12 Mayıs 2009 08:10 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:41

ALİ BULAÇ GÜLDÜ,BÜLENT ERSOY KÖPÜRDÜ!..ZAMAN YAZARI "ERKEKLİK" KONUSUNDA ERSOY'U NASIL KIZDIRDI?..

Bülent Ersoy, telefonla katıldığı programında gazeteci Ali Bulaç ve Kültür Bakan'ı Ertuğrul Günay'a çok sert sözler söyledi...


CNNTURK'te Reha Muhtar'ın sunduğu 'Çok Farklı' programında, Ertuğrul Günay'ın bir süre önce Zeki Müren ve Bülent Ersoy ile ilgili yaptığı yorum konu edildi.


Günay, ''Nice yalanlar gördük. Ben bir yıl hatırlıyorum, Zeki Müren Türkiye'nin en büyük erkek sanatçısı, Bülent Ersoy ise en büyük kadın sanatçısı seçilmişti, böyle absürd, dramatik, toplumun aklının karıştırılmaya çalışıldığı dönemlerden geçtik'' diye konuşmuştu. Bülent Ersoy ise yaptığı açıklamada Günay'ın bu sözlerine 'bağnaz' olarak nitelemişti.


CNNTURK'teki programa, bu konuyla ilgili açıklama yapmak üzere telefonla bağlanan Bülent Ersoy, yayına alınmadan bir süre önce programın konuğu Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın sözlerine sert tepki verdi. Bulaç, "Ben Bülent Ersoy'un annesinin şöyle dediğini hatırlıyorum; 'Benim oğlum bir erkekti ve eğilimleri de erkekçeydi. Onu basın bu hale getirdi.' Yani o kadar çok teşvik edilmiş ki 'Sen kadınsın, sen kızsın, senin kızlık duyguların çok daha önde.'" şeklinde konuşmuştu.


Bülent Ersoy, Ali Bulaç'ın bu sözlerine çok sert tepki verdi. Bulaç'ı sorularıyla sıkıştıran Ersoy, bu konuyu mahkemeye götüreceğini ifade etti. Bülent Ersoy şöyle konuştu:


İSPATA DAVET EDİYORUM


"Aslında çok gerginim ama kendimi frenlemeye mecbur hissediyorum. Annemle ilgili bir yorum yapılmış. Annem bir şeyler söylemişmiş güya. Benim çocuğum şöyle oldu da böyle oldu da böyle olmuşmuş. Benim annem, olmayan bir şeyi söylemez. Bunu hiç bir anne telaffuz etmez. Ben Ali Bulaç Bey'i bunu ispata davet ediyorum. Bunu söylediği gibi ispat etmekle yükümlüdür ve bu ispatı kendilerinden hakikaten istirham ediyorum. Ali Bulaç beyefendinin bunu ispat etmesi gerekir ve ben kanuni haklarımı da bu hususta kullanacağım. Allah'a şükür ki anneciğim hayatta, böyle bir şeyi asla söylemez, söylediyse de bunun kayıtlarını, neye istinaden söylendiğini kanuni haklarımı koruyacağım durumlarda ortamlarda kendisi bunu ispat etmelidir, edecek. Çünkü kanuni haklarını kullanacağım."


BÖYLE BİRŞEY YOKSA ASLOLAN BEYANIDIR


Ersoy'un bu sözlerinden sonra Ali Bulaç, "Ben ne Bülent Hanım'a ne de muhterem annesine herhangibir isnatta bulunmak istemedim. Veyahut da küçük düşürücü bir şeyler de söylemeyi amaçlamadım, hakaret de etmedim. Ayrıca Türkiye'nin özellikle Türk Sanat Musikisi konusunda hakikaten zevkle dinlediğim bir sanatçı olduğunu da söylemeliyim. İkinci bir özelliği de Türkçeyi de çok iyi kullanan bir sanatçımız aslında. Benim aklımda, çok geçmiş zamanda Bülent Hanım yeni yeni sahneye çıkarken, kamuoyunun dikkatini çekerken basında böyle bir şey okuduğumu hatırlıyorum. Ben bunu araştıracağım tabi, inşallah bulacağım. Böyle bir şey yoksa aslolan beyandır. Ben onu düzeltiyorum... Benim de kastım zaten hakaret etmek değil. Sadece şu çerçevede söyledim; medya ve basın kültürel olarak insanları bu yönde etkiliyor... Yine de hukuki hakkını kullanmak isterse seve seve mahkemeye gideriz, ne yapalım?" diye konuştu.


NEDEN GÜLÜYORSUNUZ?


Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç'ın bu sözlerinin ardından yüksek sesle gülmesi Bülent Ersoy'un tepkisine neden oldu. Ersoy, "Burada niye güldünüz, neden güldüğünüz? Bu gülünecek bir mevzu değil. Son derece önemli bir konudur. Bilmediğiniz, duymadığınız, gerçekliği ispat edilmemiş bir konuyu gayet güzel aktarabiliyorsunuz Sayın Bulaç? Bunu neye istinaden emin olmadan söyleyebiliyorsunuz? Düşünün ki ben Sayın Muhtar'a ulaşamadım, kendimi ifade edemedim, o zaman ne olacak? Dinleyiciler ne diyecek? 'Bülent Ersoy'un annesi bunu söylemiş' diyecekler. Her seferinde, gelmişim kaç yaşına, bu yaşta hala daha bir şeyleri ispat etmekle mi ömrümü geçiştireceğim.... Benim anneciğim asla böyle saçma sapan konuşmaz... Ne şekilde dünyaya geldiğimi, nasıl geldiğimi anneciğim bilir... Ben bunu ifade edemeseydim herkes diyecekti ki 'Ne konuşuyorsunuz, zaten anası bile böyle söylemiş'. Benim annem böyle bir şey söylemez, çünkü anneciğim benim ne olduğumu çok iyi biliyor, bu bir kere külliyen yanlış" açıklamasını yaptı.


