12 Tem 2012 14:50
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:54
ALTAN ÖYMEN 'DÖRT BİR TARAF'IN HANGİ YÖNÜNÜ BEĞENMİYOR?
Gazeteci- yazar Altan Öymen, “Dört Bir Taraf” programı ile ilgili düşüncelerini aktardı..
A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım gazeteci Altan
Öymen’i konuk etti. Programda, CHP’nin değişim süreci ve
Türkiye’nin dış politikası ile ilgili soruları yanıtlayan Öymen,
"Dört Bir Taraf" programı ile ilgili düşüncelerini aktardı. Öymen
medyada "kavga olursa reyting olur önyargısının" olduğunu dile
getirdi.
İŞTE O AÇIKLAMALAR :
"PROGRAMDAKİ EKİBİN HEPSİNİ TANIMIYORDUM"
O programın adı Dört Bir Taraf. Değişik fikirlerin karşı karşıya gelmesi normal. Bunu bana önerdikleri zaman bir format yapmışlar. Şöyle ki, her açıdan farklı insanlar. Kadın- erkek. %50 - %50. Yaş açısından farklı insanlar. Bir tane benim yaşımda biri. En kıdemli diyelim. Yavaş yavaş yaş azalıyor. En genci de bir hanım yine. Görüşleri itibariyle de değişik fikirler taşıyanlar. Bazıları zaman zaman ekstrem fikirler de izleyebilir. Programdaki arkadaşların hepsini tanımıyordum. Kabul ettim. Böyle tartışmalı bir program başladı. Zaman zaman heyecanlı, diğer programlardaki gibi, üç kişi birden konuşuyor. Böyle şeyler de oluyor. Ama buna da alışmak lazım.
"AĞIR SÖZLER DE OLSA DİNLEMEMİZ GEREK"
Gazetecisiniz. Gittiniz birilerini dinleyeceksiniz. Dinleyeceğiniz kişiler her zaman sizin isteyeceğiniz gibi olmaz. Dünyanın en yumuşak üslubuna sahip olmaz, Sert konuşurlar, onları da dinleyeceksiniz. Gazeteci olarak işiniz bu. Mesela, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları da her zaman yumuşak değil, ağır sözler de söylüyor. Sabırla dinliyorsunuz. Onun gibi. Politikacıysanız, bir mahalle kahvesine gitseniz her türlü lafı işitirsiniz. Mecliste olsanız yine öyle değişik tipler olur.
"KAVGA OLURSA REYTİNG OLUR ÖNYARGISI VAR"
Tekrarını izliyorum bazen. Özeleştiri olarak şunu görüyorum. Bazen üç kişi birden konuşuyor ve anlaşılmıyor. Bundan sakınmak lazım. Fazla kavga olursa reyting olur diye bir anlayış var. Aslında önyargı. Reytinglere de bakıyorum. Kavga olmadığı, söylediklerimiz daha iyi anlaşıldığı zaman, daha fazla izleyici kalmış. 15’er dakikalık reyting listelerinde, nerede sakin konuşulmuşsa orada seyirci daha fazla artıyor. Bazısı kavga olunca anlaşılmayınca bırakıyor. Benim olmadığım bir yayında, arkadaşlarımızdan biri moderatördü, bir tartışma çıktı ayağa kalktı. Ayağa kalkınca, ya kendi gidecekmiş ya da ötekine git dermiş gibi. Neyse tatlıya bağladılar. Bir başkasına birbirlerine ağırca sözler söylediler birbirlerine orada da ben moderatördüm. Ne yapacağımı şaşırdım. Kolay bir iş değil. Yönetmen öyle durumlarda hemen tedbirin alarak reklam gidelim dedi. Reklam arasında konuşuldu.
