26 YILLIK MEKTUBUN SIRRI!!!
Hangi ünlü politikacı 12 Eylül İhtilali'nin kudretli Paşası Kenan Evren'e işkence mektubu yazdı? Evren'e mektup nasıl gönderildi ve mektuba ne işlem yapıldı?
Türkiye İşçi Partisi´nin (TİP) 1960´lı yıllardaki milletvekillerinden Prof. Dr. Sadun Aren´in Emniyet´te kendisine ve gözaltındaki diğer sol siyasilere yapılan işkenceleri, işkenceci polisin adını da vererek şikayet ettiği 1981 yılındaki bir mektubu, 26´ıncı yılındaki 12 Eylül´ün bir yüzüne yeniden ışık tuttu.
Sadun Aren, anılarını anlattığı Puslu Camın Arkasından adlı kitabında, 12 Eylül lideri Kenan Evren´e gözaltındaki işkenceleri şikayet için 25 yıl önce yazdığı mektubu ilk kez yayınladı.
YATIRIN BUNU FALAKAYA
Aren, kitabında 1981 yılı nisan ayında DİSK´in Araştırma Enstitüsü müdürü olması nedeniyle gözaltına alındığını, Ankara ve İstanbul´da Emniyet´te sorgulandığını bildirirken, Ankara Emniyet Müdürlüğü´nde Kenan Evren´e mektup yazmasına neden olan işkence olaylarını şöyle anlattı:
"Her gece nöbetçi polis değişiyordu. Bir gece uyumuştum, yahut uyumak üzereydim, beni kaldırdılar. Gelin dediler, gittim. Çok saldırgan tavırlı bir polis vardı, o gece nöbetçiydi. Gittiğim yerde gözleri bağlı, işkence gördüğü anlaşılan insanlar vardı. Bazı sağcılar da vardı, ama onlar o polisin olduğu nöbetlerde kendilerini daha özgür hissediyorlardı. O sağcı tutuklulardan iki-üç kişiye beni göstererek; `yatırın bunu´ dedi. Yatırdılar. Birisi ayaklarımı tuttu, diğeri de falaka attı. Saydım 12 tane vurdular. Sonra bıraktılar ama hiçbir şey söylemediler; halbuki işkence bir şey söyletmek için yapılır. Ben şöyle tahmin ettim; `çok sağcı bir adam, bize bir şey yapılmayacağını anladı, hiç olmazsa bunlar gitmeden evvel bir kötülük yapayım´ dedi. Bunu o adamın kendisi de düşünmüş olabilir, o adama bir talimat da verilmiş olabilir.
Sonra beni bir zeminde ayaklarım şişmesin diye yürüttüler. Yerime dönerken orada bulunan gözü bağlı çocuklardan birisi, `Şikayet edin´ dedi. Onu hiç unutmam, ama tabii kim olduğunu tanıyamadım. Sonra ben salona geldim. O polis de arkamdan geldi. Herkesin yüzünü duvara döndürdü, hepsini sopadan geçirdi, ama bana vurmadı. Herhalde hakkımı aldığımı düşündü. Hatırlıyorum, iriyarı bir banka müdürü vardı, ona kıyasıya vurdu. Yani polisin öyle insanlara düşmanlığı vardı."
FALAKAYI ARKADAŞLARIMA ANLATAMADIM
Aren, yaşadığı falaka olayını, "maneviyatları bozulmasın diye arkadaşlarına anlatmadığını", daha sonra yakın çevresine anlatarak, "Bunu şikayet etmek istiyorum, gerçi bir şey çıkmaz ama bu bana görev olarak düşer" dediğini belirtti.
EVREN´E MEKTUP NASIL GÖNDERİLDİ VE MEKTUBA NE İŞLEM YAPILDI
Aren, Kenan Evren´e mektubu nasıl gönderdiğini de şöyle anlattı:
"Kenan Evren´e hitaben, hem bana hem de bütün orada olan insanlara yapılanları anlatan bir şikayet mektubu yazdım ve `böyle bir insana polis yetkisi verilmemelidir´ diye de bitirdim zannediyorum. Arkadaşlardan birisi, sanıyorum Yalçın Doğan, `Bu postayla gitmez, elden verilmesi lazım; ben bir general tanıyorum, onun vasıtasıyla gönderirim´ dedi. Sanıyorum mektup yerine ulaşmış. Bir süre sonra beni Söğütözü tarafında bir polis dairesine çağırdılar. Orada polisleri tahkik eden bir heyet varmış, bana olayı sordular. Orada da olayı anlattım. Bir ara dilekçeye baktım, İçişleri Bakanlığı´na havale edilmiş, İçişleri Bakanlığı da polise vermiş. Bana `bu işten vazgeçin´ diye telkinde bulunmak istediler. Falaka olayının takipçisi olduğumu söyledim."
