06 Oca 2014 10:52
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:51
AKP medyasına Cemaat soruları!
AKP medyasında Gülen cemaati için kullanılan yeni sıfatları sıralayan Ekrem Dumanlı bugünkü köşesinden 'Bu sorular cevap bekliyor' diye yazdı
Zaman gazetesinin tepe ismi Ekrem Dumanlı bugünkü yazısında AKP
medyasında Gülen cemaati için oluşturulan yeni dili eleştirdi.
AKP MEDYASINA CEMAAT SORULARI
Dumanlı cemaatin artık AKP medyasında ‘çete, paralel yapı, alternatif devlet, maşa’ gibi sıfatlarla tanımlanır hale gediğini kaydetti. "Bu arkadaşlara birkaç soru sormakta fayda var sanırım" diyen Dumanlı 6 madde halinde AKP medyasının aldığı yeni tutumu ve bunun geçmişteki tutumlarıyla farkını sorguladı.
İşte Dumanlı'nın yazısındaki ilgili bölüm:
Anlaşılan o ki bazı meslektaşlarımız savaş dilini çok benimsedi. ‘Cemaat’ten bahsederken utanmadan ‘çete, paralel yapı, alternatif devlet, maşa’ gibi sıfatları art arda sıralayabiliyorlar. Bu arada Kandil sevgisi ve İmralı aşkı her satırına yansıyor bazı arkadaşların. Düne kadar veryansın ettikleri Ergenekon ve Balyoz sanıklarına gösterdikleri muhabbet ve hürmet de işin cabası. Bu arkadaşlara birkaç soru sormakta fayda var sanırım:
1- Bir ‘camia’ya ‘paralel yapı’ der, kanunlara saygı içinde onlarca yıldır faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını devlet karşıtı ilan ederseniz, diğer ‘camia’ları; hatta iktidarın gölgesinde serpilmiş düşünce kuruluşlarını, pek çok hizmete imza atan dernek ve vakıfları bu mevhum suçlamadan nasıl kurtaracaksınız?
2- Bazı insanları ‘paralel yapı’ suçlaması ile delilsiz ispatsız suçlayıp, benzer çalışmalar yapan diğer sivil ‘örgütler’i bugün koruyup kollasanız bile, bir gün bir başka iktidarın aynı zulmü o masum insanlar için kullanmayacağını nasıl temin edeceksiniz?
3- Mahkeme zabıtlarına göre ilk defa ‘paralel devlet’ lafı KCK soruşturmalarında kullanıldı. Şimdi PKK’nın çatısı olan KCK için af ve çıkış yolu arayanlar, hayatlarında hiçbir suça karışmamış ve devlet karşıtı olmamış insanlar hakkında hangi yasa ile ve hangi vicdan ile paralel devlet suçlamasında bulunabilir? KCK’lılar hapishaneden kurtarılırken bu ülkenin birlik ve dirliğine gönül veren insanları hapislere mi atacaksınız?
4- Somut suç unsuru ve delili olmadan devlet görevi yapan kişileri istihbarat raporlarıyla fişleyip işlem yaptığınızda bu rejimin adına nasıl demokrasi, sistemin adına nasıl hukuk devleti diyeceksiniz? Böyle keyfî uygulamaların 28 Şubat’tan farkı ne olacak?
5- Uzun bir zamandan beri övünçle anlatılan ve seçimlerde oy getiren ‘darbe davaları’ndaki duruştan vazgeçiliyor. O kadar ki, daha düne kadar söylemedik laf bırakmadığınız Barolar Birliği Başkanı’na dizdiğiniz methiyeler gerçekten tarihe geçecek (!) mahiyette. ‘Darbe davası’ zanlıları ve mahkûmlarına bu kadar sempati ile yaklaşırken kendi tabanınız sayılan insanlara cadı avı düzenlendiğinde insanların yüzüne nasıl bakacaksınız?
