23 Nis 2012 16:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:34

ALİ ATIF BİR'DEN ESKİ GAZETESİNE ÖVGÜ

Ali Atıf Bir, Bugün'deki köşesinde eski gazetesi Hürriyet'i ele aldı ve değişim rüzgarlarından övgüyle bahsetti.

Gazetelerde değişim rüzgarı

Türk basınında en fazla reklam gelirine sahip olması nedeniyle gelecek senaryoları çalışarak ilkleri başlatan gazete çoğu zaman Hürriyet olmuştur.

Bu geleceğe hükmetme çabaları Vuslat Doğan Sabancı liderliğinde daha da arttı.

Vuslat Hanım'ın ABD'de aldığı eğitim gereği "medyada değişime, medya ekonomisine" ayrı bir ilgisi vardır. Bu nedenle de "yazı işlerini" sürekli yeniliklere karşı değişim konusunda zorlar.

2000-2007 arasındaki stratejik çalışmalarda benim de tuzum vardır. O dönemde sürekli "arama" toplantıları yaparak gazete içeriğinde değişikliklere gidiliyordu. Hatta zaman zaman yazı işlerine "iletişim, yaratıcı yazarlık, iletişim kuramları" dersleri verdiğim de olmuştu.

Hürriyet hâlâ "gelecek senaryoları" ile gazeteye yön vermeye devam ediyor. Öğrendiğime göre son aldıkları karar sonucunda internetteki Hürriyet ile kâğıt Hürriyet'in ekiplerini birleştirmeyi ve "dijital-kâğıt yakınsamasını" yapmaya karar vermişler.

Bunun temel nedeni geleneksel gazeteciliğin getirdiği durağanlığı, sığlığı ortadan kaldırmak ve dijitalin olanaklarına, derinliğine şimdiden hakim olmak. Üst neden ise azalan gazete reklam gelirleri dijitale kayarken buradan daha fazla pay almaya hazır olmak ve tabii ki tasarruf!

Hürriyet'in aldığı diğer bir karar ise diğer gazetelerle haber açısından farklılaşabilmek için "özel habere" daha fazla yüklenmek. Örneğin alınan karar gereği bundan sonra Hürriyet'in ekonomi sayfalarında işletmelerin basın bültenlerinden gelen haberlere yer verilmeyecekmiş, bu haberler sadece internette yer alacakmış. Eğer "özel haber" diye girilen bir haber başka gazetelerde yer alırsa da o işletmeyle, markayla, firmayla gemiler yakılacakmış!

"Ambargo" kısmını bir yana bırakırsak bu karar doğru bir karar ama kuşkusuz maliyetli bir karar. "Özel haber" demek harcama demektir. "Haberi" yerinde takip etmek maliyet demektir.

Ancak artık gazetelerin geleceği gerçekten "özel haberlerde", bu haberlerin derinliğine işlenmesinde, görselin ve videonun gücünü habere katmakta ve diğer alanlardan tasarruf edip bu maliyetlere katlanmakta...
Dijital dönüşümün tam olarak kâğıt gazeteyi bitirip bitirmeyeceğini bilmiyoruz. Banner, video, adwords ya da viral reklamların basın reklamının yerini tutup tutmayacağını bilmiyoruz. İnternet reklamcılığındaki "targeting" üstünlüğünün internet gazeteciliğini nasıl dönüştüreceğini de bilmiyoruz.

Ancak özellikle gazetelerin sadece "basın bülteni" gazeteciliği yapıp okuyucunun hiç ilgilenmeyeceği haberlerle gazete çıkarmasının bireysel bazda bu süreci hızlandıracağını söyleyebiliriz.
Hürriyet'te hâlâ dokunulmayan şey köşe yazarı. Dijital-kâğıt yakınsaması köşe yazarlarının önemini kaybettirmiyor. Türk toplumunun "analitik düşünmeyi" sağlayamayan eğitim sistemi, "akıl hocasından" öğrenme kültürünü kutsadığı için uzun bir süre daha köşe yazarları köşe olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Şunu da söyleyeyim; bizim gazete BUGÜN hem internetin hem de "özel haberin" önemini geçen yıl çok iyi kavramış ve düğmeye basmıştı. Bu tavrı da BUGÜN'ü ortalama 100 bin satışa kadar getirdi. Biraz daha kadına yönelik kültürü ve haberin eğlence tarafını tamamlarsak ilk beş gazete arasına girmemize az kaldı.

İnternet-kâğıt etkileşimi için de yakında Akın Bey'in düğmeye basacağına inanıyorum. Onun içindeki yenilikçi ve değişimci, iz bıraktırıcı güç hiç ama hiç durmuyor. Ne demek istediğimi "Altın Koza Üniversitesi" bitsin herkes yakından öğrenecek. (Angel's Peninsula'yı görmedinizse mutlaka görün, en azından üniversiteyi görünce bir yerinize inme inmez!)

Ali Atıf BİR / BUGÜN