3. Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu

- ERÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Atak:- "Binlerce yıllık kadim medeniyetimiz ve kıymetli kaynakları bizlere çok önemli hakikatler sunmaktadır. Bunlar biz psikiyatr ve psikologlara yol gösterecek, karanlıkta bizi aydınlatacak ve bakış açımızı değiştirecek...

KAYSERİ (AA) - Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama Araştırma Merkezi (ERREM) Müdürü Mustafa Atak, yanlış reçeteler sunulması sonucu insanlığın daha fazla sorunla karşı karşıya geldiğini belirterek, "Binlerce yıllık kadim medeniyetimiz ve kıymetli kaynakları bizlere çok önemli hakikatler sunmaktadır. Bunlar biz psikiyatr ve psikologlara yol gösterecek, karanlıkta bizi aydınlatacak ve bakış açımızı değiştirecek niteliktedir." dedi.

ERREM tarafından düzenlenen 3. Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu Sabancı Kültür Sitesi'nde başladı. İki gün sürecek sempozyumda, farklı üniversitelerden uzmanlar "Manevi topluluk ve psikolojik sağlık", "Ruhun gerekli oluşu ve beyin", "Hal psikolojisi", "Hazreti Peygamber'in önderliği" gibi konularda sunumlar yapacak.

Sempozyumun açılışında konuşan ERÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Doğan, insanlığın bedensel gereksinimlerinin yanı sıra ruhsal ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için çareler arandığını söyledi.

Toplumlarda psikolojik tükenmenin söz konusu olduğunu ifade eden Doğan, "Bir tüketim ve konfor kıskacında savrulup duruyoruz. Tükettikçe aslında biz tükeniyoruz. Bu sempozyumda ihtiyacımız olan yitik hazineler hatırlatılacak." dedi.

- "Depresyon oranları artıyor"

ERREM Müdürü ve Erciyes Üniversitesi öğretim görevlisi Mustafa Atak ise insanların acı ve bunalımlarına çareler üretilmeye çalışıldığını, bu konuda binlerce bilimsel çalışma ile ilaçlar geliştirildiğini belirtti.

Bir yanda bunlar yapılırken diğer tarafta insan psikolojisinin hızla bozulduğuna ve ciddi yıkımlar yaşandığına dikkati çeken Atak, "Depresyon oranları dünya genelinde yüzde 25'lere ulaşırken ABD'de bu rakamlar yüzde 50'lere dayanmış durumda. ABD toplumu, prozac toplumu haline gelmiştir. ABD'de 9-17 yaş arası gençler üzerinde yapılan araştırmaya göre, gençlerin kaygı düzeyi yüzde 85 oranında. Türk toplumu da bundan farklı değil. ERÜ'de 2014 yılında yapılan araştırmada, üniversite öğrencisi gençlerin kaygı düzeyi anksiyete bozukluğu tanısına yakın düzeyde çıkmıştır. Bu da kaygı oranının yüksekliğini gösteriyor." diye konuştu.

Atak, şiddet ve cinsel sapkınlıkların da toplumlarda sıradanlaştığına işaret ederek, her gün onlarca olayın medya yoluyla izlettirildiğini anımsattı.

Dünyanın savaşlardaki yıkımdan daha fazla felaket ile karşı karşıya olduğunu savunan Atak, şöyle devam etti:

"Boşanma oranları son 10 yılda Türkiye'de yüzde 42 oranında artmıştır ve her geçen gün de artmaktadır. İşte burada insan ve toplum bilimlerinin özellikle psikoloji, felsefe, sosyoloji ve ilahiyatın insanı fıtratına ve aslına uygun olarak anlayabilmesi devreye giriyor. İnsanın bu şekilde anlaşılmaması ve yanlış reçeteler sunulması sonucu insanlık daha fazla sorunla karşı karşıya gelmektedir. Binlerce yıllık kadim medeniyetimiz ve kıymetli kaynakları bizlere çok önemli hakikatler sunmaktadır. Bunlar biz psikiyatr ve psikologlara yol gösterecek, karanlıkta bizi aydınlatacak ve bakış açımızı değiştirecek niteliktedir. Ben ötesi (bilinç ötesi) üzerine yapılan çalışmalar bizleri farklı hal ve durumlarla tanıştıracak, çeşitli hikmetlerle karşılaştıracaktır."

Kuran'ın aydınlatıcı ve ferahlatıcı mesajlarıyla zihinlerdeki bulutların dağılacağını bildiren Atak, "Bu kapsamda düzenlediğimiz maneviyat sempozyumunda farklı disiplinlerde çalışmalar yapan bilim insanlarını bir araya getiriyoruz. İnsanların trajedilerine çözüm bulmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.