Alo Fatih! Basın Hürdür Sansür Edilemez!
KANALTÜRK SPOR SERVİSİ
NEDEN TASFİYE EDİLDİ?
Bir Tasfiye:
Geçtiğimiz günlerde Kanaltürk Spor Servisi'nin tasfiyesini okumuş, ben de köşemde dile getirmiştim.
Sonra bu tasfiyenin nedenini düşündüm. Neden ekonomik miydi? Yani Kanaltürk'ün işbilir yönetimi tasarruf etmek için mi spor servisini topluca işten atmıştı? Kanalın mali çevrelerine yakın kişilerden aldığım bilgilere göre neden tasarruf olamazdı. Çünkü daha düne kadar Sergen'in spor programına 125 bin lira verirken -ki Sergen bunun yarısını bile almıyordu- Sergen'den sonra neredeyse sıfır maliyetlerle programlar yapan Spor Servisi'nin tasfiyesi ekonomik sebeplerle açıklanamazdı...
KANALTÜRK'TE "GEZİ" FİŞLEMESİ!
Bir Allah'a Havale:
Bütün bunları araştırırken çok ilginç bazı bilgilere de ulaştım. Bu bilgilerden en ilginci, yakın geçmişte, birçok medya kuruluşunda olduğu gibi Kanaltürk'te de çalışanlarının sosyal medya kişisel hesaplarında (başta Gezi Olayları hakkında) yazdıklarının o insanları işinden etmiş olmasıydı. Bu fişlemeyi kimlerin emrettiğini, kimlerin uyguladığını ve bu iğrenç fişlemelerle kimlerin ekmeğinden edildiğini isim isim biliyorum. Ve bunu şimdilik Allah'a havale ediyorum...
ŞEHZADE MUSTAFA İÇİN AĞLAYANLAR
TÜRKİYE İÇİN DE AĞLAMAZ MI?
Bir Araştırma:
Sonra bir araştırma düştü internet medyasına. İşte bu dedim. Ve okumaya başladım. Okudukça yüzüm kızardı! Sadece Türkiye'de çalışmaya çalışan bir medya mensubu olarak değil, insanlığımdan da utandım.
Ve 460 yıl önce işlenmiş bir cinayeti Şehzade Mustafa'nın Babası Kanuni tarafından boğdurulmasını dizide bugünlerde izledikleri için yeni sanıp ağıtlar yakan dangalaklara inat, biraz da bunun için ağlayın demek için bu araştırmayı köşeme taşıyorum.
ALO FATİH! BASIN HÜRDÜR SANSÜR EDİLEMEZ!
Bir Özgürlük Rüzgarı Finlandiya:
5,5-6 milyona yakın nüfusu 30 bin dolara yakın kişi başı Milli hasılası ile Finlandiya dünyanın en özgür ve demokratik ülkesi.
2. sırada ise meşruti monarşi ile yönetilen topraklarının büyük bir kısmı deniz seviyesinin altında olan yaklaşık 17 milyon nüfuslu ve 50 bin dolarlık milli hasılasıyla Hollanda var.
3. Norveç,
4. Lüksemburg,
5. Sırada ise 90 bin nüfusu ve 50 bin dolara yakın milli hasılasıyla Andorra Prensliği var.
6. sırada ise yine bir prenslik olan yaklaşık 40 bin nüfuslu bir ülke, 95 bin dokaralık milli hasılasıyla Lihtenştayn geliyor.
7. Danimarka'yı 8. İzlanda takip ediyor.
9. Yeni Zelanda
ve 10.İsveç...
Yani Yeni Zellanda'yı saymazsak Basın özgürlüğü ve tabiki demokrasi sıralamasında ilk on ülkenin 9'u orta ve kuzey Avrupalı...
Diğer Avrupa ülkeleri ise ilk 20 ve ilk 30 ülke arasında...
PEKİ İLERİ DEMOKRASİ İLE YÖNETİLEN TÜRKİYE'MiZ KAÇINCI?
