06 Haz 2011 10:56
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:25
AKP'DEN THE ECONOMIST'TEKİ O ANALİZE SERT TEPKİ!
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, The Economist dergisindeki bir makale ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik: Önümüzdeki seçimlerde oy verilmesini istediğiniz CHP Türkiye’de otokratik siyasetin merkezi olmaya devam etmektedir. Çok kısa bir zaman önce Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkan yardımcılarından biri (Süheyl Batum’u kastediyor) ’orduyu darbe yapamayacak durumda olduğu için (kağıttan kaplan) olarak’ nitelendirmiştir.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "The Economist Dergisi"nde çıkan bir makale ile ilgili olarak, "Makalenizde ’AK Parti’nin yeniden iktidar olacağı ama güçlü bir iktidar olmaması gerektiği,
çünkü güçlü bir AK Parti iktidarının otokrasi yanlısı davranacağı’ şeklindeki yaklaşımlar, Türk halkını ’otokrasi yanlısı’ göstermek gibi hem siyasi olarak gerçek dışı hem de ahlaki açıdan sorunlu yaklaşımlardır" değerlendirmesinde bulundu.
Çelik tarafından, AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı’ndan "The Economist" tekzibi hakkında yazılı açıklama yapıldı.
The Economist Dergisi’nin 2 Haziran Perşembe günkü sayısında yer alan "Türkiye’deki genel seçimler" hakkındaki yazı ile ilgili olarak cevap verilmesi gereği duyulduğunu belirten Çelik, açıklamada "Analizlerinin gerçekçiliği ve niteliği bakımından olmasa da tarihe kayıt düşmek bakımından cevap vermek gerekmektedir" ifadesine yer verdi.
Çelik, açıklamada, şunları kaydetti:
"Analizinizde ’Türkiye’nin yükselişinin son 10 yılın en önemli olaylarından biri’ olduğunu söylüyor ve Başbakan Erdoğan’ın ekonomi kalkınma, siyasi reform ve dış politikadaki liderliğinin başarısının altını çiziyorsunuz. Fakat, ardından Türklere iktidar partisine karşı oy vermeyi öneriyorsunuz.
AK Parti iktidara geldiği günden beri, Türkiye’nin çağdaş demokrasi standartlarına kavuşması için, tarihimizin en güçlü reformlarını yapmıştır. AK Parti’nin gerçekleştirdiği siyasi reformlar, Avrupa Birliği çevreleri tarafından ’sessiz devrim’ olarak nitelendirilmiştir. Hukuk reformları ise Venedik Komisyonu tarafından takdirle karşılanmıştır. Bu nedenle AK Parti, otokratik siyasetten yana olanlar karşısında ’en güçlü demokratik siyasi odak’ olarak adlandırılmıştır.
Derginizde çıkmış pek çok nitelikli ve objektif Türkiye analizi de bunu kabul etmiştir. Önümüzdeki seçimlerde oy verilmesini istediğiniz CHP ise Türkiye’de otokratik siyasetin merkezi olmaya devam etmektedir. Çok kısa bir zaman önce Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkan yardımcılarından biri ’orduyu darbe yapamayacak durumda olduğu için (kağıttan kaplan) olarak’ nitelendirmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu ise kendi yardımcılarından birinin yaptığı bu açık askeri darbe övgüsü karşısında sessiz kalmıştır. AK Parti’nin muhaliflerini susturduğu iddiası ise bir propagandadan ibarettir.
Türkiye’de askeri darbe planı yapan örgütlenmelerle ve Avrupa’nın yakından tanıdığı ’Gladio’ tipi oluşumlarla mücadele etmek, demokrasinin ve hukuk devletinin yerleşikleşmesi için vazgeçilmez bir siyasi misyondur. AK Parti darbeci oluşumlarla demokrasi ve hukuk devleti adına mücadele ederken, AK Parti politikalarının otokratik olmakla itham edilmesi, otokratik siyasetten yana olanların propagandasından öte bir anlam ifade etmemektedir. Sivil siyasetin alanını genişletip demokrasiyi güçlendirdikçe ’sivil dikta’ suçlaması ile, öte yandan bölge barışına ve dünya barışına katkı yapan güçlü dış politikamız ile çeşitli sorunlara çözümler getirdiğimiz için ’eksen kayması’ suçlaması ile karşılaşmamız, aynı kara propagandanın iki ayrı yüzüdür."
-"BASIN ETİĞİ İLE DE BAĞDAŞMAMAKTADIR"-
Derginin, 28 Nisan tarihinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomi politikalarını "bulanık", dış politikasını "sallantıda" olarak değerlendirdiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Birçok CHP’linin Ergenekon mafyasından iki ismin partilerinden aday gösterilmesinden memnuniyetsiz olduğunu iletmiştir. Şimdi ise CHP’ye oy vermeyi ’otokrasiye karşı durmak’ olarak tanımlamak, en iyi haliyle Türkiye tarihini bilmemek, en kötü haliyle bir manipulasyon çabası olarak yorumlanmaktadır.
Ayrıca, makalenizde ’AK Parti’nin yeniden iktidar olacağı ama güçlü bir iktidar olmaması gerektiği, çünkü güçlü bir AK Parti iktidarının otokrasi yanlısı davranacağı’ şeklindeki yaklaşımlar, Türk halkını ’otokrasi yanlısı’ göstermek gibi hem siyasi olarak gerçek dışı hem de ahlaki açıdan sorunlu yaklaşımlardır.
Türkiye’de genel seçimlere çok az süre kalmışken, seçmenlerin belli partilere oy vermesi için açık çağrı yapan makale yayımlamanız basın etiği ile de bağdaşmamaktadır.
