24 Mar 2025 14:49 Son Güncelleme: 24 Mar 2025 15:22

Ali Babacan'dan İmamoğlu'nun tutuklanmasına tepki! ‘Rejim değişikliği var, bunu kabul etmeyiz…’

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına tepki göstererek, "Türkiye’de bir rejim değişikliği var, bunu hiçbirimizin kabul etmesi mümkün değildir. 'Makamdan kalkmayacağım' derseniz, insanlar meydanlarda ‘Buradayız’ der” ifadelerini kullandı.

İzmir’de partisinin iftar programına katılan ve gazetecilerle buluşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile sonuçlanan gelişmeleri değerlendirdi.

Babacan, şu mesajları verdi:

“MAKAMDAN KALKMAYACAĞIM DERSENİZ İNSANLAR MEYDANLARDA ‘BURADAYIZ’ DER”

“Sayın Erdoğan'ın daha birkaç hafta önce söylediği bir söz var. Ne dedi? Bu ne demek? Benim sağlığım ve ömrüm yettiği sürece bu makamdan kalkmayacağım demek… İlelebet oturamam, zaten bir gün ömrüm yetmeyecek diyor yani. Bu çok tehlikeli ve insanların umudunu kıran, demokrasiyle sandıkla bir değişimin mümkün olmayacağıyla ilgili de bir kanaate sürükleyen bir gerçek. Öyle olunca da vatandaşlarımız meydanlarda, bugün ana muhalefetin kurduğu sandıklarda ‘Biz buradayız’ dediler.

Enflasyona bakıyorsunuz, faizlere bakıyorsunuz, geçim sıkıntısına bakıyorsunuz, hayat pahalılığına bakıyorsunuz, her şey yokuş aşağı gidiyor. Dolayısıyla gençlerimizin ülkeyle ilgili umutlu olması için bir sebep yok, bir yaşanmışlıkları yok yani. Sürekli kötüye giden bir ülke ve değişmeyen bir iktidar, onları bunaltan, umutlarını karartan bir durum. Zaten bu kadar gencin birdenbire yollara, caddelere dökülmesinin en önemli sebebi, varsa bir küçük umut kırıntısı, bu umut kırıntısının da yok olması: ‘Yani galiba bu iktidar hiçbir zaman değişmeyecek, bu iktidar hiçbir zaman kendisine ciddi bir rakip görmek istemeyecek, ciddi bir rakip gördüğü anda da o rakibi bir şekilde engelleyecek…’

“PROTESTO HAKKI MEŞRU BİR HAK”

Dolayısıyla tabii ki itiraz edeceğiz. Tabii ki vatandaşlarımız, gençlerimiz meydanlara olacak. Protesto hakkı meşru bir hak, Anayasal bir hak. Barışçıl bir şekilde herhangi bir provokasyona kapılmadan, ki bu provokasyon iktidar tarafından da gelebilir; provokasyon bazı kalabalıklar arasında sızan münferit kişiler ya da örgütler tarafından da gelebilir. Dolayısıyla hiçbir şekilde provoke edilmesine izin vermeden barışçıl şekilde sesimizi yükseltip iktidara duruşumuzu göstermeniz millet olarak gerçekten çok çok önemli. Çünkü Ankara'da Külliye’yi görmüşsünüzdür. O külliyenin inşasıyla beraber o yüksek duvarlarla beraber artık vatandaşlarımızın sesini o külliyeden içeri duyması çok zorlaştı.

Çok da dikkatli olmak lazım. Çünkü meydanlarda olan vatandaşlarımız var ama özellikle belli bir yaşın üstündeki vatandaşlarımızın da bu sokak hareketleriyle ilgili hep korkusu vardır Türkiye'de. Yani o eski anarşi günleri var ya hani çok önce… O korku da vardır bazı vatandaşlarımızda. Dolayısıyla o korkuları depreştirecek görüntülerden de uzak durmak lazım. Bu bilinç sanırım toplumumuzda var. Yani ufak tefek şeyler görüyoruz bu sosyal medyada hani karşılıklı… Fakat büyük ölçüde de o barışçıl tutumu da sağlanma gayreti görüyoruz. O da bizi mutlu mutlu ediyor.

“SAYIN ERDOĞAN EKONOMİNİN ORTASINA SİS BOMBASI ATTI”

Sayın Erdoğan ne yaptı? Aslında salı gününden bu yana bir sis bombasını attı ekonominin ortasına. Herkes sisli havada bu sefer işlerini yavaşlatır. Kimse hızlanmaz. Giderim bir yere çarparım, önümde duran bir arabaya çarparım, bir kamyonun altına gidelim diye herkes yavaş yavaş ilerler. Ne olacağı belli değil… Dolayısıyla şu anda bütün ekonomik aktörler sisli havada araba kullanır gibi yavaşladı. Bu ekonomiyi yavaşlatır nihayetinde. Çünkü öngörülebilirliği ortadan kaldırdı. ‘Ya bu da olmaz kardeşim’ diyeceğiniz bir şey kalmadı memlekette yani. Herkesin her an mal varlığına el koyulabildiği, her an ileri şekilde müdahalelerde bulunabildiği, belediye başkanlarının ‘Kalk oradan benim kayyumum oturacak’ diye bir anda seçilmiş belediye başkanlarının yönetiminden alması, görevinden alması gibi gerçekten son derece yanlış ve öngörülebilmesi zor bir ortama girdik. Böyle bir ortamda ekonomi büyümez, ekonomik sorunlar çözülmez. Allah korusun daha kötüsü olabilir yani.

"ÜLKEMİZİN POLİSİ EVLADIMIZDIR”

Tabii ki ülkemizin polisi bu ülkenin evladıdır. Talimat ne geliyorsa onu yapmaktadır. Yani oradaki talimatın gereğini yapan görevli arkadaşlarımızla alakalı da dikkatli, özenli olmak lazım. Yani kimsenin sağlığına, canına bir zarar gelmeden ümit ediyorum ki bu yüksek ses Külliye'den içeriye duyurulur.

“MİLLİ TAKIMIMIZ A LİGİ’NE ÇIKTI; DEMOKRASİ VE HUKUKTA DA HEDEFİMİZ A LİGİ OLMALIDIR”

Takımımız A Ligi'ne çıktı. Gerçekten Türkiye'nin zor bir gününde morallerin çok bozuk olduğu, herkesin ülkenin yarınlarıyla ilgili umudunu yitirmeye başladığı bir günde gerçekten güzel bir haber oldu bu... Evet Avrupa'da A Ligi'ne çıktı milli takımımız ama tabii ki Türkiye'nin hedefi demokraside A Ligi olmak, hukukta A Ligi olmak... Ekonomide de nihayetinde A Ligi'nde olmak... Asıl görmemiz gereken tablo bu.”