2013 yılında radyo ve televizyonlar ne kadar kazandı?
RTÜK Başkanı Davut Dursun, Basın İlan Kurumu'nca düzenlenen 'Medya ve İletişimde Tecrübe Paylaşım Günleri' konferansında konuştu.
Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Türkiye'de ulusal yayın yapan 25 televizyon kanalı bulunduğunu belirterek, "Reklam gelirleri açısından beyan edilen gelire baktığımız zaman 2013 yılında radyo televizyon alanındaki toplam reklam miktarı 3 milyar dolar. Türkiye büyüklüğü ile diğer ülkelerin büyüklüğü kıyaslandığı zaman bu rakamın çok küçük olduğunu söyleyebiliriz. 3 milyar dolarla bu kadar televizyon ve radyonun ayakta durması mümkün değildir" dedi.
Basın İlan Kurumu'nca Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Nihat Gökyiğit Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Medya ve İletişimde Tecrübe Paylaşım Günleri" konferansında konuşan Dursun, Türkiye'de televizyon yayını bulunmayan 19 ilden birisinin Artvin olduğunu belirterek, Artvin'deki televizyon izleyicilerinin ve girişimcilerin kendilerini affetmesini istedi.
Radyo televizyon yayınlarının haber alma özgürlüğü açısından ihtiyacı karşıladığını söyleyen Dursun, "Bunun yanında bizi bilgilendirir ve eğlendirir. Türkiye'de görsel ve işitsel medyanın, televizyonların insanları eğlendirme boyutunun işlevinin biraz daha diğerlerinden önde olduğunu söyleyebiliriz. Programların izlenirliklerine baktığımızda eğlenceye yönelik programların daha çok izlendiği dikkatimizi çekiyor" diye konuştu.
Dursun, medyanın gündem yarattığını ve kamuoyu oluşturduğunu da belirterek, "Gazetede okuduklarımızdan çok televizyon ekranında gördüklerimiz, dinlediklerimiz gündem yaratma bakımından daha etkin gözüküyor. Bunların özünde radyo ve televizyon yayınlarının temel hakların en başında yer alan ifade ve haber alma özgürlüğünün kullanılmasına aracılık etmesi geliyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de fiilen yayında olan binin üzerinde radyo ve 500'e yakın televizyon olduğunu, bunların bir kısmının uydudan, bir kısmının kablolu, bir kısmının da karasal da yayın yaptığını anlatan Dursun, şöyle devam etti:
"Türkiye'de 25 ulusal yayın yapan televizyon var. Hiçbir Avrupa ülkesinde ulusal yayın yapan 25 televizyon yoktur. Bu renklilik ve çoğulculuk demokrasiye katkıda bulunuyor. Bu renklilik ve çoğulculuk bu kanalların ayakta kalmasını sağlayan ekonomik kaynaklar sınırlı olduğundan yaşamalarını zorlaştırıyor. Reklam bulmalarını zorlaştırıyor, birkaç televizyon para kazanırken bir çok televizyonda ayakta durmakta zorlanıyor."
Dursun, Türkiye'de 38 radyonun ulusal, 99 radyonun bölgesel, 923 radyonun da yerel düzeyde yayın yaptığını ifade ederek, "Toplam 1050 civarında radyomuz var. Bu da hiçbir Avrupa ülkesinde göremeyeceğimiz bir zenginliktir. Bu kadar çoğul olması bir karmaşanın da gündeme gelmesine neden oluyor. Kablo ortamında yayın yapan televizyon sayısı 129'dur. Uydu ortamındaki televizyon sayısı 257, uydu ortamındaki radyo sayısı ise 83. Dolayısıyla ne kadar karmaşık bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu ifade edebiliriz" şeklinde konuştu.
