"19 YAŞINDAKİ GENÇ KIZ BDP TOPLANTISINA GİRDİ VE..." ALTAYLI'DAN ŞOK İDDİA!

Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Habertürk ekranlarında Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.

Habertürk ekranlarındaki Gün Ortası programında Didem Arslan Yılmaz'ın konuğu olan Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, gündemdeki konular üzerine soruları yanıtladı.

Altaylı programda çok önemli bir iddiayı da gündeme getirdi. Altaylı'nın anlattığına göre, BDP desteğiyle seçilen bağımsız vekiller TBMM'ye girmeyi bir toplantıda tartışırken içeriye giren 19 yaşındaki KCK'lı genç bir kız BDP'lilere "Girmeyeceksiniz" diyor.

Işık Koşaner'e ait olduğu iddia edilen ses kaydının bugün basın yayın organlarında yer almasını da değerlendiren Altaylı, konuşmaların içeriği kadar TSK'nın en yüksek komuta kademesinin konuşmalarının dinlenmiş olmasının da önemli olduğunu belirtti.

Fatih Altaylı konuşmasında Başbakan Erdoğan'ın, BDP destekli bağımsız milletvekili Sırrı Süreyya Önder'den çok umutlu olduğunu ancak Önder'in, Başbakan'ı hayalkırıklığına uğrattığını da söyledi.

Fatih Altaylı'nın konuşmasından satırbaşları şu şekilde;

"ÇİLLER DÖNEMİNDE HUKUK DIŞINA ÇIKILDI"
Öcalan'ın yakalanması sonrasında bölgede ciddi komuta zaafları olduğunu yazdım. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanuı İlker Başbuğ benim ne kadar yanıldığımı anlatan uzun bir yazı göndermişti bana. Ben de " ben haklıysam Türkiye çok şey kaybeder ama siz haklıysanız Türkiye kazanır" demiştim. Ama gelinen nokta ortda.

Hukuk dışına çıkan askerler Tansu Çiller döneminde başlayan bir uygulamaydı. Terörle mücadelede hukuk dışına çkılması Tansu Çiller dönemidir. Hatta Doğan Güreş Paşa, şöyle demişti: "O tak diye söylüyor ben şak diye yapıyorum." Hukuk dışına çıkılması bir siyasi karardı.

KOŞANER'İN SES KAYDI
Bu ortam dinlemesi midir yoksa resmi bir kayıt mıdır? Sonra mı sızmıştır? Bu ses Koşaner'e mi aittir? Bunların hiçbiri net değil.

Bunların hepsi zaten konuşulan şeyler. Bizim tespitimize göre Diyarbakır'daki komutanlarla yaptığı bir konuşma sırasında yapmış Koşaner. Dediğim gibi bu tespitler zaten yapılmıştı daha önce de.

Bugün emekli olmuş ve terörle mücadelede uzman, tecrübeli subayların değerlendirilmesi gerekli. Yeni, acemi askerleri eğitebilirler. Uzun zamanda oluşmuş tecrübemizi boşa harcamamız lazım.

"BÖLGEDEKİ KARAKOLLAR HEDEF"
Bölgede gezdiğiniz zaman bu karakolların yüzlerce kilometrelik alanda "biz burdayız" der gibi duran yerler. İçine 30 tane çocuğu koyrsanız bu yerler tam bir hedef olur. Çevresi kum torbalarıyla çevrili barakalar. Bizim gibi uzman olmayan insanlar bile yıllardır bunu söyledik, bu karakollar alan hakimiyeti sağlamıyor nokta hedef oluyor.

Ayrıca yeterli eğitim almayan gencecik çocuklar orada yıllardır dağlarda yaşayanların karşısına çıkartılıyor. Bu eğitim zaafiyetini biran önce çözmek lazım.

"ASIL ZAAFİYET KOMUTANLARIN DİNLENMESİDİR"
Zaten terör örgütü bu zaafiyetleri biliyor ve kulanıyor. Oradaki zaafiyetleri bilmese bu kadar eylem olur muydu. Demokrasilerde bunların konuşulması gerekli. Bu zaafiyetleri bilip ona göre önlem almak gerekiyor.

