AKP medyasına Cemaat soruları!
AKP medyasında Gülen cemaati için kullanılan yeni sıfatları sıralayan Ekrem Dumanlı bugünkü köşesinden 'Bu sorular cevap bekliyor' diye yazdı
Zaman gazetesinin tepe ismi Ekrem Dumanlı bugünkü yazısında AKP
medyasında Gülen cemaati için oluşturulan yeni dili eleştirdi.
AKP MEDYASINA CEMAAT SORULARI
Dumanlı cemaatin artık AKP medyasında ‘çete, paralel yapı,
alternatif devlet, maşa’ gibi sıfatlarla tanımlanır hale gediğini
kaydetti. "Bu arkadaşlara birkaç soru sormakta fayda var
sanırım" diyen Dumanlı 6 madde halinde AKP medyasının aldığı yeni
tutumu ve bunun geçmişteki tutumlarıyla farkını sorguladı.
İşte Dumanlı'nın yazısındaki ilgili bölüm:
Anlaşılan o ki bazı meslektaşlarımız savaş dilini çok benimsedi.
‘Cemaat’ten bahsederken utanmadan ‘çete, paralel yapı, alternatif
devlet, maşa’ gibi sıfatları art arda sıralayabiliyorlar. Bu arada
Kandil sevgisi ve İmralı aşkı her satırına yansıyor bazı
arkadaşların. Düne kadar veryansın ettikleri Ergenekon ve Balyoz
sanıklarına gösterdikleri muhabbet ve hürmet de işin cabası. Bu
arkadaşlara birkaç soru sormakta fayda var sanırım:
1- Bir ‘camia’ya ‘paralel yapı’ der, kanunlara saygı içinde onlarca
yıldır faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını devlet karşıtı
ilan ederseniz, diğer ‘camia’ları; hatta iktidarın gölgesinde
serpilmiş düşünce kuruluşlarını, pek çok hizmete imza atan dernek
ve vakıfları bu mevhum suçlamadan nasıl kurtaracaksınız?
2- Bazı insanları ‘paralel yapı’ suçlaması ile delilsiz ispatsız
suçlayıp, benzer çalışmalar yapan diğer sivil ‘örgütler’i bugün
koruyup kollasanız bile, bir gün bir başka iktidarın aynı zulmü o
masum insanlar için kullanmayacağını nasıl temin edeceksiniz?
3- Mahkeme zabıtlarına göre ilk defa ‘paralel devlet’ lafı KCK
soruşturmalarında kullanıldı. Şimdi PKK’nın çatısı olan KCK için af
ve çıkış yolu arayanlar, hayatlarında hiçbir suça karışmamış ve
devlet karşıtı olmamış insanlar hakkında hangi yasa ile ve hangi
vicdan ile paralel devlet suçlamasında bulunabilir? KCK’lılar
hapishaneden kurtarılırken bu ülkenin birlik ve dirliğine gönül
veren insanları hapislere mi atacaksınız?
4- Somut suç unsuru ve delili olmadan devlet görevi yapan kişileri
istihbarat raporlarıyla fişleyip işlem yaptığınızda bu rejimin
adına nasıl demokrasi, sistemin adına nasıl hukuk devleti
diyeceksiniz? Böyle keyfî uygulamaların 28 Şubat’tan farkı ne
olacak?
5- Uzun bir zamandan beri övünçle anlatılan ve seçimlerde oy
getiren ‘darbe davaları’ndaki duruştan vazgeçiliyor. O kadar ki,
daha düne kadar söylemedik laf bırakmadığınız Barolar Birliği
Başkanı’na dizdiğiniz methiyeler gerçekten tarihe geçecek (!)
mahiyette. ‘Darbe davası’ zanlıları ve mahkûmlarına bu kadar
sempati ile yaklaşırken kendi tabanınız sayılan insanlara cadı avı
düzenlendiğinde insanların yüzüne nasıl bakacaksınız?
6- Ortada somut bazı suçlamalar varken ve onlarla ilgili tek bir
hukukî adım atılmazken, hayalî bir kısım ithamlar ve uluslararası
komplolar üzerinden insanları zan altında bırakmayı kamu vicdanına
nasıl anlatacaksınız?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız