"AKMAN İSTİFA ET!... BAŞBAKANIN ÖNÜNÜ AÇ!..." SONUNDA TERCÜMAN YAZARI DA İSYAN ETTİ!... NEDEN Mİ?...

Zahit Akman'ın ruh hali!

KENDİSİNİ ilk hatırladığım zaman kanal yedinin ana haber bültenine Ankara'dan bağlanıp günün değerlendirmelerini yapmasıydı. Dışarıya renk vermeyen fakat camiasının içerisinde dar çerçevede kalacak konuşmaların yapıldığı ortamlarda bulunan biri izlenimi bıraktı. Sürekli ilişkide oldukları insanlar camiasının önde gelenleri idi, ardından kısa bir süre Amerika'da bulundu ama hep camiasına hizmet etti ve kendi payına düşeni almasını da iyi bildi. Camiada yaşı küçük ama aklı büyük olanlardan. Onun için Kanal 7'nin Almanya temsilciliği sadece meşru zeminde kullanabileceği bir titrdi. Kişisel ilişkileri bulunduğu ortam sebebiyle bir temsilcilik onu taşıyamazdı ara sıra göstermelik de olsa Kanal 7'nin ana haber bültenine bağlanıyor ve haber aktarıyordu. Sürekli kendisini konumlandırarak ileride gelebileceği yerlere aktarabilmeyi düşledi ve radarda bekledi. AKP tek başına iktidar oldu ama onun Almanya'da pozisyonu çok iyiydi, memleketlerinden uzak gelecek kaygısı taşıyıp bir gün ülkemize dönünce yatırımımız olsun diyenlere cennet vaat etmiyordu ama duruşu ile ve sözü makbul ağır ağabey tiplemeleriyle hizmet ediyordu. Her şey yolunda gitmedi, medya önüne çıkınca bir gün geçmişi ile yüzleşeceğini kestiremedi.
Aslında o haklı. Çünkü kendi dünyasında yaptıklarının zekatını almıştı ve bunu hak olarak görüyor, inanıyordu. Başkalarına dünyalık ve ahretlik aklı verirken kendisi mütevazı yaşamının arkasında maşallah dünyalığını istifledi. Yani yarın ölecekmiş gibi ibadet edip hiç ölmeyecekmiş gibi mülk edindi. Yahu Sayın Akman...

Armada İş Merkezi'nin otopark parasının aylık aidatı bile asgari ücreti geçerken sen nasıl gazetecilik maaşıyla buraya ortak oldun? Yoksa sana sayısal lotodan para mı çıktı da haram olan para ile mülk edindim diye açıklayamıyorsun? Üzücü olan yanı ise Akman böylesine şaşırtıcı mal varlığının sorgulanmasından rahatsız olup, bu mal varlığını yaparken acaba haksızlık ettim mi diye düşünmemesidir. Birileri RTÜK seçimleri öncesi Sayın Başbakan'ın önüne Akman'ın ismini koyuverdi. Zahiri alemi iyi bilen Akman 'Batıni' aleme geçiverdi. Akman işgal ettiği makamda pot üstüne pot kırarken geçmişinin irdeleneceğini kestiremedi ya da ben bu serveti hak ettim diye düşündüğünden umursamadı. Kendisine gazeteciler soru soruyor. Bire bir muhatap olduğu konulara bile nötr kalarak ben yoğum, rutin soruşturma deyip geçiştiriyordu.
İstifa et!!!
CUMA günü cami avlusunda toplanan paralar birilerinin başını ağrıtırken Akman ise yaptıkları doğalmış gibi ne var bunda psikolojisi ile soruları geçiştirdi.

Sayın Akmana tavsiyem artık istifa et ve seni tavsiye edenleri ve Başbakan'ın önünü aç. Sizin yüzünüzden Başbakan bile zor durumda kaldı. Bu yaşta bu ne hırs. Üzerinde spekülasyon yapılıp gayet rahat bir şekilde pişkinlikle, bu ben değilim diye topu taca atan sen. Yerel seçimlerde meze olacaksın. İstifa et. Nasıl olsa mahkemede aklanırsın çünkü senin gibiler aklanmak için hemen istifa ediyorlardı. Geçmişe bak aynı durumda olanların hiç biri yargılanmadan sonra ceza almadı. Sen de zaten bir yolunu bulup aklanırsın ve bakın aklandım artık her görevi istemek hakkım dersin. Sayın Akman... Sen Başbakanı bile zor durumda bıraktın. Seni atarken geçmişini bilmiyordu. Gelecekte yapılacak kuvvet gösterilerinde malzeme olacaksın. Başbakanın önünü aç istifa et Uzak mesafeden gol attırma. Her kese yeter artık dedirttiriyorsun. Ve en acı tarafı yaptıklarını kendine hak görüyorsun. Sayın Akman cebinde Türk parası taşıyor musun? Merak ediyorum. Bu hareketlerin bana bir fıkrayı hatırlattı:
İki sarhoş mezarlıktan geçerken biri ötekine 'Yahu burası mezarlık bir dua edelim