SORULARIYLA BULAÇ'I SIKIŞTIRDI


Ersoy, daha sonra Ali Bulaç'a bazı sorular yöneltti. "Hak Teâlâ'nın izni olmaksızın dünyada bir yaprak dahi kımıldar mı?" diye soran Ersoy, Bulaç'ın bir anlık beklemesi üzerine "Bu kadar niye düşünüyorsunuz?" diyerek sert çıktı. Ali Bulaç, "Soruyu anlamaya çalışıyorum?" dediğinde de "Neyi anlamaya çalışıyorsunuz? Allahu Teâlâ'nın izni olmadan bir yaprak dahi kımıldar mı?" diyerek sorusunu yöneltti. Dini bilgileri doğrultusunda bu konuda 3 görüş olduğunu anlatan Bulaç'a Ersoy, "Bunun 3 görüşü falan yok. Doğru bir tanedir" diyerek yine tepki verdi.


Gazeteci Ali Bulaç'a bu konuda bir kaç soru daha yönelten Bülent Ersoy, son olarak "Ruhu üfleyen kimdir? Beni kim yarattı?" diye sordu ve şöyle konuştu:


BANA SORULDU MU DÜNYAYA GELİRKEN!


"Benim ruhumu kim üfledi? Allah üfledi ve Rahman'ın nefesidir diyorsunuz. O zaman demek ki o nefes beni de üfledi dünyaya gelmedi, o dedi ve ben oldum. O zaman biz şimdi, tövbe Haşa o zaman Allah'ı mı sorumlu tutacağız? Veya niye beni Reha Muhtar veya Leman Sam gibi dünyaya getirmedin Ya Rabbi mi diyeceğiz? Böyle bir hakkımız var mı? Çünkü dünyaya gelmemizi bile bize sormuyorlar ki! Böyle bir hakkımız yok. Dünyaya gelişimizde bize 'Sen dünyaya ne şartlarda geleceksin veya gelmek istiyor musun?' diye bana soran oldu mu? Hayır. Burada Allah'ı sorguluyorsunuz. Lütfen, daha dikkatli olmanız gerekli diye düşünüyorum. Ben Allah'ı çok seviyorum. Allah'ın bütün kural ve kaidelerine de riayet ederek yaşıyorum.


İNSANLAR BEYNİYLE DÜŞÜNÜR BELDEN AŞAĞISIYLA DEĞİL!


Türkiye Cumhuriyeti hudutlarında yetişmiş en büyük iki isim var, siz ister kabul edersiniz, ister etmezsiniz. Biri Zeki Müren, biri Bülent Ersoy. Bu konuda hiç mütevazi olamayacağım. Ve bu ödülde bana cinsiyetim için verilmedi, tamamiyle bilgi birikimim ve sanatsal kariyerim için verildi. Sanatın cinsiyeti, dili, dini, ırkı olmaz ve insanlar beyinleriyle düşünürler, belden aşağılarıyla da değil. 21. yydayız, bu şekilde bağnaz düşünceler kimseyi bir yere götürmez. Sizin gibiler, isteseniz de istemeseniz de Zeki Müren, bir olgu, ben bir olguyum. Allah bana ne kadar ömür verdiyse bu hudutlar dahilinde yaşayacğım ve sanatımı icra edeceğim. Onun için birbirimizi sevsek de sevmesek de içimize sindirmek mecburiyetindeyiz.


GÜNAY ADINA ÜZÜLDÜM!


Bülent Ersoy, daha sonra, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın sözlerine de yanıt verdi. Bakan Günay'ın daha sonra yaptığı açıklamada kimseyi kırmak, üzmek istemediği sözlerine "Üzmek istememek ayrı, üzmek ayrı. Ben buna hiç üzülmem, ancak neye üzülürüm. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kültür Bakanlığı kendisine tevdi edilmiş olan bir bakanın ne yazık ki böylesine eğer haddimi aşmaz isem bu sözcüğü söylemeye mecburum, talihsiz açıklamayı yapışı bence hiç şık olmadı. T.C. devleti gibi Atatürkçü bir ülkede Kültür ve Turizm bakanlığı döneminde bulunan sayın bakan beyefendi şunu bilmelidir, herşeyden önce insan insandır. Artı insan yaradanın yarattığıdır... Ben Allahım'a elimi açarım, Allah'ımdan isterim, günah işlemişsem ondan af dilerim...Araya kimseyi sokmam...Hele ki bir Kültür Bakanı'nın böylesine talihsiz konuşmalar yapışı bence kültürel seviyesini gösteriyor" diye konuştu. (Televizyongazetesi)