Ali Fuat Yılmazer'in ifadesinde çarpıcı detay
Eski polis müdürü Ali Fuat Yılmazer, Dink'in 2004 yılında ölümle tehdit edildiği ve korunması gerektiği yönünde Emniyet'in kaydı olduğu halde, bu bilgileri 2008'de mahkemeye neden göndermediği sorulunca, mahkemenin talebinin yanlış anlaşıldığını söyledi.
Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi C Şubesi Müdürü Ali
Fuat Yılmazer’in, gazeteci Hrant Dink’in 2004 yılında ölümle tehdit
edildiği ve korunması gerektiği yönünde Emniyet’in kaydı olduğu
halde bu bilgileri 2008 yılında görülen cinayet davasına
göndermediği ve “Dink’in öldürülmesinden önceki günlerde tehdit
aldığını teyit eden herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır” diye yazı
yolladığı anlaşıldı. Bu çelişkinin sorulması üzerine Yılmazer,
“Bizim daha önce Dink’in öldürülmesi olayı ile ilgili olarak
verdiğimiz bilgilerin dışında ilave bir duyum var mı, yok mu
şeklinde algıladım. Dink’in tehdit alıp almadığına yönelik bilgi
olup olmadığı sorulduğunu düşündük ve arkadaşlar bu yazıyı
hazırladı, ben de imzaladım” diye savunma yaptı.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Savcı Yusuf Hakkı
Doğan, Ali Fuat Yılmazer’e, “2004’te eski Ülkü Ocakları Başkanı
Levent Temiz ve bir grup tarafından yapılan açıklamada ‘Dink
hedefimizdir’ denildiğini; Agos gazetesini arayan faili meçhul
kişilerin Dink’e yönelik ölüm tehdidinde bulunduğunu” anımsattı. Bu
nedenle dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın
Türkeli tarafından yazılan yazıda, Dink’in ev ve gazete bürosu
önünde koruma tedbiri alınması yönünde yazı yazdığını belirtti.
Ardından “Bu bilgiler de göz önüne alındığında Dink’e yönelik ölüm
tehditlerinden haberdar mıydınız?” diye sordu. Yılmazer, “Burada
yapılan eksik işlemdir, yapılması gereken her şeyden önce İl Koruma
Komisyonu’na bu bilgilerin değerlendirilmesi için bildirilmesi
gerekir. Bu işleri takdir edecek asli kurum İl Koruma
Komisyonu’dur. Levent Temiz’in kim olduğunu terörcü bilir. Hrant
Dink’in de nelere maruz kaldığını yetkili birimler bilir, bilmesi
gerekir” dedi.
Savcı Doğan, Dink’in yargılandığı davalarda adliye önlerinde
protesto edildiğini, hatta Bursa’da ‘Ahmet Demir’ adlı kişi
tarafından, kendisi, oğlu ve yazarı ile birlikte ölümle tehdit
edildiğini belirterek, “Açılan davalar, Dink’e yönelik protesto ve
gösteriler, tehditler ve basın yayın organlarında hakkında çıkan bu
yazı ve haberlerden bilginiz var mı?” diye sordu. Yılmazer de
“Genel olarak bir bilgim var. Dink’in bir tehdit atmosferi altında
olduğunu biliyorum, ancak resmi olarak İstanbul İstihbarat Şube
Müdürlüğü bize ne yazı yazmışsa resmi olarak o bilgilere sahibiz.
Yani arşivimizde ne varsa o bilgilere sahibiz” dedi.
‘SORUYU YANLIŞ ANLAMIŞIM’
Bu kez Savcı Doğan, Ali Fuat Yılmazer’e 24 Haziran 2008’de Dink
Davası’nın görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, “Fırat
(Hrant) Dink’in öldürülmesinden önceki günlerde tehdit aldığını
teyit eden herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır” şeklinde yazı
yazdığını hatırlattı ve şu soruyu yöneltti:
“Dink’in İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü arşivinde
tehdit edildiği ve hakkında mekansal olarak güvenlik tedbirleri
alındığı, Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın Türkeli’nin 2 Mart
2004 tarihli yazısı ile tehdit olayının kayıtlarda olduğu tespit
edildiği arşivlerde olan bu bilgileri mahkemeye neden
bildirmediniz?”
Ali Fuat Yılmazer bu soru üzerine ise şöyle dedi:
“Evet, ben bizim daha önce Dink’in öldürülmesi olayı ile ilgili
olarak verdiğimiz bilgilerin dışında ilave bir duyum var mı, yok mu
şeklinde algıladım. Dink’in doğrudan tehdit alıp almadığına yönelik
bilgi olup olmadığının sorulduğunu düşündük ve arkadaşlar bu yazıyı
hazırladı, ben de imzaladım. Öyle hatırlıyorum. Ben daha önce
arşivdeki bilgileri zaten soruşturma makamlarına iletmiştim.”
Bunun üzerine Savcı Doğan, Yılmazer’in bir özel TV kanalında,
“Dink’in çok açık şekilde tehdit altında olduğu belliydi,
görülüyordu. Bunu İstanbul Emniyeti de biliyordu, valilik de
biliyordu, MİT de biliyordu” dediğini belirterek, “Peki siz
azınlıklardan sorumlu Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube
Müdürü olarak Dink’in açık ve yakın tehlike altında olduğunu
bilmiyor muydunuz” sorusunu yöneltti. Yılmazer ise “Dink’in o
dönemde bir tehdit atmosferi içerisinde olduğunu biliyordum”
demekle yetindi.