02 Mar 2007 13:38
Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46
ALEV ER NEDEN GÖREVDEN ALINDI POLEMİĞİ!.. SÜHEYL BATUM'UN İDDİALARINA AHMET KEKEÇ NET YANIT VERMEDİ!..
Vatan Yazarı Süheyl Batum, Star Gazetesi'nin yayın yönetmeni Alev Er'in Adalet Bakanı'nın baskısıyla görevinden alındığını yazdı. Star'ın başındaki Ahmet Kekeç buna itiraz etti. Medyaradar tartışmaya arşivden çıkardığı bir yazıyla katıldı.
Seni Şöyle Alalım Süheyl Batum
Peşinen söyleyeyim, buradaki `sen´ vurgusunun mesafesizlikle ilgisi yok; mesleğinde saygın ve seçkin bir isimdir Süheyl Batum, saygısızlık yapmak aklımın ucundan dahi geçmez.
Sadece bir vurgu... Siz bunu iki yetişkin insanın halleşmesi olarak da değerlendirebilirsiniz.
Dün bir televizyon kanalında izledim. İzleyince üzüldüm.
Saygın ve seçkin bir isim olan değerli anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum, 28 Şubat´tan ve `özgürlüksüzlükler ortamı´ndan bahisle, sözü iktidarın uyguladığını varsaydığı baskılara, oradan da star gazetesine getirdi.
Burası öyle bir ülkeymiş ki, Cemil Çiçek´i manşetten eleştiren bir genel yayın yönetmeninin (Alev Er´in) işine son verilebiliyormuş, kimselerin de gıkı çıkmıyormuş.
Ben Batum´un bu kadar dolu olduğunu, özgürlük meselesini bu kadar dert edindiğini bilmiyordum.
Taraflar bu konuda bir açıklama yapmadıkları için, susma hakkımı kullanıyorum. Söyleyeceğim her şey sündürme olacak... Sadece, Alev Er´le ilgili kişisel kanaatimi söyleyebilirim.
Birincisi, tanıdığım en düzgün, en `ahlaklı´ gazetecilerden biriydi.
İkincisi, okul gibiydi.
Hepimiz, bütün çalışanlar, ondan çok şey öğrendik, ona çok şey borçlandık. Keşke beraberliğimiz devam etseydi. Ne yazık ki olmadı. Bir gün, bütün yolların tüketildiği söylendi ve ortaya hiç kimsenin hoşnut olmadığı böyle bir sonuç çıktı.
Fakat, konu hakkındaki bilgisini nereden edindiğini merak ettiğim değerli profesör sündürme hakkını tepe tepe kullanıyor ve bunu `yargı´ya dönüştürebiliyor.
Nereden biliyor Alev Er´in niçin ayrıldığını ya da ayırtıldığını?
Öne sürdüğü varsayım doğruysa, Alev Er´den sonra yayımlanan `Cemil Çiçek aleyhtarı´ haberleri ve atılan manşetleri nasıl açıklıyor? Kalanların da aynı akıbete uğrayacaklarını mı söylemeye çalışıyor?
Nedir?
Madem konu özgürlüklerden açıldı... Benim de değerli profesöre soracaklarım var.
Bu kadar özgürlük düşkünüydünüz de, bir `sansür ve denetleme mekanizması´ olarak devreye sokulan 28 Şubat yaptırımlarına neden karşı çıkmadınız?
Neden `Andıç´la ilgili bir tek yazı yazmadınız?
Gazetelerini Genelkurmay resmi bültenine dönüştüren medya patronlarıyla ilgili neden bir tek itiraz cümlesi geliştirmediniz?
Özel üniversitelerdeki başörtüsü uygulamasıyla (yahut talebiyle) ilgili bir açıklamanızı hatırlıyorum.
Ki, yasağın sürmesinden yana tavır koydunuz.
Bu üniversitelerin yasak kapsamı dışında tutulması gerektiğini söyleyenlere de `kanunları´ hatırlattınız. `Vakıf üniversitesi demek bakkal dükkanı demek değildir. Devlet üniversiteleri hangi kurallara bağlıysa özel üniversiteler de o kurallara bağlıdır´ dediniz.
Konu, acaba, `bakkal dükkanı´ diye istihfafla karşılayacağınız ve yaptığınız amiyane benzetmenin keyfini süreceğiniz kadar basit, önemsiz bir konu muydu?
Madem özgürlüklere bu kadar düşkündünüz, hiç değilse ortadaki makul çözüm önerisine katkıda bulunacak bir cümle, fazla değil, bir tek `cümlecik´ sarfetseydiniz.
Bunu da yapmadınız.