Bütün bu televizyon ve radyo kuruluşlarının ayakta durmasını sağlayan tek unsurun reklam olduğunu belirten Dursun, şunları kaydetti:
"TRT kanallarını bir kenara bırakacak olursak özel radyo ve televizyonların tek finansal kaynağı reklam gelirleridir. Reklam gelirleri açısından beyan edilen gelire baktığımız zaman 2013 yılında radyo televizyon alanında ki toplam reklam miktarı 3 milyar dolar. Türkiye büyüklüğü ile diğer ülkelerin büyüklüğü kıyaslandığı zaman bu rakamın çok küçük olduğunu söyleyebiliriz. 3 milyar dolarla bu kadar televizyon ve radyonun ayakta durması mümkün değildir. Bu ciddi bir problemdir. 2008'den beri reklam yatırımlarında ciddi bir reklam artışı olmakla birlikte hala televizyon ve radyo alanlarında ki reklam yatırımı yetersizdir"
Dursun, 3 dönemdir RTÜK başkanlığını yürüttüğünü ve 2015 yılana kadar görev süresinin olduğunu belirterek, görevinin bitmesinin ardından üniversitedeki akademik kariyerine dönmeyi planladığını sözlerine ekledi.
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Atalay
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay da Artvin'in çok önemli bir şehir olduğunu ifade ederek, toplantıyı, marka şehirlerden biri olduğu için burada yaptıklarını dile getirdi.
Artvin'in keşfedilmemiş muhteşem coğrafyasıyla önümüzdeki süreçte yüz binlerce insanı ağırlayacağını söyleyen Atalay, Artvin'in yaylalarıyla kayak merkezleriyle sahilleriyle gölleriyle her şeyiyle bütün dünyaya sunulabilecek bir şehir olduğunu vurguladı.
Kentin tanıtımında basına büyük görevler düştüğünü belirten Atalay, "Devlet elbetteki Artvin'de yatırımlar yapıyor. Kayalıklar oyularak yollar, tüneller yapılıyor. Ama bu yatırımı bir şekilde tanıtmak lazım. Bu sebeple de basınımıza önemli görevler düşüyor" dedi.
Konferansa, Dursun ve Atalay'ın yanı sına Artvin Valisi Kemal Cirit, Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün, AÇÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Duman, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Çelik, Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karişit, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Mutlu Çat, İl Emniyet Müdürü Hüsrev Salmaner ile aralarında Anadolu Ajansı Ortadoğu ve Afrika Görsel Haberler Editör Yardımcısı Erhan Sevenler'in de olduğu gazeteciler katıldı.
Konferans öncesi, Kafkas Rüzgarları Halk Oyunları ekibi de bir gösteri sundu.
Basın İlan Kurumu'nca Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Nihat Gökyiğit Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Medya ve İletişimde Tecrübe Paylaşım Günleri" konferansında konuşan Dursun, Türkiye'de televizyon yayını bulunmayan 19 ilden birisinin Artvin olduğunu belirterek, Artvin'deki televizyon izleyicilerinin ve girişimcilerin kendilerini affetmesini istedi.
Radyo televizyon yayınlarının haber alma özgürlüğü açısından ihtiyacı karşıladığını söyleyen Dursun, "Bunun yanında bizi bilgilendirir ve eğlendirir. Türkiye'de görsel ve işitsel medyanın, televizyonların insanları eğlendirme boyutunun işlevinin biraz daha diğerlerinden önde olduğunu söyleyebiliriz. Programların izlenirliklerine baktığımızda eğlenceye yönelik programların daha çok izlendiği dikkatimizi çekiyor" diye konuştu.
Dursun, medyanın gündem yarattığını ve kamuoyu oluşturduğunu da belirterek, "Gazetede okuduklarımızdan çok televizyon ekranında gördüklerimiz, dinlediklerimiz gündem yaratma bakımından daha etkin gözüküyor. Bunların özünde radyo ve televizyon yayınlarının temel hakların en başında yer alan ifade ve haber alma özgürlüğünün kullanılmasına aracılık etmesi geliyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de fiilen yayında olan binin üzerinde radyo ve 500'e yakın televizyon olduğunu, bunların bir kısmının uydudan, bir kısmının kablolu, bir kısmının da karasal da yayın yaptığını anlatan Dursun, şöyle devam etti:
"Türkiye'de 25 ulusal yayın yapan televizyon var. Hiçbir Avrupa ülkesinde ulusal yayın yapan 25 televizyon yoktur. Bu renklilik ve çoğulculuk demokrasiye katkıda bulunuyor. Bu renklilik ve çoğulculuk bu kanalların ayakta kalmasını sağlayan ekonomik kaynaklar sınırlı olduğundan yaşamalarını zorlaştırıyor. Reklam bulmalarını zorlaştırıyor, birkaç televizyon para kazanırken bir çok televizyonda ayakta durmakta zorlanıyor."