SAYIN ORGENERAL EVREN DEVLET BAŞKANI
Sadun Aren´in Evr
Sadun Aren, anılarını anlattığı Puslu Camın Arkasından adlı kitabında, 12 Eylül lideri Kenan Evren´e gözaltındaki işkenceleri şikayet için 25 yıl önce yazdığı mektubu ilk kez yayınladı.
YATIRIN BUNU FALAKAYA
Aren, kitabında 1981 yılı nisan ayında DİSK´in Araştırma Enstitüsü müdürü olması nedeniyle gözaltına alındığını, Ankara ve İstanbul´da Emniyet´te sorgulandığını bildirirken, Ankara Emniyet Müdürlüğü´nde Kenan Evren´e mektup yazmasına neden olan işkence olaylarını şöyle anlattı:
"Her gece nöbetçi polis değişiyordu. Bir gece uyumuştum, yahut uyumak üzereydim, beni kaldırdılar. Gelin dediler, gittim. Çok saldırgan tavırlı bir polis vardı, o gece nöbetçiydi. Gittiğim yerde gözleri bağlı, işkence gördüğü anlaşılan insanlar vardı. Bazı sağcılar da vardı, ama onlar o polisin olduğu nöbetlerde kendilerini daha özgür hissediyorlardı. O sağcı tutuklulardan iki-üç kişiye beni göstererek; `yatırın bunu´ dedi. Yatırdılar. Birisi ayaklarımı tuttu, diğeri de falaka attı. Saydım 12 tane vurdular. Sonra bıraktılar ama hiçbir şey söylemediler; halbuki işkence bir şey söyletmek için yapılır. Ben şöyle tahmin ettim; `çok sağcı bir adam, bize bir şey yapılmayacağını anladı, hiç olmazsa bunlar gitmeden evvel bir kötülük yapayım´ dedi. Bunu o adamın kendisi de düşünmüş olabilir, o adama bir talimat da verilmiş olabilir.
Sonra beni bir zeminde ayaklarım şişmesin diye yürüttüler. Yerime dönerken orada bulunan gözü bağlı çocuklardan birisi, `Şikayet edin´ dedi. Onu hiç unutmam, ama tabii kim olduğunu tanıyamadım. Sonra ben salona geldim. O polis de arkamdan geldi. Herkesin yüzünü duvara döndürdü, hepsini sopadan geçirdi, ama bana vurmadı. Herhalde hakkımı aldığımı düşündü. Hatırlıyorum, iriyarı bir banka müdürü vardı, ona kıyasıya vurdu. Yani polisin öyle insanlara düşmanlığı vardı."
FALAKAYI ARKADAŞLARIMA ANLATAMADIM
Aren, yaşadığı falaka olayını, "maneviyatları bozulmasın diye arkadaşlarına anlatmadığını", daha sonra yakın çevresine anlatarak, "Bunu şikayet etmek istiyorum, gerçi bir şey çıkmaz ama bu bana görev olarak düşer" dediğini belirtti.
EVREN´E MEKTUP NASIL GÖNDERİLDİ VE MEKTUBA NE İŞLEM YAPILDI
Aren, Kenan Evren´e mektubu nasıl gönderdiğini de şöyle anlattı:
"Kenan Evren´e hitaben, hem bana hem de bütün orada olan insanlara yapılanları anlatan bir şikayet mektubu yazdım ve `böyle bir insana polis yetkisi verilmemelidir´ diye de bitirdim zannediyorum. Arkadaşlardan birisi, sanıyorum Yalçın Doğan, `Bu postayla gitmez, elden verilmesi lazım; ben bir general tanıyorum, onun vasıtasıyla gönderirim´ dedi. Sanıyorum mektup yerine ulaşmış. Bir süre sonra beni Söğütözü tarafında bir polis dairesine çağırdılar. Orada polisleri tahkik eden bir heyet varmış, bana olayı sordular. Orada da olayı anlattım. Bir ara dilekçeye baktım, İçişleri Bakanlığı´na havale edilmiş, İçişleri Bakanlığı da polise vermiş. Bana `bu işten vazgeçin´ diye telkinde bulunmak istediler. Falaka olayının takipçisi olduğumu söyledim."
SAYIN ORGENERAL EVREN DEVLET BAŞKANI
Sadun Aren´in Evr