"AL FATİH ALTAYLI'YI KARŞINA.İŞTE SANA,"KÜRRE-İ ARZIN MERKEZİ." FATİH ALTAYLI'YA "EGOSANTRİK" BENZETMESİNİ KİM,NEDEN YAPTI?..
Hani Jules Verne "Arzın Merkezi"ne ulaşmak için kahramanlarını yerin bin kat dibini indiriyor ya; gerek yok arkadaş. Al Fatih Altaylı'yı karşına. İşte sana, "Kürre-i arzın merkezi." O kadar yani.
BU KADAR DA OLMAZ Kİ KARDEŞİM!
Habertürk'te her Çarşamba akşamı olaylara çarpıcı yorumlar getiriyor. Habertürk'ün internet sitesi'nde köşe yazıları yazıyor. Yorumlarını orada da yüce Türk milletinden esirgemiyor.
Sizi bilmem, ben izliyor ve okuyorum. Sert, köşeli, yürekli izlenimi veren üslubunu seviyorum. Pek çok fikrim uyuşmasa da sunumunu, satışını beğeniyorum. Ama bu kadar da, (hadi bir entel laf da ben edeyim) "egosantrik" olunmaz ki kardeşim!
Hani Jules Verne "Arzın Merkezi"ne ulaşmak için kahramanlarını yerin bin kat dibini indiriyor ya; gerek yok arkadaş. Al Fatih Altaylı'yı karşına. İşte sana, "Kürre-i arzın merkezi." O kadar yani. Ne olmuş, ne bitmişse, o herkesten önce ya yazmış veya söylemiştir.
Yani, bırak Türkiye'yi dünya Fatih Altaylı'ya kulak verse, memleket güllük gülistanlık, gezegenimiz süt liman olacak! Bu tarz kendi bileceği iş. Kimi komik bulur, kimi "satışı iyi" diye "10, 10 10, tam puan" verir. Ama üslupta kantarın topuzu kaçınca ayıp olur.
Geçenlerde, "Milliyet ilginç bir gazete. Bir anlamda fil mezarlığı gibi. Unutulmuş köşe yazarlarının son durağı" cümlelerini okuyunca yalan yok; içim burkuldu. Bir gazeteci meslektaşlarına böyle bir yakıştırmayı nasıl reva görür? Görebiliyor demek ki. Bir arkadaşı aramış da, "Okudun mu, Melih Aşık sana geçirmiş" demiş de Fatih Altaylı şaşırmış.
"Öyle bir yazar vardı Milliyet'te. O hâlâ yazıyor mu" diye sormuş." Yazıyor" cevabı alınca yine şaşırmış. "Son olarak yıllar önce okumuştum. Oğlu evlenmişti. Köşesinde oğlunun düğününü anlatıyordu" diye yazmış. Sonra Doğan Grubu gazeteciliğini eleştirmiş. İyi de etmiş.
Eleştirmek tamam. Sertlikse (bir gün adama 'mülayim olsan ne yazar' demeleri tehlikesi olsa da) ona da eyvallah ama bir meslektaşa "Amca" mamca gibi nitelemeler "üst düzey" bir yayıncıya yakışmıyor pek. Ya yıllarını mesleğine vermiş insanlara saygı?
"Ben duymam arkadaş" diyorsan o başka. O zaman "amca"n da, "Fatih Bey gazete okumaması bir yana, neyi ne zaman okuduğunun da farkında değil. Bizim oğlan yıllarca önce değil, üç hafta önce evlendi. Yıllarca öncesi ile üç hafta öncesini karıştırması, Fatih Bey açısından ciddi bir sağlık sorununa işaret ediyor" deyiverir işte.
Ceyhan Altınyelek/BUGÜN