24 Eki 2010 08:11
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:44
ALTIN PORTAKAL TARTIŞMASINDA AYŞE ÖZYILMAZEL DE TOPA GİRDİ!
Altın Portakal bitti yankıları bitmedi, Atilla Dorsay Hıncal Uluç'u eleştirdi savunmayı Ayşecik yaptı!
Dorsay’ın haberi var mı?
İyi pazarlar sevgili okurlar, bildiğiniz gibi bu bir klasik; her yıl Altın Portakal Film Festivali biter, tartışmaları iki üç hafta daha bitmez.
Bu böyledir. Medyasal bir geleneğimizdir.
Genellikle de tartışmanın başını Hıncalım’la sinema eleştirmenimiz Atilla Dorsay çeker.
Atilla Dorsay festival temizlik işlerinden sorumlu bakan misali festivale toz kondurmaz, Hıncalım ise tek bir doğru bulamaz.
Öyle tartışır tartışır, köşelerden atışır atışır dinerler.
Neyse, peki bu sezonun portakal ah neredeysen orada kal konu başlığı ne? Hemen hadiseye hâkim olmayan okurları bilgilendiriyorum; Fiyasko!
Hıncalım geçen haftanın üç fiyaskosundan biri ilan etti Altın Portakal’ı. Aç parantez sebepler; gişe filmlerinin görmezden gelinmesi, ödül gecesinin amatörlüğü, halkın beğenilerine kulak verilmemesi, kimsenin izlemediği filmlerin ödüllendirilmesi vs. vs. e haydi kapa parantez.
Dün Cumartesi SABAH’ta Atilla Dorsay da hızını alamadı "Asıl fiyasko senin yazındır ey Hıncal Uluç. Altın Portakal genç sinemacıların önünü açan bir festivaldir. Geceye katılsaydın da ödül alan gençlerin coşkusunu görseydin" buyurdu. Ayarı verdi.
Şimdi yüksek müsaadenizle kıyısından konuya ben de giriyorum, genç sinemacıların desteklenmesini ’çok güzel hareket’ olarak değerlendirdiğimi not düşüyorum ve Atilla Dorsay’a soruyorum.
1. Altın Portakal’da bizzat organizasyonda çalışanların bile kendi aralarında; "Hıncal Uluç baştan sona haklı, tam bir fiyaskoydu, halktan bu kadar kopan bir Altın Portakal’a nasıl imza atıldı" sorusunu sorduklarından haberi var mı? Benim içerde kaynaklarım var, eminim Atilla Bey’in de vardır.
2. Altın Portakal ekibinin Uluç’un yazısını kesip defalarca okuyarak toplantı yaptıkları ve önümüzdeki yılki organizasyon için düzeltme listesi hazırladıklarından haberi var mı?
3. Ve Sayın Dorsay, Altın Portakal’ın çıkışının ’bağımsız filmler festivali’ olmadığını, halkın sanatçılarla ve filmlerle buluştuğu bir sinema festivali olduğunu hatırlar mı?
4. Kusturica hadisesi olmasa Altın Portakal’ın bu yıl hiç konuşulmayacağının ve konuşulmayan bir Altın Portakal’ın ne Antalya’ya ne sinemamıza bir katkısı olmayacağının Sayın Dorsay farkında mı?
İşte benim sorularım bu kadar. Abilerim, amcalarım eminim yanıtlar.
Ayşe Özyılmazel/Sabah
İyi pazarlar sevgili okurlar, bildiğiniz gibi bu bir klasik; her yıl Altın Portakal Film Festivali biter, tartışmaları iki üç hafta daha bitmez.
Bu böyledir. Medyasal bir geleneğimizdir.
Genellikle de tartışmanın başını Hıncalım’la sinema eleştirmenimiz Atilla Dorsay çeker.
Atilla Dorsay festival temizlik işlerinden sorumlu bakan misali festivale toz kondurmaz, Hıncalım ise tek bir doğru bulamaz.
Öyle tartışır tartışır, köşelerden atışır atışır dinerler.
Neyse, peki bu sezonun portakal ah neredeysen orada kal konu başlığı ne? Hemen hadiseye hâkim olmayan okurları bilgilendiriyorum; Fiyasko!
Hıncalım geçen haftanın üç fiyaskosundan biri ilan etti Altın Portakal’ı. Aç parantez sebepler; gişe filmlerinin görmezden gelinmesi, ödül gecesinin amatörlüğü, halkın beğenilerine kulak verilmemesi, kimsenin izlemediği filmlerin ödüllendirilmesi vs. vs. e haydi kapa parantez.
Dün Cumartesi SABAH’ta Atilla Dorsay da hızını alamadı "Asıl fiyasko senin yazındır ey Hıncal Uluç. Altın Portakal genç sinemacıların önünü açan bir festivaldir. Geceye katılsaydın da ödül alan gençlerin coşkusunu görseydin" buyurdu. Ayarı verdi.
Şimdi yüksek müsaadenizle kıyısından konuya ben de giriyorum, genç sinemacıların desteklenmesini ’çok güzel hareket’ olarak değerlendirdiğimi not düşüyorum ve Atilla Dorsay’a soruyorum.
1. Altın Portakal’da bizzat organizasyonda çalışanların bile kendi aralarında; "Hıncal Uluç baştan sona haklı, tam bir fiyaskoydu, halktan bu kadar kopan bir Altın Portakal’a nasıl imza atıldı" sorusunu sorduklarından haberi var mı? Benim içerde kaynaklarım var, eminim Atilla Bey’in de vardır.
2. Altın Portakal ekibinin Uluç’un yazısını kesip defalarca okuyarak toplantı yaptıkları ve önümüzdeki yılki organizasyon için düzeltme listesi hazırladıklarından haberi var mı?
3. Ve Sayın Dorsay, Altın Portakal’ın çıkışının ’bağımsız filmler festivali’ olmadığını, halkın sanatçılarla ve filmlerle buluştuğu bir sinema festivali olduğunu hatırlar mı?
4. Kusturica hadisesi olmasa Altın Portakal’ın bu yıl hiç konuşulmayacağının ve konuşulmayan bir Altın Portakal’ın ne Antalya’ya ne sinemamıza bir katkısı olmayacağının Sayın Dorsay farkında mı?
İşte benim sorularım bu kadar. Abilerim, amcalarım eminim yanıtlar.
Ayşe Özyılmazel/Sabah