AKŞAM GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ SERDAR TURGUT REST ÇEKTİ: "EVET BEN BİR MOĞOLUM, VAR MI DİYECEĞİNİZ?"!..
Oğlumun kıçında Moğol lekesiyle doğmasıyla başlamış ve büyüyünce Çinliler gibi çekik gözleri olmasıyla pekişen şüphelerim, dün gece sabaha karşı üç buçuk civarında iyice kesinleşti.
Gerçekler acı olsa da gerçektir
Bazen gerçekleri hoş olmasalar da kabul etmek gerekiyor. Hele o gerçeklerden bazıları genlerimizdeyse yapılacak hiçbir şey kalmıyor.
Acı gerçeği kabul ederek, yüreğimize taş basıp bir köşeye çekilip oturacağız. Başka çare yok.
Uğramış olduğum travmada, tedaviye yardımcı olur diye acı gerçeği bir de yüksek sesle söylemeyi deneyeyim: EVET BEN BİR MOĞOLUM, VAR MI DİYECEĞİNİZ?..
Oğlumun kıçında Moğol lekesiyle doğmasıyla başlamış ve büyüyünce Çinliler gibi çekik gözleri olmasıyla pekişen şüphelerim, dün gece sabaha karşı üç buçuk civarında iyice kesinleşti.
O saatlerde internet´te Çin Seddi´ne saldıran kavimlerin tarihini araştırıyordum.
Rana benim porno seyrettiğimi sandığından arkamdan gizlice yaklaşıp baktı. O anda ekranda çirkin bazı insanların fotoğrafı vardı.
Rana `hayrola fetişlerinde radikal bir değişim mi yaşıyorsun´ diye sordu ve ben daha cevap veremeden de gitti.
Aslında cevap vermeye başlasaydım da ne diyeceğimi tam bilemiyordum. Böylesi daha iyi oldu.
Bu işi inceliyordum, birden yıldırım çarpmış gibi irkildim, ekstrasistol oldum. Çünkü Moğol İmparatorluğu´nda yer alan kavimlerden bir tanesinin adı `TORGUUT´tu. Soyadımızın da nereden gelmiş olduğu da belli olmuştu işte. Torguut´un okunuşu Turgut tabii ki... Hatta google´a aramak için Torguut yazın karşınıza `Turgut mu demek istediniz´ mesajı bile çıkıyor.
Diyebilirsiniz ki; nasıl oluyor da sizler Moğol kanı taşıyabiliyorsunuz kardeşim... Bunu sorabilirsiniz. Ben de size "kardeşim sizin dedeniz at üstünde Orta Asya´dan Avrupa´nın derinliklerine kadar koşturup gelseydi ve her durduğu noktada deli gibi çiftleşseydi bu gayet tabii ki olabilirdi ve gayet de normal karşılanırdı" derim.
Moğollara karşı kuzeyde savaşmış Çin komutanlardan bir tanesi olan Yin Geng, orijinali Japonya´da bulunan yazılarında bakın Moğolları nasıl anlatıyor:
`Çiftleşmekten çok hoşlanırlar. Bunu zamanın gündüz mü yoksa gece mi olduğuna ve kimsenin seyredip seyretmediğine aldırmadan yaparlar´.
Adeti böyle olan adamların at üstünde uzunca süre seyahat ettikten sonra neler yapabileceğini siz düşünün artık.
Yin Geng diğer Ming dönemi yazarları gibi Moğolları `lu´ olarak adlandırıyor yani `barbarlar´ diyor ve kitabının başka bir yerinde bir gözlemini daha aktarıyor:
`Her barbar ailesi alkollü içki yapmayı bilirdi ve hepsi de içmekten zevk alırdı. Büyükbaş hayvanların su içtiği gibi neredeyse nefes almak için ara vermeden içki içerlerdi´.
Ben bunları okuyunca Turgut ailesinin Torguut köyünden geldiğine iyice inanmaya başladım.
Bu gerçeklere ulaştıktan sonra, ailemizin kökeninin büyük kaptan Turgut Reis´e uzandığı yolunda aile büyükleri tarafından anlatılan efsaneyi yalanlamak için çalışmalara başladım.
Bunu yalanlamayı başaramadım. Çünkü karada, düz alanda yürümeyi bile zor başarabilen ben, bir sandal ya da yat üstüne çıktığım zaman adeta bale yapmaya başladığımı gördüğüm günden beri, bu tarihsel geçmişin olabileceğine inanmaya başlamıştım.
Şu ana kadar aile kökenlerinin Turgut Reis´e kadar gitmediğini ne yazık ki ispatlayabilmiş değilim. Ama başka bir şey yapmaya başladım sanıyorum: Turgut Reis´in soyunun kökenlerinin Moğol olduğunu ispatlamaya giriştim.
Turgut Reis denize açılmadan önce köyünde avcılığı ve ok atmadaki ustalığıyla tanınırmış. Bu da bana bir ipucunu takip etmeye b