''AL BU KİLİMİ... SENDE AL BU PLAKETİ...'' ALTAYLI ÇILGINA DÖNDÜ!
Tüm Türkiye'nin tepki gösterdiği olay, Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'yı kızdırdı!
Habertürk gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı bugünkü
yazısında, cephanelik patlamasında şehit olan 25 asker için Afyon’a
giden Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile vali arasında yaşanan
hediyeleşme merasimini kaleme aldı.
Yazısının başlığını ’Al bu kilimi... Sen de al bu plaketi...’
şeklinde atan Altaylı, "Onlara emanet 25 evlat boku bokuna ölmüş.
Onlar hediye alışverişinde.
"Al bu plaketi" diyor Genelkurmay Başkanı olan. Vali de "Al bu
kilimi" diyor.
Bir de Afyon kaymağı verseydi şahane olurdu. Hem de duble kaymaklı
olurdu. Aklına gelmemiş valinin herhalde. Ne yapacaklarını söylemek
geçiyor içimden ama söylemeyeyim, siz anlayın." ifadelerine yer
verdi.
İşte Altaylı’nın o yazısından bir kesit;
Ben "Asabım bozuk" diyorum ama adamlara yetmiyor.
"Asap bozukluğu yetmez, delir" diyorlar. Sonunda delireceğim. Hatta
hep beraber delireceğiz. Bu kadar utanmazlık, bu kadar aymazlık, bu
kadar vurdumduymazlık, bu kadar...
"ÖLDÜRMÜŞLER BESBELLİ"
Tövbe tövbe... 25 evladımız ölmüş. Öldürülmüş. Hepsi adam.
Analarının, babalarının gözbebeği. Gece yarısı kamyon farıyla
cephane taşıtmışlar çocuklara. Öldürmüşler besbelli. Ve besbelli
ki, henüz ölmemiş olanlar şansa yaşıyor. Genelkurmay Başkanı, 25
evladımızı öldürdükleri yere gidiyor ziyarete.
Kendisini vali ağırlıyor. Vali dediğimiz de, olayın olduğu gece
televizyona çıkıp "Yok önemli bir şey. 9 yaralı var" diyen vali.
Genelkurmay Başkanı, valiye plaket veriyor.
"BİR EĞLENDİK, BİR MUTLU OLDUK"
Niyeyse. Vali de Genelkurmay Başkanı’na kilim. "Sayın Genelkurmay
Başkanım, vallahi şahane patlattınız cephaneliği. Bir eğlendik, bir
mutlu olduk" diyor sanki. Genelkurmay Başkanı da "İlk gece
şahaneydin valim. 9 yaralı diyerek bizi çok sevindirdin".
"25 EVLAT BOKU BOKUNA ÖLMÜŞ"
Onlara emanet 25 evlat boku bokuna ölmüş. Onlar hediye
alışverişinde.
"Al bu plaketi" diyor Genelkurmay Başkanı olan. Vali de "Al bu
kilimi" diyor.
Bir de Afyon kaymağı verseydi şahane olurdu. Hem de duble kaymaklı
olurdu. Aklına gelmemiş valinin herhalde. Ne yapacaklarını söylemek
geçiyor içimden ama söylemeyeyim, siz anlayın. Sonra bir bakan
çıkıyor diyor ki: "Hindistan’da ve Pakistan’da da bunlar oldu."
HİNDİSTAN VE PAKİSTAN ÖRNEĞİ
Doğru oldu. Suimisali mi emsal alacağız? Oralarda öküze de
tapıyorlar. Öküze de tapalım mı mesela! Bakan Bey’e hatırlatmak
isterim, başka örnekler de var.
Kıbrıs Rum Kesimi mesela. Beğenmediğimiz, küçümsediğimiz, "Kesim"
diye kestirip attığımız Kıbrıs Rum Kesimi. Pakistan’ı, Hindistan’ı
bilmem ama birkaç sene önce orada da cephanelik patladı. 2009’da.
11 Temmuz günü.
Orada ne yapıldığını hatırlıyor mu gözümüze Hindistan’ı sokan
bakan.
Hatırlamaz, çünkü işine gelmez. Ben söyleyeyim ne yapıldığını.
Kıbrıs Rum Kesimi’nde cephanelik patlayıp 12 kişi ölünce, bizde
Genelkurmay Başkanı yerine geçen Rum Milli Muhafız Ordusu Komutanı
Petros Çalikidis ve Savunma Bakanı Kostas Papakostas hemen istifa
ettiler. Dışişleri Bakanı da bir süre sonra. O örnek örnek değil de
Pakistan ve Hindistan mı örnek!
NEDEN AB’YE ÜYE OLAMIYORUZ?
Sonra soruyoruz kendimize, "Biz niye AB üyesi değiliz de Kıbrıs Rum
Kesimi AB üyesi?" diye. Anladınız mı neden? AB üyeliği için
gelişmişlik kriteri var. Biz bu gelişmişliği yıllardır ekonomide,
ihracatta, sanayide, duble yolda, köprüde aradık. Ama AB’nin
gelişmişliği başka yerde. Cepte, cüzdanda değil. Omuzların
üzerinde. Kafada. Kilimde, plakette hiç değil.