu? Seyirciyle dalga geçmek için bulunmuş en cin yöntemlerden biri sanırım. Kuzey Güney izlediğini sanan TV seyircisi 35 dakika boyunca bangır, bangır reklam izledi sadece… Evet, hep söylerler “TV’de yayın arasında reklam izlemezsiniz, aslında reklam arasında yayın izlersiniz” diye ancak işin geldiği nokta çok vahim!
Reklam ücretlerini arttıramayan kanalların, büyük bütçeli dizileri taşımak için başka çaresi olmayabilir ama bu kadarına anlayış göstermek zorunda değiliz, kimse de göstermiyor zaten… Gün geçtikçe sayısı artan bir şekilde dizi takipçileri soluğu dizi sitelerinde, youtube gibi paylaşım kanallarında alıyorlar. Özetle, reklamlar, yalanla, dolanla uğraşmadan dizi izliyorlar.
Daha önce de yazdım; özetiyle, reklamlarıyla 3-4 saati bulan ‘dizi’ organizmasını izlemek için hiç kimse artık eskisi kadar vakit harcamak istemiyor. İnsanlar bu esaretten sıkıldı. Hâlihazırda, internet dizileri yayınlandıktan 30 dakika sonra yayınlayan sitelerle dolu. İstediğiniz bölümü, istediğiniz zaman izliyorsunuz. Adeta kılçıksız Ton balığı! Aslında bu şekilde izleyenler kendi bindikleri dalı kesiyorlar çünkü bunun yayınlayan kanala hiçbir faydası yok ama reklam yayınlamaktaki doz aşımı bünyeyi iflas ettiriyor.
Ya bütçeler küçülecek, ya da reklam süreleri kıymetlenecek. Rekabet yüzünden ikincisinin olması biraz zor… Dizi dağının kendi içine çökmesine az kaldı. Kışın neyse ama havalar biraz ısınsın kimseyi tutamazsınız ekran başında…
twitter.com/murattolga