Alman basınından Türkiye-ABD krizi için ilginç yorum: "Türkiye iflas edebilir"
Alman gazetesi Die Welt, Trump yönetiminin Türkiye'nin iki bakanına yönelik yaptırım kararının aslında ekonomik bir anlamının olmadığını yazdı.
Alman gazetesi Die Welt, Trump yönetiminin Türkiye'nin iki bakanına
yönelik yaptırım kararının aslında ekonomik bir anlamının
olmadığını, buna rağmen liranın hızla değer kaybettiğini, daha
geniş çaplı yaptırım açıklaması halinde devletin iflas edebileceği
yorumunu yaptı.
Dolar kurunun 5.1 liraya yaklaşarak tarihi rekora koştuğunu, bunun
ABD yönetiminin Tükiye'nin içişleri ve adalet bakanlarına yaptırım
uygulamaya başlamasından kaynaklandığını belirten Die Welt
''Aslında açıklanan yaptırımların ekonomik açıdan anlamı yok, ama
büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğunun sinyalini veriyorlar''
dedi.
ABD YENİ YAPTIRIMA HAZIR
''ABD, belli ki, NATO partneriyle ihtilafı tırmandırmaya hazır.
Washington bir dizi yeni yaptırıma hazırlanıyor'' iddiasında
bulunan Alman gazetesi, "Cumhurbaşkanı Erdoğan taviz vermez ve ek
yaptırımlar yürürlüğe girerse sonuçları çok daha vahim olur ve
devletin iflasına kadar varabilir'' öngörüsünde bulundu.
Erdoğan yönetiminin ''Ver papazı al papazı'' tavrı içinde olduğunu
ve Türkiye'de 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra ev hapsine çıkarılan
rahip Andrew Brunson'ın ABD'de 'rehine' olarak görüldüğünü aktaran
Die Welt, Brunson serbest bırakılmadığı gerekçesiyle açıklanan ilk
yaptırım kararının bile etkisini gösterdiğini, yılbaşından beri
dörtte bir oranında değer kaybeden liranın düşmeye devam ettiğini
kaydetti.
GÖZLER SENATO'DAKİ KREDİ YAPTIRIMI TASLAĞINDA
Sputnik’in haberine göre DZ Bank'ın döviz uzmanı Sören Hettler'in
"Yatırımcılar yeni yaptırımların geleceğinden korkuyor, çünkü her
iki taraf da taviz vermeye hazır gibi durmuyor" görüşünü aktaran
Alman gazetesi, ABD Senatosu'na Türkiye'nin uluslararası mali
kuruluşlardan borç almasını engellemeye yönelik tasarı sunulduğunu,
bunun kabul edilmesinin Türkiye'ye ağır darbe olacağını, çünkü
Türkiye'nin Dünya Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'ndan
(EBRD) en çok borç alan ülke olduğunu belirtti. Geçen yıl EBRD'den
1.8 milyar dolarlık kredi aldığını hatırlattı.
KREDİ BALONU VE YÜKSEK ENFLASYON
Türkiye'ye uluslararası kredilerin engellenmesi için önce
Senato'nun onaylaması ve ardından Trump'ın imzalaması gerektiğini,
ama böyle bir ihtimalin dahi zaten iki yıldır hızla değer kaybeden
liranın serbest düşüşüne yol açtığını, 2016 ortasından beri değer
kaybının yüzde 40'ı geçtiğini sıralayarak şöyle devam etti:
"Nedeni, başarısız darbe girişiminden sonra, hükümet ve Merkez
Bankası'nın durgunluğu önlemek için ekonomiye yoğun şekilde para
dökmesi. Bu sayede krizin önlenmesinin ardından teşvik önlemleri
geri çekilmedi. Ekonomik büyüme oranı yüzde 7'yi geçti, ama aynı
zamanda kredi balonu oluştu ve enflasyon gemi azıya aldı.
Halihazırda resmi kurumlar bile böyle bir sorunun olduğu kabul
ediyor".
ERDOĞAN FAİZİN YÜKSELMESİNE İZİN VERMEDİĞİ
İÇİN
Temmuz ayı itibarıyla enflasyonun yüzde 16'yı geçmesine rağmen
faizin yüzde 17.75'te kaldığını ve Erdoğan'ın faizin yükselmesine
vargücüyle engel olduğunu aktaran Die Welt, bu yüzden enflasyonu
düştükten sonra değerli kağıtlardan geriye elinde asgari gelir
kalan yabancı yatırımcıların Türkiye'den çekildiğini, yabancı
sermayenin kaçtığını belirtti.
YABANCI SERMAYEYE EN BAĞIMLI ÜLKE
'Dünyada Türkiye kadar yabancı sermayeye bağımlı başka ülke
olmadığı' saptamasını yapan Alman gazetesi, şu değerlendirmeyi
yaptı:
"Erdoğan'ın iktidarında bu bağımlılık git gide büyüdü. Çünkü ülke
sürekli olarak ihraç ettiğinden çok ithal ediyor. Bu yüzden sürekli
artan cari açığın GSYİH'ya (Milli Gelir) göre oranı 2016'da yüzde
3.8'ken, 2017'de yüzde 5.5'e yükseldi. Bu cari işlemler açığı ancak
ülkeye sürekli akan yabancı sermaye varsa —şu sıra günde 200 milyon
dolar civarında- telafi edilebilir.''
DEVLET KAPANK KAPATIR, BANKALAR ÖDEME YAPAMAZ
''Dolayısıyla Türkiye'nin bu en zayıf, en savunmasız noktasını ABD
yönetimi kasten bariz şekilde kullanıyor. Senato'daki yaptırımlar
kabul edilirse tam da ülkeye yabancı sermaye akışını hedef alacak.
Bu akış durursa Sören Hettler'in öngörüsüne göre basit şekilde
liranın değer kaybıyla sınırlı kalmaz, ödemeler dengesi krizi riski
artar. O zaman iflaslara ve ödemelerin yapılamaması noktasına
gelinir ki devlet de kendisini bu durumda bulabilir, bankalar
türbülans girer ve insanlar birikimlerini kaybedebilir.''
ABD TÜRKİYE'NİN YIKIMINI İSTER Mİ
"ABD gerçekten de kendi eliyle NATO müttefikini böyle bir krize
sokmak istiyor mu?" diye soran Die Welt, Avrupa Dış İlişkiler
Konseyi'nden Aslı Aydıntaşbaş'ın ''Tam da bu tehlikeden ötürü ABD
çekiniyor. Böyle bir eylemin bedeli o kadar büyük ki, Türkiye
psikolojik üstünlük elde ediyor'' görüşünü aktardı.
'Bu yüzden ABD ile ihtilafta Erdoğan'ın içinde bulunduğu gerçek
konumun tersine kendine daha güvenen taraf olduğu' yorumunu yapan
Die Welt, yazıyı şöyle noktaladı:
TRUMP'IN NE YAPACAĞI ÖNGÖRÜLEMİYOR
''İki ülke arasındaki ilişkilerde bu hep böyle olageldi.
Nihayetinde ABD, sürecin sonunda partnerini yok etmek istemiyor.
Ama şimdi büyük bir soru işaretiyle karşı karşıyayız: Bu durum, ABD
Başkanı'nın adının Trump olduğu zamanlarda da geçerli mi?''