10 Mayıs 2009 12:04 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:41

AKŞAM GENEL YAYIN YÖNETMENİ İSMAİL KÜÇÜKKAYA'DAN MEDYAYI SARSACAK İDDİA!..FEHMİ KORU KARAMEHMET'İ TEHDİT Mİ EDİYOR?

Oray Eğin'in ısrarlı Fehmi Koru yazıları, çok vahim iddiaları beraberinde getirdi. Akşam Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya bugünkü yazısında şok bir iddiayı ortaya attı.

YİTİRDİĞİMİZ DEĞER ÖLÇÜLÜLÜK
Nerede, neyi, nasıl söyleyeceğimiz bilgisi 'basiret' istiyor. 'Üslup içeriğe dahildir.' Ölçü tutturulamadığı zaman sözler kolaylıkla değerini ve ağırlığını kaybediyor. Amacını aşan, yanlış anlamaya müsait sözler kolaylıkla ağızlardan dökülüveriyor.
Nasıl oluyor da diller çözülüveriyor aniden? Etrafımızı saran kameralar, önümüze tutulan mikrofonlar veya bize tahsis edilen sütunlar kendimizi ifade etme açısından bir çeşit sarhoşluk etkisi mi yaratıyor?
Ölçülülük Eski Yunan'dan beri en temel erdemlerden birisi olarak görülüyor. Peki konuşmalarımızda ölçülü olma erdemini niçin bu hızla yitiriyoruz?
Bir süredir isim sahibi kimi yazarlarda tuhaf bir eğilim görüyorum. Diyelim bir yazar kendileriyle ilgili eleştiri yazdı, doğrudan o yazarın gazetesinin patronunu hedef alıyorlar. Fehmi Koru ve Mehmet Altan bunların en son iki önemli örneğini oluşturuyor. Kendileriyle ilgili yazılanlar haksız ve ağır bile olsa, bu düzeydeki isimlere yakışan tutum ya görmezden gelmek (ki bence çoğu kere en ağır yanıt bu olur) ya o yazara yanıt vermek (bilge adamlar herkese hak ettiği şekilde ve uygun şiddetle karşılık verirler) ya da hakaret içeriyorsa mahkemeye başvurmak değil midir? Hayır, bunu yapmıyorlar... Kendi sütunlarından hükümetle veya bürokrasiyle iyi ilişkilerini ima ederek, o yazarın gazetesinin patronunu açıkça tehdit ediyorlar. Üstelik yalan yanlış ifadelerle...


YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