Ali Fuat Yılmazer'den dinlemeler için bomba açıklama!
Gülen Cemaati'nin karakutusu olduğu iddia edilen Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dinlemelerle ilgili olay yaratacak bir açıklama yaptı.
22 Temmuz paralel yapı operasyonu kapsamında tutuklanan eski
İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Hürriyet
gazetesinde ‘VIP Kulak’ başlığıyla çıkan ve ünlü isimlerin
dinlediği haberiyle ilgili açıklama yaptı.
Yılmazer, dinlemelerin mahkeme kararı ve yasalara uygun yapılan
olarak yapıldığını iddia etti.
DİNLEMELERİN İFŞA EDİLMESİ SUÇ İDDİASI
Ali Fuat Yılmazer, avukatı Hüseyin Ataol aracılığıyla açıklama
yaptı. 3 Aralık 2014 günü Hürriyet gazetesinde yayımlanan ‘Dinlenen
isimler’ başlıklı haber ile ilgili açıklama yapma zarureti
doğduğunu belirtti.
Avukat Ataol, haberde müvekkilinin hedef alındığını kaydetti.
Haberde yer alan bilgilerin toplumu yönlendirici nitelikte ve
maksatlı olarak manipüle edilmiş olduğunu ifade eden Ataol, “Her
şeyden önce belirtmek gerekir ki; yapılan dinlemeler 2559 sayılı
yasa kapsamında yapılmış kanuni işlemlerdir. Burada suç olan
istihbari dinlemelerin ifşa edilmesidir ve yasaya göre bu suç
savcılar tarafından resen araştırılması gereken bir suçtur”
dedi.
Müvekkili ile ilgili yürütülen gerek idari gerekse adli
soruşturmada, yapılan istihbari dinlemeler arasından yalnızca
medyatik ve belirli isimlerin ön plana çıkarıldığını kaydeden
Ataol, müvekkilinin kamuoyu nezdinde peşinen suçlu kabul
edilmesinin amaçlandığını savundu.
HEDEF ALINIYOR İDDASI
Bahsi geçen dinlemelerin sadece Yılmazer döneminde olduğu gibi bir
algı oluşturulmaya çalışıldığını vurgulayan Ataol, araştırmaya tabi
tutulan dönemin de sadece müvekkili Yılmazer ve diğer
müvekkillerinin çalışmış olduğu dönemle sınırlı tutulduğunu
kaydetti. Ataol, araştırmanın yalnızca Yılmazer dönemi ile sınırlı
olmasının, müvekkilinin siyasi irade tarafından açıkça hedef
alındığının bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Dinlenen kişilerin yaptıkları işler ve konumlarının yazılmamış
olmasının bir suç gibi gösterildiğini anlatan Ataol, yasal olarak
böyle bir zorunluluğun zaten söz konusu olmadığını belirtti. Yasa
koyucunun böyle bir düzenleme yapmamış olmasının hakimin vicdani
kanaatinin etkilenebileceği öngörüsünden kaynaklandığını
söyledi.
2559 sayılı yasa kapsamında yapılan istihbari dinlemelerde kimin
dinlenip kimin dinlenmeyeceği ile ilgili bir hiçbir sınırlama
bulunmadığını hatırlatan Ataol, bu durumun Devlet Denetleme Kurulu
raporlarında da mevcut olduğunu belirtti.
O KAYITLAR İMHA EDİLDİ Mİ?
Ataol, “Haberde yer alan isimler çeşitli istihbari kaynaklardan
(elemanlar, takip, ihbarlar, açık kaynaklar ve idari amirlerce
verilen talimatlar) alınan bilgiler ve yapılan analizler
neticesinde belirlenmiş ve netice itibariyle suça ilişkin olanlar
adli birimlere sevk edilmiş olmayanlar ise yasal süresi içerisinde
imha edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Haberin yapılış amacının Ergenekon Terör Örgütü soruşturmalarının
sulandırılması ve dönemin siyasi iradesinin bir dahli yokmuş
intibaı uyandırmaya yönelik olduğunu öne süren Ataol, “Halbuki o
dönemin siyasilerinin bu soruşturmalara ne denli destek verdiği
kamuoyunun malumudur.” değerlendirmesinde bulundu.
Ataol, haberin Mart ayında Star gazetesi’nde çıkan ‘7 bin kişi
dinlendi’ haberinin bir başka versiyonu olduğunu ve suç duyurusunda
bulunacaklarını kaydetti.