15 Ara 2009 11:00 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:00

"AMAN HASAN DUYMASIN!.." HASAN CEMAL'İN MESLEKTE 40.YIL KUTLAMASINDA NELER YAŞANDI?

Selahattin Duman Milliyet yazarı Hasan Cemal'in meslekteki 40'ıncı yılı kutlamasında yaşananlarla ilgili neler yazdı?

Hasan Cemal'in Kırkıncı Sanat Yılı güzellemesi..

Ahaliye bir iyi bir de kötü haberim var.. Hasan Cemal meslekte kırk yılı devirdi ama maşallah turp gibi.. Bu iyi haber.. Mesleğini en az kırk yıl daha bu hızla yapar.. Yani okurun "Lütfen biraz demokrasi" cümlesi ile biten yazılarını daha kırk yıl okuyası var.. Bu da işin kötü demeyeyim de zorlu tarafı..

İstanbul'da geçtiğimiz haftanın en önemli etkinliği ne derseniz, cevabım "Hasan Cemal'in Kırkıncı Sanat Yılı Kutlamasıydı.." olur..

Geceyi karısı Ayşe Cemal haber verdi..

"Hasan'ın meslekteki arkadaşlarını Yakup'ta topluyoruz.. Unutma.." dedikten başka sıkı sıkı tembihledi:

"Aman Hasan duymasın! Sürpriz yapacağız.."

Ayşe Cemal'in bu gizleme telaşını gereksiz buldum.. Benim bildiğim Hasan Cemal için hiçbir şey sürpriz olamaz..

Allah ona doğuştan kendine özgü bir algı vermiş.. Olağan ile sürpriz arasındaki fark bünyesinde etki yaratmaz..

Temsil, durup dururken "Hükümet istifa etti.." dersin.. O gözlerini kırpıştırıp uzun uzun bakar..

Veya "Hükümet adamları yerli yerinde duruyor.." dersin.. Yine aynı ifadeyle bakar..

Eee? O zaman neyi saklıyoruz?

Gece "Üst düzey medya yöneticileri ve saygın köşe yazarlarının.." katılımı ile aynen karısının plânladığı gibi icra edildi..

Saygın olmayan bir tane bile köşe yazarı yoktu..

Çok saygın köşe yazarları patronun masasına yakın oturanlardı..

Daha az saygın olan köşe yazarları ise patronun masasını çevreleyen masaların etrafına dağılmıştı..

Hasan Cemal, Mekteb-i Mülkiye-i Şahane'den mezun olduğu için (H. C. kaydolduğunda okulun adı böyleydi..) seçkin konukların arasında bu okuldan çıkma birkaç profesör de karışmıştı..

Gözlediğim kadarı ile en uzak masalarda onlar oturuyorlardı.. Buradan da profesör titri taşıyanların köşe yazarı kadar saygın olmadıkları anlaşılıyordu..

EK YERİ BUDUR

Gecenin en fazla zorlananı garsonlar oldu.. "Kimin, kimden daha saygın olduğunu bilemediklerinden.." siparişler geldiğinde önce kime seyirteceklerini şaşırdılar..

"Yavrum buraya bakar mısın?"

"Evladım hâlâ buz kovası bekliyoruz.."

"Çocuğum, nerede kaldı bizim.."

Bu şaşkınlık ve koşuşturma arasında Hasan Cemal yüze yakın seçkin davetlinin bulunduğu mekâna girdi..

Girer girmez de etrafa boş boş baktı.. Başını nereye çevirse tanıdık birini görüyordu.. Kafası karıştı..

Kafasının karışması şundan..

Hacı Ertuğrul Bey'in gazetesi Hürriyet'tin saygın köşe yazarı Eyüp Can önceden yapılan gizli plân gereği bunu "Abi sana Yakup'da bir yemek ısmarlayayım.." diye kandırmış..

Bahanesi de "Demokrasi hakkında çok güzel fikirlerim var.. Sana anlatırım.." olmuş..

