20 Eyl 2017 12:52 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:08

Akşam eski Genel Yayın Yönetmeni'nden itiraf: "Ethem Sancak FETÖ'cüleri koruyan bir eda ile..."

Akşam'ın eski genel yayın yönetmeni Mehmet Ocaktan, üç yıl önce Ethem Sancak'ın 'Ordumuza laf söyletmem' nutuğu attığını söyledi.

Kısa bir süre önce gazetelerini ve televizyonlarını Erdoğan için hapse girerek cezaevinde korumalığını yapan Hasan Yeşildağ’ın kardeşi Zeki Yeşildağ'a devreden AKP MKYK üyesi Ethem Sancak'ın 'Fethullahçıları' nasıl koruduğuna dair ilk elden bir tanıklık ortaya çıktı.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakın Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, köşesinde Akşam gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğu dönemde, patronu Ethem Sancak’ın kendisine attığı nutuku yazdı.

FETÖ ile mücadeleye değinen Ocaktan, “Peki bir daha böyle bir belaya maruz kalmamak için şu anda devletin hazırladığı bir strateji var mı? Belki daha açık sormak gerekiyor; mesela bu tür din odaklı yapılanmaların devlet içinde yeniden hayat bulmalarını engellemek için devletin açık ve şeffaf bir liyakat kriteri olacak mıdır?” diye sorduktan sonra şunları yazdı:

“Eğer geçmişte olduğu gibi ‘alnı secdeli’ olma kriteri ile yola devam edeceksek, korkarım gelecekte de yeni FETÖ’ler ve benzerleriyle uğraşmak zorunda kalabiliriz. Ayrıca unutmayalım, içeride kriminal anlamda önemli bir başarı sağlanmış olsa da, FETÖ dışarıda hala dipdiri ve neredeyse bütün dünyada muazzam bir güç biriktiriyor. İşte burada da daha sofistike mücadele stratejileri gerekiyor.”

CUMHURBAŞKANLIĞI VE BAŞBAKANLIKTAN YALANLAMA

Ocaktan, eski patronu Ethem Sancak’la yaşadığı olayı ise şöyle anlattı:

“Maalesef Türkiye’de belli strateji ve plan çerçevesinde işleyen bir devlet aklı olmadığı için bütün işlerimizi Anadolu’daki tabirle ‘kara kucak işi’ yöntemlerle sonuçlandırmaya çalışıyoruz.

FETÖ ile mücadele konusunda başından beri stratejimizin olmadığını daha net anlatabilmek için somut bir örnek aktarmak istiyorum. Malum 17-25 Aralık kalkışması 2013 yılında gerçekleşti. Hatırlayalım, o tarihten itibaren siyasi iktidardan belli kurumlara kadar herkes bolca FETÖ ile mücadele nutukları atıyordu. Ancak icraatın atılan nutuklar kadar hızlı ilerlediğini söylemek pek mümkün değildi.

Nitekim o dönemde yayın yönetmeni olduğum Akşam gazetesi 28 Haziran 2014’te ‘Karargahta 40 paralel paşa’ manşetiyle çıktı. Bu haberde TSK’nın bütün kademelerindeki bütün paralellerin, bugünkü adıyla FETÖ’cülerin adeta dökümünü çıkardık.

Ve bir gün sonra kıyamet koptu, önce Genelkurmay bizi yalanlayan sert bir açıklama yayımladı: ‘Anılan haber ve yorumda, TSK içinde hiyerarşi ve disiplin dışı oluşumların teşkilatlanabildiği imajının yaratılmak istendiği üzüntü ile izlenmektedir.’ Hemen ardından cumhurbaşkanlığının açıklaması geldi, o da bize ayar vermede genelkurmayla yarışır haldeydi: ‘TSK’nın komuta kademesi ve üst rütbeli subaylarıyla ilgili yapılan yayını Sayın Cumhurbaşkanımız büyük bir sorumsuzluk örneği olarak görmüş ve bundan derin üzüntü duymuştur.’ Ve başbakanlık açıklaması: ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızma girişimleriyle alakalı olarak dün bir günlük gazetede yayımlanan haber çerçevesinde, söz konusu girişimi araştırmak üzere Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla özel bir ekip oluşturulduğu biçimindeki iddia gerçeği yansıtmamaktadır.’

“ETHEM SANCAK’IN FETÖ’CÜLERİ KORUYAN BİR EDA İLE GELİP…”

Bu arada, o gün patron konumunda olan Ethem Sancak’ın FETÖ’cüleri koruyan bir eda ile gelip toplantıda 'Ordumuza laf söyletmem' nutukları attığını da bir yere not etmeliyim. 2014 yılında artık FETÖ’nün bütün devlet kurumlarını olduğu gibi TSK’yı da istila ettiği herkesin malumu olduğu halde, devletin tepesindeki isimlerin ‘ordumuzda zinhar böyle bir yapılanma yoktur’ anlayışıyla haber yalanlama yarışına girmelerini nasıl bir mücadele stratejisiyle açıklayabiliriz? Açıkçası ben bu yarışta pek bir strateji göremiyorum, gören varsa anlatıversin...