"CHP’DE ALTI OKUN DEĞİŞMESİNİ BEKLEMİYORUM"
Program değişikliğinde Atatürk bu partinin kurucu genel başkanı. Sivas’tan itibaren bu partinin kuruluş beyannamesinde imzası var. Bir süre tek partili dönemde bu partiyi idare etmiş Atatürkçülük dediğimiz şey aslında bir çağdaşlaşma projesidir. Demokrasi de bunun içinde vardır. Yani Atatürkçülük bu partinin zaten değişmez ilkesi. Hem kurucusu hem altı oku var. Bu altı okun da değiştirileceğini tahmin etmiyorum.
İŞTE O AÇIKLAMALAR :
"PROGRAMDAKİ EKİBİN HEPSİNİ TANIMIYORDUM"
O programın adı Dört Bir Taraf. Değişik fikirlerin karşı karşıya gelmesi normal. Bunu bana önerdikleri zaman bir format yapmışlar. Şöyle ki, her açıdan farklı insanlar. Kadın- erkek. %50 - %50. Yaş açısından farklı insanlar. Bir tane benim yaşımda biri. En kıdemli diyelim. Yavaş yavaş yaş azalıyor. En genci de bir hanım yine. Görüşleri itibariyle de değişik fikirler taşıyanlar. Bazıları zaman zaman ekstrem fikirler de izleyebilir. Programdaki arkadaşların hepsini tanımıyordum. Kabul ettim. Böyle tartışmalı bir program başladı. Zaman zaman heyecanlı, diğer programlardaki gibi, üç kişi birden konuşuyor. Böyle şeyler de oluyor. Ama buna da alışmak lazım.
"AĞIR SÖZLER DE OLSA DİNLEMEMİZ GEREK"
Gazetecisiniz. Gittiniz birilerini dinleyeceksiniz. Dinleyeceğiniz kişiler her zaman sizin isteyeceğiniz gibi olmaz. Dünyanın en yumuşak üslubuna sahip olmaz, Sert konuşurlar, onları da dinleyeceksiniz. Gazeteci olarak işiniz bu. Mesela, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları da her zaman yumuşak değil, ağır sözler de söylüyor. Sabırla dinliyorsunuz. Onun gibi. Politikacıysanız, bir mahalle kahvesine gitseniz her türlü lafı işitirsiniz. Mecliste olsanız yine öyle değişik tipler olur.
"KAVGA OLURSA REYTİNG OLUR ÖNYARGISI VAR"
Tekrarını izliyorum bazen. Özeleştiri olarak şunu görüyorum. Bazen üç kişi birden konuşuyor ve anlaşılmıyor. Bundan sakınmak lazım. Fazla kavga olursa reyting olur diye bir anlayış var. Aslında önyargı. Reytinglere de bakıyorum. Kavga olmadığı, söylediklerimiz daha iyi anlaşıldığı zaman, daha fazla izleyici kalmış. 15’er dakikalık reyting listelerinde, nerede sakin konuşulmuşsa orada seyirci daha fazla artıyor. Bazısı kavga olunca anlaşılmayınca bırakıyor. Benim olmadığım bir yayında, arkadaşlarımızdan biri moderatördü, bir tartışma çıktı ayağa kalktı. Ayağa kalkınca, ya kendi gidecekmiş ya da ötekine git dermiş gibi. Neyse tatlıya bağladılar. Bir başkasına birbirlerine ağırca sözler söylediler birbirlerine orada da ben moderatördüm. Ne yapacağımı şaşırdım. Kolay bir iş değil. Yönetmen öyle durumlarda hemen tedbirin alarak reklam gidelim dedi. Reklam arasında konuşuldu.
"CHP’DE ALTI OKUN DEĞİŞMESİNİ BEKLEMİYORUM"
Program değişikliğinde Atatürk bu partinin kurucu genel başkanı. Sivas’tan itibaren bu partinin kuruluş beyannamesinde imzası var. Bir süre tek partili dönemde bu partiyi idare etmiş Atatürkçülük dediğimiz şey aslında bir çağdaşlaşma projesidir. Demokrasi de bunun içinde vardır. Yani Atatürkçülük bu partinin zaten değişmez ilkesi. Hem kurucusu hem altı oku var. Bu altı okun da değiştirileceğini tahmin etmiyorum.