"Demokrasi.." lafı bizimkinin ek yeridir.. "Demokrasi.." lafını duydu mu dayanamaz.. Kırk senedir yazı yazar.. Yazısının kuyruğuna "Lütfen biraz demokrasi.." cümlesi ile düğüm atmadığı bir tek makalesi bile yoktur..

Aslında bu yazılarını "Lütfen biraz demokrasi.." deyip sızlanarak bitirmese, daha kesin daha sert yazsa bir faydası olacaktı..

Ne var ki yazılarının kuyruğuna "Lütfen.." sözcüğünü koymadan düğüm atamadı..

Elitlerin arasındaki "Lütfen.." lafı, diğerlerinin "Allah rızası için.." laflarına denk gelir..

Sızlanmadır.. Genellikle sinyalci esnafı, yani dilenciler tarafından iş üzerinde kullanılır.. O yüzdendir ki hükümet adamları bunun yazılarını o gözle değerlendirdiler..

Bu "Lütfen biraz demokrasi.." dedikçe, onlar "Allah versin.." dediler..

Demokrasi lafını seven, bunun üzerine tartışmaya bayılan Hasan Cemal'in, salona girdiğinde şoklanması bundandı.. Baktı ki başını nereye çevirse fikirleri sular gibi çağlayan saygın bir köşe yazarı veya üst düzey medya yöneticisi var..

Hepsi de kendini demokrasiye adamış..

Hasan Cemal haliyle "Ben şimdi bunların hepsiyle birden mi tartışacağım.." diye düşündüğünden zihince bocaladı.. Ama yüzünde kıl oynamadı..

Bereket karısı Ayşe Cemal hanım elinde mikrofon ortaya çıktı..

"Hasan'ın bu geceden haberi yoktu.. Ona sürpriz yaptık.." diye konuştu..

Böylece Hasan Cemal'in düğümlenen ruh halini anlaşılmasına yardımcı oldu..

KRİZ ATLATILDI

Hasan Cemal eline mikrofonu bu sebepten aldı..

Masalara serpiştirilmiş bütün saygın köşe yazarları olarak iki üç nezaket cümlesi etmesini, sonra da bizi yemeklerle baş başa bırakmasını bekliyorduk..

Adamın konuşmaya olan iştahını unutmuşuz..

Başladı mesleğe nasıl girdiğinden anlatmaya.. Kırk yıl öncesinden yani.. İsimler sayıyor, olaylar hatırlatıyor.. Yeni kuşak saygın köşe yazarlarından bunları bilen yok..

Daha 1970'li yıllardaydık..

Ecevit ile Erbakan koalisyonu henüz kurulmamış.. Hasan Cemal bize o yılların Türkiye'sini detaylandırıyor..

Herkes öğrendi artık.. Hasan Cemal'in konuşması otobana çıkmış bir traktörün diğer otolarla yarışması gibidir.. Ağır aksak yörük semai konuşan bir gevezedir..

Yakalananın ömründen gider..

Nitekim karısı tehlikeyi anladı..

Baktı ki bu tempoda konuşma devam ederse biz Hasan Cemal'in "Kırkıncı Sanat Yılı" ile "Kırkbirinci Sanat Yılını.." birlikte kutlayacağız..

Mikrofonu elinden kaptı.. "Şimdi sırayla Hasan hakkında söyleyeceklerinizi dinleyelim.." deyip benim elime tutuşturdu..

Hasan Cemal'in kırkıncı sanat yılı önemli olabilir ama arz edeceğim sebeplerden dolayı bana çok şey ifade etmez..

Çünkü ben onun sekseninci sanat yılını da böyle bir ortamda kutlayacağından eminim..

O gün geldiğinde bizler hayatta olmayacağımız için sonuç değişmez..

O yüzden "Ben Hasan'ın kırkıncı yılı için değil bedava yemek var diye geldim.." deyip mikrofonu birinin eline tutuşturuverdim..

"Konuşma krizi.." böylece atlatıldı.. Gecede yaşananlar ile saygın köşe yazarlarının halleri de yarına kaldı..

Zaten Cim Bom'un 2-0 mağlup olduğunu duyan şeref konuğunun konsantrasyonu bozulmuştu..

Selahattin Duman/Vatan