05 Mar 2008 15:31 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:00

"AKŞAM ULUSALCI BİR GAZETE OLMADI,ENGİN KENDİ GİDİŞİNE KILIF UYDURUYOR"!..SERDAR TURGUT'TAN ENGİN ARDIÇ'A "ZORUNLU CEVAP"!..

Gazete hakkında canı sıkıldığı günlerde bana bir telefon açsaydı,ben ona neyi,neden yaptığımızı anlatırdım.Umarım gazete değiştirme nedenleri arasında bunlar yer almıyordur.Bu şekilde konuşması inşallah gidişine siyasi kılıf hazırlamaktan ibarettir.

Engin Kardeşe Zorunlu Cevap


Gazete benim şahsi hesaplaşmalarımı yapacağım babamın malı değil, bu sayfalar kamuoyuna ait.

Biz de yazı yazma, haber koyma işimizi kamuoyuna saygı ilkemiz çerçevesinde yapabilirsek ancak o zaman bu işi açık alınla hallederiz

Sabah gazetesi artık âdet haline gelmiş olanı yaptı ve yeni yazarı Engin Ardıç'ın biraz daha reklamını yapmış olmak için geçen pazar ekinde iki tam sayfa röportaj yayınladı.

Engin arkadaşım olduğu ve birlikte bir tarihimiz bulunduğu için tahmin ediyorum ki; bu mülakatı Türkiye'de en fazla ilgiyle okuyan kişi ben olmalıyım. Genelde keyif de aldım dediklerinden.

Ancak konuşmasının bir yerinde AKŞAM gazetesi ile ilgili bir değerlendirmesi var ki; buna bir cevap vermeye kendimi mecbur hissettim.

Bu lafları okuyunca 'acaba Engin ayrıldığı kurum hakkında bunları söyleyerek kendi ayrılışına siyasi-sosyal bir kılıf mı giydiriyor' diye düşündüm. Çünkü malum, bizim ülkemizde gazeteciler bir kurumdan diğerine sadece daha iyi para koşulları olduğu için geçmezler. Bu işlemler hakkında mutlaka efsaneler yaratılır. Gazeteci ya gazetesinin politikasına karşıdır ya da genel yayın yönetmenine gerçek neden yerine böyle şeyler anlatılır.

Engin ayrılmadan önce AKŞAM gazetesinden hayli rahatsızmış, böyle diyor. Başta gelen nedeni gazetenin son aylarda havasının değişmesiymiş. Gazete ulusalcı gazete havasına girmiş. (Bu benim için yeni bir haber).

Hatta biz Ergenekon haberlerini de vermemişiz. Bu da Engin'de rahatsızlık yaratmış. Bu haberler konusunda sonra söyleyeceğim birkaç şey de olacak ama şimdi asıl konudan çıkmayayım.

Bunları bana da söylediğini açıklamış Engin ve Oray'ı da şahit göstermiş.

Evet; aynen söyledi. Madem Oray'ı şahit gösterdi, ben de gerekirse onun şahitliğine başvurabilirim.

Bunları duyduktan sonra ben de Engin'e bazı şeyler söyledim. Madem konu açıldı, onları aktarayım bari de tamamlansın her şey.

Üçümüz yemekteyken, Engin Sabah'a geçebileceğini çünkü iyi para istediğini söyledi. Ben de hiç düşünmeden kendisi için çok mutlu olduğumu, bir gazeteci arkadaşımın yaptığı işten dolayı iyi para kazanmasının benim için her zaman mutluluk veren bir şey olduğunu söyledim ve hatta 'inşallah beklentin olur' diye de ekledim. Çünkü bu benim açımdan marjinal fayda teorisine giren bir gelişmeydi. Engin kârlı çıkacaktı, ben ise zararlı çıkmayacaktım. Tüm ekonomistlerin anlayabileceği ve destekleyeceği bir gelişmeydi bu.

Sunset Restorant'taki yemekte konuşuyoruz bunları. Sonra ben, 'beklentileri olursa bundan sonraki yemekleri onun ısmarlayacağını ve hatta pahalı şarap içeceğimizi' söyleyerek şaka da yaptım.

Amacım biraz soğumuş havayı ısıtmaktı. Çünkü Engin bu tür deklarasyonları sinirli bir ifadeyle yapabiliyor ve aksini söylememize rağmen sinirlenecek bir şey olmayabileceğine katiyen inanmayabiliyor.

Sonra ulusalcı gazete yorumunu da yaptı bana. İşte o aşamada 'kendi gidişine kılıf giydiriyor' diye düşündüm. Ben de ona 'Peki Engin, bana bir tek manşetimizi, gazete olarak tavrımızı örnek olarak göster de ben de anlamlandırabileyim bu yorumunu' dedim. Tahmin ettiğim gibi kafasında somut bir tavrımız yoktu. Sadece Engin kendisiyle aynı düşünmeyen ve evet 'ulusalcı' diye tanımlanabilecek tavırları bulunan diğer bazı yazarlarımıza kızıyormuş. Bunun üzerine koskoca Engin Ardıç ve Oray Eğin'in bulunduğu masada