6- Ortada somut bazı suçlamalar varken ve onlarla ilgili tek bir hukukî adım atılmazken, hayalî bir kısım ithamlar ve uluslararası komplolar üzerinden insanları zan altında bırakmayı kamu vicdanına nasıl anlatacaksınız?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
AKP MEDYASINA CEMAAT SORULARI
Dumanlı cemaatin artık AKP medyasında ‘çete, paralel yapı, alternatif devlet, maşa’ gibi sıfatlarla tanımlanır hale gediğini kaydetti. "Bu arkadaşlara birkaç soru sormakta fayda var sanırım" diyen Dumanlı 6 madde halinde AKP medyasının aldığı yeni tutumu ve bunun geçmişteki tutumlarıyla farkını sorguladı.
İşte Dumanlı'nın yazısındaki ilgili bölüm:
Anlaşılan o ki bazı meslektaşlarımız savaş dilini çok benimsedi. ‘Cemaat’ten bahsederken utanmadan ‘çete, paralel yapı, alternatif devlet, maşa’ gibi sıfatları art arda sıralayabiliyorlar. Bu arada Kandil sevgisi ve İmralı aşkı her satırına yansıyor bazı arkadaşların. Düne kadar veryansın ettikleri Ergenekon ve Balyoz sanıklarına gösterdikleri muhabbet ve hürmet de işin cabası. Bu arkadaşlara birkaç soru sormakta fayda var sanırım:
1- Bir ‘camia’ya ‘paralel yapı’ der, kanunlara saygı içinde onlarca yıldır faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını devlet karşıtı ilan ederseniz, diğer ‘camia’ları; hatta iktidarın gölgesinde serpilmiş düşünce kuruluşlarını, pek çok hizmete imza atan dernek ve vakıfları bu mevhum suçlamadan nasıl kurtaracaksınız?
2- Bazı insanları ‘paralel yapı’ suçlaması ile delilsiz ispatsız suçlayıp, benzer çalışmalar yapan diğer sivil ‘örgütler’i bugün koruyup kollasanız bile, bir gün bir başka iktidarın aynı zulmü o masum insanlar için kullanmayacağını nasıl temin edeceksiniz?
3- Mahkeme zabıtlarına göre ilk defa ‘paralel devlet’ lafı KCK soruşturmalarında kullanıldı. Şimdi PKK’nın çatısı olan KCK için af ve çıkış yolu arayanlar, hayatlarında hiçbir suça karışmamış ve devlet karşıtı olmamış insanlar hakkında hangi yasa ile ve hangi vicdan ile paralel devlet suçlamasında bulunabilir? KCK’lılar hapishaneden kurtarılırken bu ülkenin birlik ve dirliğine gönül veren insanları hapislere mi atacaksınız?
4- Somut suç unsuru ve delili olmadan devlet görevi yapan kişileri istihbarat raporlarıyla fişleyip işlem yaptığınızda bu rejimin adına nasıl demokrasi, sistemin adına nasıl hukuk devleti diyeceksiniz? Böyle keyfî uygulamaların 28 Şubat’tan farkı ne olacak?
5- Uzun bir zamandan beri övünçle anlatılan ve seçimlerde oy getiren ‘darbe davaları’ndaki duruştan vazgeçiliyor. O kadar ki, daha düne kadar söylemedik laf bırakmadığınız Barolar Birliği Başkanı’na dizdiğiniz methiyeler gerçekten tarihe geçecek (!) mahiyette. ‘Darbe davası’ zanlıları ve mahkûmlarına bu kadar sempati ile yaklaşırken kendi tabanınız sayılan insanlara cadı avı düzenlendiğinde insanların yüzüne nasıl bakacaksınız?
6- Ortada somut bazı suçlamalar varken ve onlarla ilgili tek bir hukukî adım atılmazken, hayalî bir kısım ithamlar ve uluslararası komplolar üzerinden insanları zan altında bırakmayı kamu vicdanına nasıl anlatacaksınız?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız