19 Ara 2014 11:16 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:00

Akşam yazarı Gülen ve Cemaate saydırdı: "Yalancı, iftiracı, riyakâr, komplocu..."

Akşam yazarı Kurtuluş Tayiz, 'Alimler ve Şarlatanlar' başlıklı köşesinde Gülen ve cemaati hakkında çok sert bir yazı kaleme aldı.

Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, bugünkü yazısında Fethullah Gülen'e demediğini bırakmadı.

Cemaatin ve muhalefetin gündemden düşürmediği 17 Aralık operasyonunu değerlendiren yazar, Gülen'i adeta top ateşine tuttu.

"Maskenin altından dünyevi hırslara teslim olmuş bir din adamı çıktı" diye yazan Tayiz, Gülen için "vicdansız, acımasız, yalancı, iftiracı, riyakâr, komplocu" nitelemesinde bulundu.

"DERİN ÇETENİN LİDERİ"

Sert eleştiriler bununla sınırlı değildi elbettte. Yazıda "Gülen'in dev bir istihbarat şebekesinin, "haşhaşiler" gibi gizli bir örgütün, derin bir çetenin lideri olduğu ortaya çıkmıştır" iddiası gile getiriliyor.

Fethullah Gülen'in tarihe, "Alim" maskesine bürünmüş bir "Hassan Sabah" olarak geçeceğini savunan yazar, "Alimler ve şarlatanlar" başlıklı köşesinde 17 Aralık operasyonuyla birlikte cemaatin neden kaybettiğini böyle izah ediyor:

"NORMAL BİR CEMAAT YAPILANMASI DEĞİL"

"Bu yapı sıradan bir cemaat özelliği taşısaydı hiçbir hükümet, hiçbir siyasi irade üzerine gidemezdi; eğer bugün Gülen grubu soruşturma ve kovuşturmaya uğruyorsa, bunun sebebi, bu yapılanmanın normal bir cemaat yapılanması olmamasıdır.

"SEKS KASETİ BİRİKTİREN"

10 yıl boyunca AK Parti iktidarının kanatları altında kendi geçmişini temize çekip meşruiyet devşiren Cemaat, ayakları üzerinde duracak noktaya geldiğinde ise darbeye kalkışarak milli iradeyi gasp etmeye çalıştı. 17 Aralık'tan itibaren Cemaat hızlı meşruiyetini kaybederken, Gülen de din adamı sıfatını yitirdi. Cemaat'i kimse zorla bitirmedi, Gülen'in itibarına karşı da kimse suikast yapmadı; seks kaseti biriktiren -ki kendisi bir demecinde bunu açıkça dile getirdi- bunu politika, medya ve iş dünyasına karşı silah olarak kullanan bir din adamının saygınlığının, meşruiyetinin devam etmesi zaten mümkün değildi.

17 Aralık'ın birinci yılı geride kalırken tablo siyaset açısından umut verici ama Cemaat açısından oldukça karanlık. Geçen bu kısa sürede 40 yıllık Cemaat yapısı büyük oranda dağıldı. AK Parti, üç seçim kazanarak iktidarını pekiştirdi. Aslında 40 yıllık bir örgütün bu kadar kolay dağılacağına kimse inanmazdı; bunu kolaylaştıran bizzat Gülen ve Cemaat'in kendisi oldu."