Dursun, Türkiye'de 38 radyonun ulusal, 99 radyonun bölgesel, 923 radyonun da yerel düzeyde yayın yaptığını ifade ederek, "Toplam 1050 civarında radyomuz var. Bu da hiçbir Avrupa ülkesinde göremeyeceğimiz bir zenginliktir. Bu kadar çoğul olması bir karmaşanın da gündeme gelmesine neden oluyor. Kablo ortamında yayın yapan televizyon sayısı 129'dur. Uydu ortamındaki televizyon sayısı 257, uydu ortamındaki radyo sayısı ise 83. Dolayısıyla ne kadar karmaşık bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu ifade edebiliriz" şeklinde konuştu.
Bütün bu televizyon ve radyo kuruluşlarının ayakta durmasını sağlayan tek unsurun reklam olduğunu belirten Dursun, şunları kaydetti:
"TRT kanallarını bir kenara bırakacak olursak özel radyo ve televizyonların tek finansal kaynağı reklam gelirleridir. Reklam gelirleri açısından beyan edilen gelire baktığımız zaman 2013 yılında radyo televizyon alanında ki toplam reklam miktarı 3 milyar dolar. Türkiye büyüklüğü ile diğer ülkelerin büyüklüğü kıyaslandığı zaman bu rakamın çok küçük olduğunu söyleyebiliriz. 3 milyar dolarla bu kadar televizyon ve radyonun ayakta durması mümkün değildir. Bu ciddi bir problemdir. 2008'den beri reklam yatırımlarında ciddi bir reklam artışı olmakla birlikte hala televizyon ve radyo alanlarında ki reklam yatırımı yetersizdir"
Dursun, 3 dönemdir RTÜK başkanlığını yürüttüğünü ve 2015 yılana kadar görev süresinin olduğunu belirterek, görevinin bitmesinin ardından üniversitedeki akademik kariyerine dönmeyi planladığını sözlerine ekledi.
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Atalay
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay da Artvin'in çok önemli bir şehir olduğunu ifade ederek, toplantıyı, marka şehirlerden biri olduğu için burada yaptıklarını dile getirdi.
Artvin'in keşfedilmemiş muhteşem coğrafyasıyla önümüzdeki süreçte yüz binlerce insanı ağırlayacağını söyleyen Atalay, Artvin'in yaylalarıyla kayak merkezleriyle sahilleriyle gölleriyle her şeyiyle bütün dünyaya sunulabilecek bir şehir olduğunu vurguladı.
Kentin tanıtımında basına büyük görevler düştüğünü belirten Atalay, "Devlet elbetteki Artvin'de yatırımlar yapıyor. Kayalıklar oyularak yollar, tüneller yapılıyor. Ama bu yatırımı bir şekilde tanıtmak lazım. Bu sebeple de basınımıza önemli görevler düşüyor" dedi.
Konferansa, Dursun ve Atalay'ın yanı sına Artvin Valisi Kemal Cirit, Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün, AÇÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Duman, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Çelik, Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karişit, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Mutlu Çat, İl Emniyet Müdürü Hüsrev Salmaner ile aralarında Anadolu Ajansı Ortadoğu ve Afrika Görsel Haberler Editör Yardımcısı Erhan Sevenler'in de olduğu gazeteciler katıldı.
Konferans öncesi, Kafkas Rüzgarları Halk Oyunları ekibi de bir gösteri sundu.