Asıl zaafiyet TSK'nın en yüksek komutanın dinlenmesi, bu ses kaydının ortaya çıkması zaafiyettir. Gazetelerin eline geçmesi rezalettir. Demek ki yabancı ülkelerin istihbarat servisleri neler öğreniyor?

"19 YAŞINDAKİ GENÇ KIZ BDP TOPLANTISINA GİRDİ VE..."
BDP'lilerden konuk ettiğim kişilere de soruyorum, "ne istiyorsunuz?" diyorum. Anca bir şey söylüyorlar. Onlarda ne istediklerini tam olarak bilmiyorlar.

Öcalan dedi ki "Meclis'e girilsin". Bundan sonra BDP'lilerde bir toplantı yaptılar. Meclis'e girilecek kararı aldılar. Ama o toplantıya gelen bir genç kız, kendisine KCK'lıyım diyen bir genç kız o toplantıya geldi ve "Girmeyeceksiniz Meclis'e" dedi. Bunlarda giremedi. Daha 19 yaşında, gözlüklü ve kazaklı genç bir kız dedi bunu. Giremediler Meclis'e.

İÇERİDE GÜVERCİN DIŞARIDA ŞAHİN
Hem örgütte hem de legal siyaset yapmak isteyenlerde bir panik var. Devlet siyaset yapmak isteyene yol verecek ama terörle arasına mesafe koymayanlara izin de vermeyecek. Bence çok doğru bir yol. Hüseyin Çelik söylediği, "İçeride güvercin dışarıda şahin olacağız" politikası çok doğrudur. Bu şimdiye kadar denenmemişti. Bu denenmeli. Karşı tarafta çünkü samimiyetsiz. Ne istediklerini net bir şekilde söylemiyorlar.

Demokratik özerkli ilan ediyorlar ama bir yandan da devletten para istiyorlar. Yahu devlet para göndermese belediye işçilerine maaş veremezler.

Kimlik ve annelik üzerinden kadınları örgütlüyorlar. BDP veya KCK kadar kadınların etkin olduğu örgütlernmeler yok Türkiye'de. Her örgütlenmelerinde eş başkanlık sistemi var. Erkek liderin yanında kesin bir kadın eşbaşkan da var.

"30 YILDA ÖRGÜTTEN İKİ ELEBAŞI YAKALANDI"
30 yıl içerisinde bu örgütten devlet iki tane elebaşı ele geçirebilmiş. Biri örgütle papaz olan Sakık, diğeri de ABD ve İsrail operasyonuyla ele geçirelen Öcalan. Yani elebaşları rahat. Karayılan yakalandı mı yakalanmadı mı? Sorun bu değil. Sorun Karayılan'ın hala yakalanmamış olmasıdır. Terö örgütlerinin lider kadrolarının hareket özgürlükleri engellenmeli, tedirgin etmek lazım onları.

Bugün PKK'ya olan sempati eskisi kadar değil. 15 yıl önce devlet ne yapsa PKK kazanıyordu. Ama son dönemde Kürtler arasında "ya bi dakka devlette fena adamlar atmadı" diyen bir kitle başladı.

"SIRRI SÜREYYA ÖNDER BAŞBAKAN'I HAYAKIRIKLIĞINA UĞRATTI"
Başbakan'ın en çok kızdığı isim BDP'nin içinde Sırrı Süreyya Önder. Onun kişiliğiyle, konuşma stiliyle, doğru bildiğini söylemesiyle onun farklı bir ses olacağına inanıyordu. Ama umutlarını karşılamadı. Son dönemde ama hem Önder hem de Kürkçü biraz daha yeni adımlar atmaya başladılar.

Başbakan BDP Meclis'e gelirse muhatap alacak. Ben iftar yemeğindeki konuşmadan bunu aldım. Ama BDP'liler Meclis'e gelmezse birkaç ay içinde vekillikleri düşer ve tutuklanmalar başlar.

İmralı'nın bir faydası olmadı. Ne olduğu da belli değil. Avukarlar mı Öcalan'ı etkiliyor Öcalan mı avukatlar aracılığıyla örgütü etkiliyor? Bu da belli değil