Öte yandan vatandaşlarımızın kendilerini ’belli’ partilere yönlendirmeye çalışan dış telkinlere tepkiyle yaklaştığını size hatırlatmak isterim. Türk seçmeninin demokrasi bilinci, hür iradesini yönlendirmeye çalışan her türlü telkine kapalıdır.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "The Economist Dergisi"nde çıkan bir makale ile ilgili olarak, "Makalenizde ’AK Parti’nin yeniden iktidar olacağı ama güçlü bir iktidar olmaması gerektiği,
çünkü güçlü bir AK Parti iktidarının otokrasi yanlısı davranacağı’ şeklindeki yaklaşımlar, Türk halkını ’otokrasi yanlısı’ göstermek gibi hem siyasi olarak gerçek dışı hem de ahlaki açıdan sorunlu yaklaşımlardır" değerlendirmesinde bulundu.
Çelik tarafından, AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı’ndan "The Economist" tekzibi hakkında yazılı açıklama yapıldı.
The Economist Dergisi’nin 2 Haziran Perşembe günkü sayısında yer alan "Türkiye’deki genel seçimler" hakkındaki yazı ile ilgili olarak cevap verilmesi gereği duyulduğunu belirten Çelik, açıklamada "Analizlerinin gerçekçiliği ve niteliği bakımından olmasa da tarihe kayıt düşmek bakımından cevap vermek gerekmektedir" ifadesine yer verdi.
Çelik, açıklamada, şunları kaydetti:
"Analizinizde ’Türkiye’nin yükselişinin son 10 yılın en önemli olaylarından biri’ olduğunu söylüyor ve Başbakan Erdoğan’ın ekonomi kalkınma, siyasi reform ve dış politikadaki liderliğinin başarısının altını çiziyorsunuz. Fakat, ardından Türklere iktidar partisine karşı oy vermeyi öneriyorsunuz.
AK Parti iktidara geldiği günden beri, Türkiye’nin çağdaş demokrasi standartlarına kavuşması için, tarihimizin en güçlü reformlarını yapmıştır. AK Parti’nin gerçekleştirdiği siyasi reformlar, Avrupa Birliği çevreleri tarafından ’sessiz devrim’ olarak nitelendirilmiştir. Hukuk reformları ise Venedik Komisyonu tarafından takdirle karşılanmıştır. Bu nedenle AK Parti, otokratik siyasetten yana olanlar karşısında ’en güçlü demokratik siyasi odak’ olarak adlandırılmıştır.
Derginizde çıkmış pek çok nitelikli ve objektif Türkiye analizi de bunu kabul etmiştir. Önümüzdeki seçimlerde oy verilmesini istediğiniz CHP ise Türkiye’de otokratik siyasetin merkezi olmaya devam etmektedir. Çok kısa bir zaman önce Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkan yardımcılarından biri ’orduyu darbe yapamayacak durumda olduğu için (kağıttan kaplan) olarak’ nitelendirmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu ise kendi yardımcılarından birinin yaptığı bu açık askeri darbe övgüsü karşısında sessiz kalmıştır. AK Parti’nin muhaliflerini susturduğu iddiası ise bir propagandadan ibarettir.
Türkiye’de askeri darbe planı yapan örgütlenmelerle ve Avrupa’nın yakından tanıdığı ’Gladio’ tipi oluşumlarla mücadele etmek, demokrasinin ve hukuk devletinin yerleşikleşmesi için vazgeçilmez bir siyasi misyondur. AK Parti darbeci oluşumlarla demokrasi ve hukuk devleti adına mücadele ederken, AK Parti politikalarının otokratik olmakla itham edilmesi, otokratik siyasetten yana olanların propagandasından öte bir anlam ifade etmemektedir. Sivil siyasetin alanını genişletip demokrasiyi güçlendirdikçe ’sivil dikta’ suçlaması ile, öte yandan bölge barışına ve dünya barışına katkı yapan güçlü dış politikamız ile çeşitli sorunlara çözümler getirdiğimiz için ’eksen kayması’ suçlaması ile karşılaşmamız, aynı kara propagandanın iki ayrı yüzüdür."
-"BASIN ETİĞİ İLE DE BAĞDAŞMAMAKTADIR"-
Derginin, 28 Nisan tarihinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomi politikalarını "bulanık", dış politikasını "sallantıda" olarak değerlendirdiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Birçok CHP’linin Ergenekon mafyasından iki ismin partilerinden aday gösterilmesinden memnuniyetsiz olduğunu iletmiştir. Şimdi ise CHP’ye oy vermeyi ’otokrasiye karşı durmak’ olarak tanımlamak, en iyi haliyle Türkiye tarihini bilmemek, en kötü haliyle bir manipulasyon çabası olarak yorumlanmaktadır.
Ayrıca, makalenizde ’AK Parti’nin yeniden iktidar olacağı ama güçlü bir iktidar olmaması gerektiği, çünkü güçlü bir AK Parti iktidarının otokrasi yanlısı davranacağı’ şeklindeki yaklaşımlar, Türk halkını ’otokrasi yanlısı’ göstermek gibi hem siyasi olarak gerçek dışı hem de ahlaki açıdan sorunlu yaklaşımlardır.
Türkiye’de genel seçimlere çok az süre kalmışken, seçmenlerin belli partilere oy vermesi için açık çağrı yapan makale yayımlamanız basın etiği ile de bağdaşmamaktadır.
Öte yandan vatandaşlarımızın kendilerini ’belli’ partilere yönlendirmeye çalışan dış telkinlere tepkiyle yaklaştığını size hatırlatmak isterim. Türk seçmeninin demokrasi bilinci, hür iradesini yönlendirmeye çalışan her türlü telkine kapalıdır.