Bir Masal:
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasına göre ileri demokrasi ile yönetilen Türkiye'miz 180 ülke arasında 154′üncü sırada. Yani topu, topu 26 ülkeyi geride bırakmışız. Ve ne acıdır ki bu 26 ülkenin hepsi de Afrika, orta ve uzak Asya ülkesi...
Basın özgürlüğü (ve tabiki demokrasi konusunda bizden ileri olanlar arasında öyle ülkeler var ki anlatamam)
AĞLA BENİM GÜZEL VE YALNIZ ÜLKEM!
Bir Yuh!
Örneğin, 128. sırada Afganistan var. Endonezya, Tunus, Umman, Zimbabve, Fas, Libya, Çad ve İsrail işgali altındaki Filistin var...
Hatta yakın geçmişte Hutu ve Tutsi kabile savaşlarında katliamlara sahne olan 9 Milyonluk nüfusu ve 200-300 dolarlık milli hasılasıyla fakir bir kara Afrika ülkesi Burundi bile var...
Dünyanın en otoriter rejimiyle yönetilen Afrika ülkesi Etiyopya var...
Çalkantılı iç savaşlar ve işgaller yaşayan Güneydoğu Asya krallığı Kamboçya var...
Güneydoğu Asya'nın felaketer ülkesi Myanmar bile var...
Bangladeş, Malezya, Filipinler, Singapur ve Kongo bile bizim üzerimizde...
Sıkı durun çok yakın geçmişte Amerikan işgaline uğramış, iç savaş yaşamış ve hala suların durulmadığı komşumuz Irak bile bizim bir basamak üstümüzde...
ONLARCASI İÇERDE BİNLERCESİ İŞSİZ!
Bir sonuç:
Bugün hepimiz biliyoruz ki medya mensuplarının onlarcası içerde ve binlercesi de işsizdir...
Bunun da nedeni bürokraside ve Yargı'da olduğu gibi medyada da çalışanları, bilgi, yetenek ve deneyimine göre değil; "kimin adamı" olduğuna bakıp değerlendirmemizdir.
Şimdi hep birlikte ağlayalım...
KESKİN KALEM
NEDEN TASFİYE EDİLDİ?
Bir Tasfiye:
Geçtiğimiz günlerde Kanaltürk Spor Servisi'nin tasfiyesini okumuş, ben de köşemde dile getirmiştim.
Sonra bu tasfiyenin nedenini düşündüm. Neden ekonomik miydi? Yani Kanaltürk'ün işbilir yönetimi tasarruf etmek için mi spor servisini topluca işten atmıştı? Kanalın mali çevrelerine yakın kişilerden aldığım bilgilere göre neden tasarruf olamazdı. Çünkü daha düne kadar Sergen'in spor programına 125 bin lira verirken -ki Sergen bunun yarısını bile almıyordu- Sergen'den sonra neredeyse sıfır maliyetlerle programlar yapan Spor Servisi'nin tasfiyesi ekonomik sebeplerle açıklanamazdı...
KANALTÜRK'TE "GEZİ" FİŞLEMESİ!
Bir Allah'a Havale:
Bütün bunları araştırırken çok ilginç bazı bilgilere de ulaştım. Bu bilgilerden en ilginci, yakın geçmişte, birçok medya kuruluşunda olduğu gibi Kanaltürk'te de çalışanlarının sosyal medya kişisel hesaplarında (başta Gezi Olayları hakkında) yazdıklarının o insanları işinden etmiş olmasıydı. Bu fişlemeyi kimlerin emrettiğini, kimlerin uyguladığını ve bu iğrenç fişlemelerle kimlerin ekmeğinden edildiğini isim isim biliyorum. Ve bunu şimdilik Allah'a havale ediyorum...
ŞEHZADE MUSTAFA İÇİN AĞLAYANLAR
TÜRKİYE İÇİN DE AĞLAMAZ MI?
Bir Araştırma:
Sonra bir araştırma düştü internet medyasına. İşte bu dedim. Ve okumaya başladım. Okudukça yüzüm kızardı! Sadece Türkiye'de çalışmaya çalışan bir medya mensubu olarak değil, insanlığımdan da utandım.
