AKŞAM YAZARI NAGEHAN ALÇI KARABAĞ'DA ULUSLARARASI KRİZ YARATTI? ALÇI'NIN HANGİ SÖZLERİ KRİZE NEDEN OLDU?
Nagehan Alçı Karabağ'da öyle bir laf etti ki! Uluslararası bir kriz çıktı... İşte Alçı'nın sarfettiği o sözler...
Hangi gazeteci uluslararası kriz yarattı?
Aslında bu yazı şöyle başlayacaktı: 'Dört gündür telefonumun çekmediği, internetin günde belki yarım saat çalıştığı, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdeyim. İlginç hikayeler dinliyor, hakkında hep uzaktan konuştuğumuz bir yeri tam kalbinden izliyorum. Dünya çok gerilerde kaldı sanki. Yakında hepsini anlatacağım...'
***
Ancak ben ser verip henüz sır vermemeyi düşünürken bir de ne olsun? Bırakın yerimi birkaç günlüğüne açık etmemeyi, kendimi bir anda uluslararası bir krizin baş kahramanı olarak buluverdim!
***
En iyisi baştan anlatmak: Efendim, geçtiğimiz cumadan beri Stepanakert'teyim. Burası Dağlık Karabağ'ın başkenti. Azeriler şehre Hankendi diyorlar.
Küçücük bir yer. Şehirdeki iki otelden birinde kalıyoruz. Geldiğimizin ikinci günü resepsiyona bir telefon geldi. 'Artsakh televizyonundan arıyoruz. Şehrimize hoş geldiniz. Sizinle bir röportaj yapmak istiyoruz.'
***
Burası öyle küçük ve öyle hassas bir yer ki... 'Hayır' demek yanlış anlaşılır dedim kendi kendime. Kabul ettim. Röportajda 'Burası hakkında ne düşünüyorsunuz?' diye sordular, ben de 'Gördüğümüz kadarıyla burada sadece Ermeniler yaşıyor. Ermeni yönetimi var ve kurulu düzen oldukça yerleşik' dedim. Geçmişle ilgili ya da Karabağ'ın kime ait olması gerektiği ile ilgili herhangi bir açıklama yapmadım. Neden yapayım? Oraya gözlemde bulunmaya gitmişim, ahkam kesmeye değil!
***
Sonra bu röportaj televizyonda yayınlandı. Meğer orada herkes her akşam tek bir kanal seyredermiş! Bir gecede kazandığım şöhretin boyutunu sormayın gitsin! Ertesi gün sokakta beni herkes tanır oldu! Hatta gittiğimiz uzak köylerde bile insanlar çevremi sarmaya, 'televizyon, televizyon' diye bağırmaya başladılar...
***
Buraya kadar eğlenceliydi... Ancak ikinci gün işin rengi değişti. Bir anda mail kutuma yüzlerce nefret mektubu düşmeye başladı. Hepsi Azeri dostlardan geliyordu. Meğer benim röportajı Ermeni siteleri almış. Benim 'Burada sadece Ermeniler yaşıyor, Ermeni yönetimi var...' diyerek gördüklerimi anlatmaya çalıştığım cümleler evrilmiş çevrilmiş 'Karabağ yüzde 100 Ermeni toprağıdır' olmuş! Sonra bu Azeri ve Rus kaynaklarına ulaşmış. Etraf karışmış! Ben tek başıma dev bir krizin ana aktristi olmuşum!
***
Ne diyeyim, sevgili okurlar? Beni takip eden sizler derdimin ahkam kesmek değil, gördüklerimi anlatmak olduğunu biliyorsunuz.
***
Yakında 'uluslararası kriz kahramanı' değil, 'ilginç hikayeler toplayıp sizlere getiren gazeteci' olarak karşınızda olacağım! Görüşmek üzere!
Nagehan Alçı/Akşam