12 Eki 2013 17:55 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:42

AKŞAM'DAN KOVULAN MUHABİR, KÖŞE YAZARI OLARAK GERİ DÖNDÜ!

Akşam'da işten atılan tek muhabir olan Ali Ekber Ertürk, medya dünyasına bu kez "köşe yazarı" olarak döndü.

TMSF’nin el koymasından sonra Akşam’da işten atılan tek muhabir olan Ali Ekber Ertürk, medya dünyasına bu kez "köşe yazarı" olarak döndü.

Gezi sürecine, sosyal medyadaki yazılarıyla destek veren ve bu konuda "Güneşin Evlatları" diye kitap da yayınlayan Ertürk’ün işine, geçen ay son verilmişti.
Ertürk, Yurt Gazetesi Ankara Bölge Eki’nde Pazar, Çarşamba ve Cuma günleri "Ses" adını verdiği köşesinde okuyucularla buluşacak.

İşte Ertürk’ün, Yurt Ankara ekinde bugün yayınlanan ilk yazısı:

"Yurt’tan merhaba!
8 yıl emek verdiğim Akşam Gazetesi’ne TMSF’nin –dolayısıyla iktidarın- el koymasıyla birlikte bu gazeteyle yollarımın ayrılmasının ardından bir süre kendime zaman ayırdım. Hiç birşey yapmayacak, herhangi bir basın organıyla temasa geçmeyecektim. Yeni yol haritamı da bu ay içerisinde yaşama geçirmeye karar vermiştim.
Sizlerle yeniden, bu kez Yurt Gazetesi’nde buluşmama vesile olan ise, gazetenin sahibi Durdu (Özbolat) beyin nazik daveti oldu. Nitekim, iddialı bir çıkış yapmış; herhangi bir tarafa angaje olmadan, toplumsal muhalefet göreviyle yola çıkmış ve kısa zamanda da halk nezdinde kabul görmüş bir gazete –ve medya grubu- yaratmıştı. Durdu bey, gazetenin atılımda olduğunu, radyo ve TV yayıncılığıyla birlikte büyüyeceğini ifade etti. Grup, tümüyle basın emekçileri tarafından yönetilecek, ülkemizin en ciddi kanayan yarası olan "ihaleci medya patronluğu" oyunu oynanmayacaktı. Biz medya mensupları da bu oyunun "kiralık oyuncakları" olmayacaktık.
Ben de bu çerçevede, Yurt Gazetesi’nde çalışmayı, bu gazeteye "kendi cürmüm" kadar da olsa katkı sağlamayı uygun gördüm. Nitekim Yurt Gazetesi, demin de belirttiğim gibi, herhangi bir yere angaje olmadan, toplumsal muhalefetin en güzelini yapar bir konumda gelmişti.
Bunlara ek olarak, Ayşenur Arslan gibi benim "kahramanım" bir yazarla ve Akşam birlikte çalışmanın onurunu yaşadığım Hüsnü Mahalli’yle aynı adreste buluşmanın da dayanılmaz heyecanı içerisindeyim.
...
O ASLINDA HEPİMİZDEN DAHA ÖZGÜR
Tabi Yurt Gazetesi, henüz 2 yaşını doldurmadığı halde gerek yayın politikası, gerek yazar kadrosu ve en önemlisi de haberleriyle bugünkü etkili konumuna geldiyse, bunu gerçekleştiren asıl gizli kahramanı, Merdan Yanardağ’ı anmadan geçmek olmaz.
Masum insanların düzmece belgelerle intiharlara sürüklendiği, ne idüğü belirsiz "gizli tanıklarla" yuvaların yıkıldığı, insanların suçsuz günahsız yere yıllarca dört duvar arasına mahkum edilip, sonra hiç bir şey olmamış gibi "pardon, yanlışlık oldu" denilerek yüzsüzlüğün en utanç verici olanını boy gösterdiği bir ülkede ve tüm bunlara göz yuman bir adalet sisteminde Merdan Yanardağ’ın "içeride olması" çok şey ifade etmeyebilir.
Bu konuda sadece şunu söylemek istiyorum;
Böylesi bir ortamda "içeride" olmak ille de "tutsak" olduğunuz anlamına gelmez; "dışarıda" olmanın ille de "özgür olduğunuz" anlamına gelmeyeceği gibi.
Evet, hak-hukuk-adalet-vicdan ve centilmenliğin yerlerde süründüğü bir ortamda ben Merdan Yanardağ’ın içeride olmasını, bir "esaret" olarak görmüyorum.
Ne de olsa aslolan ruhların özgür olmasıdır. "
Asıl mesele baskı görüp görmeme, zulm edip etmeme meselesi değildir. Bana göre aslı mesele, o baskıya ve zulme boyun eğip eğmeme meselesidir. Ancak özgür ruhlu insanlar boyun eğmezler. Bundan dolayıdır ki Yanardağ, boynu bükük "sözde özgürlük" yerine, gerçek bir özgürlüğü tercih etmiştir ve onun bedelini ödemektedir.
Bizlere düşen de, var gücümüzle, O’nun ve O’nun gibilerin arkasında olduğumuzu hissettirmektir.
...
Evet. Haftanın 3 günü sizlerle bu köşede buluşacağız. Bu köşede, sizlerin "Ses"i olmaktan başka hedefimiz olmayacaktır. Bu köşe aslında, sizlerin köşesidir. Biz sadece, sizlerin tuttuğu "kalem" olacağız.
Sevgili halkımıza, ülkemizin içinde bulunduğu ve henüz tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmamış olan korkunç gidişatta düşen çok önemli bir görev var: Kendilerinden olana, kendi gazetelerine sahip çıkmak!
Bu yolda en büyük "yoldaşımız", halkımızın ve siz değerli okuyucularımızın gönülden destekleri ve iyi niyetleri olacaktır.
Bir dahaki yazımızda buluşmak dileğiyle!"