Ve 460 yıl önce işlenmiş bir cinayeti Şehzade Mustafa'nın Babası Kanuni tarafından boğdurulmasını dizide bugünlerde izledikleri için yeni sanıp ağıtlar yakan dangalaklara inat, biraz da bunun için ağlayın demek için bu araştırmayı köşeme taşıyorum.
ALO FATİH! BASIN HÜRDÜR SANSÜR EDİLEMEZ!
Bir Özgürlük Rüzgarı Finlandiya:
5,5-6 milyona yakın nüfusu 30 bin dolara yakın kişi başı Milli hasılası ile Finlandiya dünyanın en özgür ve demokratik ülkesi.
2. sırada ise meşruti monarşi ile yönetilen topraklarının büyük bir kısmı deniz seviyesinin altında olan yaklaşık 17 milyon nüfuslu ve 50 bin dolarlık milli hasılasıyla Hollanda var.
3. Norveç,
4. Lüksemburg,
5. Sırada ise 90 bin nüfusu ve 50 bin dolara yakın milli hasılasıyla Andorra Prensliği var.
6. sırada ise yine bir prenslik olan yaklaşık 40 bin nüfuslu bir ülke, 95 bin dokaralık milli hasılasıyla Lihtenştayn geliyor.
7. Danimarka'yı 8. İzlanda takip ediyor.
9. Yeni Zelanda
ve 10.İsveç...
Yani Yeni Zellanda'yı saymazsak Basın özgürlüğü ve tabiki demokrasi sıralamasında ilk on ülkenin 9'u orta ve kuzey Avrupalı...
Diğer Avrupa ülkeleri ise ilk 20 ve ilk 30 ülke arasında...
PEKİ İLERİ DEMOKRASİ İLE YÖNETİLEN TÜRKİYE'MiZ KAÇINCI?
Bir Masal:
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasına göre ileri demokrasi ile yönetilen Türkiye'miz 180 ülke arasında 154′üncü sırada. Yani topu, topu 26 ülkeyi geride bırakmışız. Ve ne acıdır ki bu 26 ülkenin hepsi de Afrika, orta ve uzak Asya ülkesi...
Basın özgürlüğü (ve tabiki demokrasi konusunda bizden ileri olanlar arasında öyle ülkeler var ki anlatamam)
AĞLA BENİM GÜZEL VE YALNIZ ÜLKEM!
Bir Yuh!
Örneğin, 128. sırada Afganistan var. Endonezya, Tunus, Umman, Zimbabve, Fas, Libya, Çad ve İsrail işgali altındaki Filistin var...
Hatta yakın geçmişte Hutu ve Tutsi kabile savaşlarında katliamlara sahne olan 9 Milyonluk nüfusu ve 200-300 dolarlık milli hasılasıyla fakir bir kara Afrika ülkesi Burundi bile var...
Dünyanın en otoriter rejimiyle yönetilen Afrika ülkesi Etiyopya var...
Çalkantılı iç savaşlar ve işgaller yaşayan Güneydoğu Asya krallığı Kamboçya var...
Güneydoğu Asya'nın felaketer ülkesi Myanmar bile var...
Bangladeş, Malezya, Filipinler, Singapur ve Kongo bile bizim üzerimizde...
Sıkı durun çok yakın geçmişte Amerikan işgaline uğramış, iç savaş yaşamış ve hala suların durulmadığı komşumuz Irak bile bizim bir basamak üstümüzde...
ONLARCASI İÇERDE BİNLERCESİ İŞSİZ!
Bir sonuç:
Bugün hepimiz biliyoruz ki medya mensuplarının onlarcası içerde ve binlercesi de işsizdir...
Bunun da nedeni bürokraside ve Yargı'da olduğu gibi medyada da çalışanları, bilgi, yetenek ve deneyimine göre değil; "kimin adamı" olduğuna bakıp değerlendirmemizdir.
Şimdi hep birlikte ağlayalım...
KESKİN KALEM