18 Eyl 2006 13:13 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

ALİ BULAÇ 'MODERN KADIN UCUZ VE KOLAY ULAŞILIR' HABERİ İÇİN HÜRRİYET'E ATEŞ PÜSKÜRDÜ

'Modern kadın kolay ulaşılabilir ve ucuz' sözleri nedeniyle eleştirilen Zaman yazarı Ali Bulaç, bugün köşesinden 'söylemek istediğini' yazdı.Hürriyet'i "Konuşmamdan iki cümleyi haber yapan Hürriyet" sözleriyle eleştirdi.

Kadına ve bilgiye ulaşmak

Şehit Seyyid Kutup Sempozyumu´nda yaptığım konuşma olay haline getirildi. Konuşmamın konusu, merhum Kutup´un görüşlerinden hareketle "terör" veya "radikalizm" üretilemeyeceği, böyle yapanların hem Seyyid Kutup´u hem İslamiyet´i yanlış yorumladıklarını anlatmak, bu arada merhumun "bilgi kavramı"na getirdiği derinliğe işaret etmekti.

Bazı köşe yazarları beni nasıl "Radikal İslam"ın savunucusu yaptılar, hayret doğrusu. Burada ya bilgisizlik var ya da kasıt. Ben 1987´den beri radikalliği eleştiriyorum. Konuşmamdan iki cümleyi haber yapan Hürriyet´te benim, "Bugün bilgi çok kolay ve ucuz ulaşılabilir hale geldi. Tıpkı modern kadın gibi! Modern kadına da bilgi gibi çok kolay ulaşılabilir." dediğimi yazdı. Bu iki kısacık cümle kıyametin kopmasına yetti. Giderek "örgütlü, sistemli" bir hal almaya başlayan tepkileri şu şekilde sıralamak mümkün: 1) Böyle şey mi olur, diyenler, 2) Bu sözler türbanlı olmayan kadınları namus yoksunluğuyla suçlamaktadır, diyenler, 3) Bu sözler Cumhuriyet´in modernleşme ve bu çerçevedeki kadın projesine yöneltilmiş ağır hakaretlerdir, karşılıksız kalamaz, diye tehdit edenler.

Bazıları medeni çerçevede eleştirdi, bazıları elektronik posta ile neyi kastettiğimi sordu, bunlara saygım var, hepsine cevap vermeye çalıştım. Diğer tepkileri şöyle sıralamak mümkün: 1) En ağır hakaretlerde bulunanlar, 2) Bana psikiyatrik tedavi önerenler, 3) Bu sözlerin bedelini ağır biçimde bana ödeteceğini söyleyenler, 4) Derhal pılımı pırtımı toplayıp bu ülkeyi terk etmemi söyleyenler, 5) Belden aşağı vurup olmadık iftira ve töhmette bulunanlar, aba altından sopa gösterenler. Giderek hoşgörüsüz, sığ, şiddet yüklü bir toplum haline geliyoruz. Bunları topluyor, avukatımla tasnif ediyorum. Sempozyumdaki konuşmanın metnini arz ederek bazılarıyla mahkemelerde bir araya gelme fırsatımız olacak.

Konuşmamda somut herhangi bir insan (kadın veya erkek) vurgusu yapmadan modern durum içinde bulunan "soyut insan"dan söz ettim. Burada ne tesettürlü ne açık, ne başını örten ne açan kadına en ufak bir imada bulundum. Başı açık yüz binlerce kadının da en az başörtülüler kadar iffetli, namuslu, kendi aile değerlerine bağlı ve gündelik hayatın zorluklarıyla mücadele halinde olduklarını biliyorum, aksini iddia edecek kadar densiz değilim. Benim ailemde, akrabalarım ve yakınlarım arasında çok sayıda başı açık var. Bu konu üzerinde yıllarca çalışmış biri olarak "modernlik" denen fenomenin "beşeri bir durum" olduğunu, inançlı-inançsız bütün erkek ve kadınların bu durumun içinde olduklarını biliyorum. Yani eğer salt modern kadına kolay ulaşılabiliyorsa, bu başörtülü kadın için de söz konusudur. İkincisi, konuşmada ben "kadının ucuzluğu"ndan söz etmedim, "kolay ulaşılabilirliği"nden söz ettim. Modernliğin krizi çerçevesinde çağımızda bilgi, kültür ve kadın, sistemli bir biçimde değersizleştirilmek isteniyor. "Bilginin değersizleştirilmesi"nden kastım, bilgeliğin ve bilincin yok olması, herkesin kolayca internetten elde ettiği "malumat"ı, "yüksek bilgi" zannedip yanılmasıdır. Bilginin bilgelik (hikmet) ve bilinçle buluşması lazım. "Kültürün değersizleştirilmesi" topçuların ve popçuların sanatçı konumuna çıkartılıp, magazin, dedikodu ve içi boş haberlerle toplumun aptallaştırılması, insanların gerçek sorunları üzerinde düşünmekten alıkonulmasıdır. Magazin kültürünün öne çıkardıkları "sanatçılar" ise, gerçekten büyük şair ve edebiyatçılara, ressam ve