Belli bir çevreyi zor duruma düşüreceğini düşündüğünüz için Alev Er´e sahip çıkıyor görünüyorsunuz ama, `söylemleriniz´ ve `duruşunuz´ itibariyle Cemil Çiçek´in temsil ettiği değerler sistemine daha yakın duruyorsunuz.
Peşinen söyleyeyim, buradaki `sen´ vurgusunun mesafesizlikle ilgisi yok; mesleğinde saygın ve seçkin bir isimdir Süheyl Batum, saygısızlık yapmak aklımın ucundan dahi geçmez.
Sadece bir vurgu... Siz bunu iki yetişkin insanın halleşmesi olarak da değerlendirebilirsiniz.
Dün bir televizyon kanalında izledim. İzleyince üzüldüm.
Saygın ve seçkin bir isim olan değerli anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum, 28 Şubat´tan ve `özgürlüksüzlükler ortamı´ndan bahisle, sözü iktidarın uyguladığını varsaydığı baskılara, oradan da star gazetesine getirdi.
Burası öyle bir ülkeymiş ki, Cemil Çiçek´i manşetten eleştiren bir genel yayın yönetmeninin (Alev Er´in) işine son verilebiliyormuş, kimselerin de gıkı çıkmıyormuş.
Ben Batum´un bu kadar dolu olduğunu, özgürlük meselesini bu kadar dert edindiğini bilmiyordum.
Taraflar bu konuda bir açıklama yapmadıkları için, susma hakkımı kullanıyorum. Söyleyeceğim her şey sündürme olacak... Sadece, Alev Er´le ilgili kişisel kanaatimi söyleyebilirim.
Birincisi, tanıdığım en düzgün, en `ahlaklı´ gazetecilerden biriydi.
İkincisi, okul gibiydi.
Hepimiz, bütün çalışanlar, ondan çok şey öğrendik, ona çok şey borçlandık. Keşke beraberliğimiz devam etseydi. Ne yazık ki olmadı. Bir gün, bütün yolların tüketildiği söylendi ve ortaya hiç kimsenin hoşnut olmadığı böyle bir sonuç çıktı.
Fakat, konu hakkındaki bilgisini nereden edindiğini merak ettiğim değerli profesör sündürme hakkını tepe tepe kullanıyor ve bunu `yargı´ya dönüştürebiliyor.
Nereden biliyor Alev Er´in niçin ayrıldığını ya da ayırtıldığını?
Öne sürdüğü varsayım doğruysa, Alev Er´den sonra yayımlanan `Cemil Çiçek aleyhtarı´ haberleri ve atılan manşetleri nasıl açıklıyor? Kalanların da aynı akıbete uğrayacaklarını mı söylemeye çalışıyor?
Nedir?
Madem konu özgürlüklerden açıldı... Benim de değerli profesöre soracaklarım var.
Bu kadar özgürlük düşkünüydünüz de, bir `sansür ve denetleme mekanizması´ olarak devreye sokulan 28 Şubat yaptırımlarına neden karşı çıkmadınız?
Neden `Andıç´la ilgili bir tek yazı yazmadınız?
Gazetelerini Genelkurmay resmi bültenine dönüştüren medya patronlarıyla ilgili neden bir tek itiraz cümlesi geliştirmediniz?
Özel üniversitelerdeki başörtüsü uygulamasıyla (yahut talebiyle) ilgili bir açıklamanızı hatırlıyorum.
Ki, yasağın sürmesinden yana tavır koydunuz.
Bu üniversitelerin yasak kapsamı dışında tutulması gerektiğini söyleyenlere de `kanunları´ hatırlattınız. `Vakıf üniversitesi demek bakkal dükkanı demek değildir. Devlet üniversiteleri hangi kurallara bağlıysa özel üniversiteler de o kurallara bağlıdır´ dediniz.
Konu, acaba, `bakkal dükkanı´ diye istihfafla karşılayacağınız ve yaptığınız amiyane benzetmenin keyfini süreceğiniz kadar basit, önemsiz bir konu muydu?
Madem özgürlüklere bu kadar düşkündünüz, hiç değilse ortadaki makul çözüm önerisine katkıda bulunacak bir cümle, fazla değil, bir tek `cümlecik´ sarfetseydiniz.
Bunu da yapmadınız.
Belli bir çevreyi zor duruma düşüreceğini düşündüğünüz için Alev Er´e sahip çıkıyor görünüyorsunuz ama, `söylemleriniz´ ve `duruşunuz´ itibariyle Cemil Çiçek´in temsil ettiği değerler sistemine daha yakın duruyorsunuz.